Üzerimdeki ağırlık nedeni ile gözlerimi araladım. Göğüs hizamda yatan Riki'yi gördüğümde dün geceye ışınlandım. Sarhoş olduğu içinmiydi yoksa ne yaptığını bilmediği içinmiydi?
"Şaşırdım"
"Neye?"
"Bana sarılmana"
"Canım istedi"
"Vaaayy"Ona dün geceden bahsetmelimiyim. Ama bana kızmadı. Ya şimdi kızarsa? Şuanlık sır olarak kalsın.
"Kahvaltı hazırla"
"Tamam"
"Bundan sonrada sarhoş olduğumda ayıktırmaya çalış"
"Kabul etmedin"
"Zorla banyoya götür"
"Engel oldun"
"Ne oldu dün gece?"
"Hiçbirşey"
"Saçmalama. Illa bir saçmalık olmuştur"
"Olmadı"
"Niye bana sarıldın o zaman"
"Çok ısrar ettin. Korkuyorum dedin. Bende sardım."
"Başka ne oldu?"
"Aç değilmisin? Hadi gel"
"Ben öğrenirim merak etme"Aşağı inip mutfağa girdim. Dolabı aralayıp kahvaltılık malzemeleri masaya dizdim. Acı kahveyi makineye atıp çalıştırdım. O olana dek dolaptan soğuk suyu aldım. Büyük bir bardağa doldurup tek dikişte içiverdim.
"Bugün kirlileri yıka"
"Birşey sorucam"
"Sor"
"Ben yokken kim işlerini yapıyordu"
"Hizmetçi"
"Şimdi niye yok?"
"Sen varsın"Göz devirip ufak bir fincan aldım. Kahveyi doldurup masaya indirdim. Sonrasında sandalyemi çekip oturdum. Riki karşıma geçti. Kahvesinden bir yudum alıp konuştu.
"Evet Ji-ho meselesi nedir?"
"Uff Riki dün anlattım"
"O zaman dünü baştan anlat"
"Bak şimdi. Ben çöp atmak için çıktım. Sonra köpekler bana havlayınca kapının üzerine çıktım. Kapı önündeki adamlar silah ateşleyince kaçtılar. Sonra sen geldin. Yukarı çıktık. Ji-ho meselesi hakkında konuştuk. Sonra bana sarıl dedin. Bende sarıldım"
"Ji-ho??"
"Ji-ho benim sınıf arkadaşım. Benden hoşlandığını söyledi. Ama ben red edince peşime takıldı. Dünde bizi yan yana görünce içinde kim bilir ne kadar iğrenç planlar kurmuştur"
"Boşver. Yanında ben varken sana birşey olmaz"
"Eminsin dimi"
"Evet"Çatalımı alıp ufak bir dilim domates aldım. Ağzıma atıp çiğnemeye başladım.
***
Sonunda bitirdiğimiz kahvaltının ardından Riki odasına çekilmişti. Bende mutfağı toparlayıp üst kata doğru yol tuttum. Merdivenleri teker teker çıkıp banyoya geldim. Kirli sepeti doluydu. Renkli ve beyazları ayırmak istedim ama bu adamın beyaz ve siyah dışında bir kıyafeti yok.
Hepsini toparlayıp makineye sığdırdım. Deterjanını içine koyup kapağını kapadım. Ayarlayıp çalıştırdım. Banyodan çıkıp kapısını kapattım. Riki'nin yanına gitmektense bir ilk yapıp bahçeye inme kararı aldım. Meridvenlerden inerken bir silah sesi duydum. Birden???
Hafif eğilip cam kapıdan baktım. Korumaları öldürüyorlar. Şoka girmiş gibiydim. Hareket edemiyorum. Yerdeki kanlar zihnimi boşluğa itiyor gibi.
Bilinmezliğin içinde beni çeken şey Riki oldu. Kolumdan çekip beni üst kata çıkardı.
"Neler oluyor Riki"
"Bilmiyorum"Yatağın üzerine oturdum. Riki telefonunu sol cebinden çıkardı. Birisi arıyordu. Telefonunu kulağının altına alarak belinden silah çıkardı. Tetiğini çekti. Sadece basmak kalmıştı. Onu izliyordum. Perdenin altından göz attı.
"Alo Heeseung acil gel. Silâhlı adamlar geldi. Bir saniye o da kim?"
Bana bakarak gözlerini kıstı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK FATE '
General Fictionorgan mafyası tarafından kaçırılan güzel sanatlar öğrencisi Eunchae, ve onunla eğlenmek isteyen mafyanın oğlu Riki.