lütfen ölme

363 26 14
                                    

Saat gece ikiye denk geliyordu. Riki'ye pansuman yapılmıştı. Büyükanne burada diye babasının evine gidemedik. Dağın başında iki katlı eski bir eve geldik. Heeseung 9 da evden ayrıldı. Kasabaya inip birkaç malzeme alıcağını söyledi.

Onu beklerken Riki'nin başından hiç ayrılmadım. Bu kadar ağlamam beni bile saşırtıyordu. Ona neden şuan çok değer veriyorum. Ona birşey olucak diye ödüm kopuyor. Bu hiç normal değil. Nefret ve kin ile ondan kurtulma yolu ararken birden değişen şey ne oldu??

Bilmiyorum. Mantıklı ve ya sağlıklı düşünemiyorum.

"Eun sus artık"
"Iyimisin? Bir ağrın var mı?" Sana yemek getiriyim"

Kolumdan tutup geri yerime oturmamı sağladı.

"Ben iyiyim ve tokum. Endişe etmene gerek yok"
"Bilemiyorum"
"Ne oldu sana?"
"Hiçbirşey"
"Normal Eunchae değilsin"
"Hayır ben Eunchae'yim"
"Dün geceden sonra sürekli bana iyi davrandın. Yerde yatarken ağlamanı çok rahat duyabiliyordum"
"Ağlamadım"
"Bilincim yerindeydi "
"Sus ve dinlen"
"Az önce öyle demiyordun"
"Ne diyordum?"
"Lütfen ölme diye sayıklıyordun"

Içimden geçenleri dışarı mı yansıtmıştım. Ah aptal kafam.

"Bence sen dinlen ben su içip geliyim"
"Iç gel"

Mutfağın yolunu tuttum. Aslında su içmek için gelmedim buraya. Tamamen utanç ve gerginlikten geldim. Ellerim ile tezgahtan destek alarak biraz düşündüm.

Cidden Riki'ye değer vermeye başlıyordum. Bu çok garipti. Sarhoş olduğu gece. O zaman çok şey yaşandı. Bunları ona söyleyemem. Ama aklımda canlanınca daha da geriliyorum.

Bu yüzden mi ona iyi davranıyorum? Bence hayır. Başka birşey var. Henüz cevabına ulaşamıyorum. Ne zaman cevabı bulucağım. Bu oyun beni git gide terletiyor.

Elime su serptirip yüzüme birkaç damla su vurdum. Masa üzerindeki temiz peçete ile kurulayıp çöpümü attım. Titrek bacaklarım ile Riki'nin yanına ilerledim.

"Evet Eunchae "
"Efendim"
"Ne oluyor sana"
"Cidden birşey yok. Kimi görsem baş ucunda ağlar, sonra ona bakardım."
"Bunu yapmazdın."
"Yapardım"
"Orda onca adam vardı yerde"
"Evet ama onlar kötü taraf"
"Niye ben değil miyim? Seni kaçırıp evimde tutuyorum"
"Ama en azında beni öldürmek için çabalamıyorsun"
"Nerden biliyorsun? Belki öyle planlarım var"
"Sen o planları devreye sokana dek  ben çoktan yedinci kez kaçıyor olacağım."
"Hmhm emin ol. Kaçıyor olucaksın. Çünkü bunu başaramıyacaksın."
"Eminim zaten. Istesem giderim şuan"
"Neden gitmiyorsun?"
"Çünkü... dışarı çok karanlık. "
"Iyi madem inanalım"
"Inanmana ihtiyacım yok"
"Peki"

Hafiften doğrulmaya çalıştı. Yüzünü acı ile ekşittiğinde onu tekrar uzandırdım.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Benim belam değil mi?"
"Benim cümlemi bana yansıtma"
"Yansıtırım"
"Tek başına yansıt o zaman. Ben gidiyorum"
"Konuşucaklarım var"
"Banane"
"Sarhoş olduğum gece ile alakalı"
"Hâlâ ordamısın sen"
"Evet çünkü bana asıl gerçeği anlatmadın"
"Iyi tamam kaçmak için çıkmıştım evden"
"Onu biliyorum"
"O zaman neyi sorguluyorsun?"
"Seni öptüğümden mi bahsediyim yoksa konuştuklarımdanmı?"
"Öyle birşey olmadı Riki"
"Eun karşında çocuk yok"
"Bak tamam öyle birşey oldu ama hemen kalktın. Büyütülecek birşey yok"
"Birinin seni öpmesi sorun değil mi?"
"Sorun"
"E o zaman"
"Sonra konuşalım"
"Hayır şimdi"
"Sus yoksa döverim seni"
"Döv"
"Vazgeçtim"

Gülerek cevap verdi.

"Nedenmiş o?"
"Çünkü sen yaralasın"
"Dövünce pansuman da yaparsın"
"Olmaz "
"Heeseung nerede?"
"Kasabaya indi "
"Tekiz yani "
"Evet. Niye sordun?"
"Birşeyler içelim mi?"
"Bu halinle mi?"
"Evet "
"Olmaz. Uyu dinlen"
"Hadi ya mızıkçılık yapma"
"Riki sus dedim"
"Susmuyorum"
"Iyi yanlız başına kal"

DARK FATE 'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin