şansıma sıçayım

357 28 11
                                    

Eve varalı epey bir zaman olmuştu. Aldıklarımı yatağın altına fırlatıp ortadan kaldırmaya çalıştım. Sonrasında rahatça kendimi yatağa fırlattım. Şükürler olsun.

Gözlerimi kapamak için ufak bir kırptım ama goril gibi içeri giren Riki beni doğrulttu. Elinde beyaz bir kutu vardı.

"Acele et ve hazırlan saat 7 olmuş."
"Tamam da o ne?"
"Oraya benim eşorfmanımla gidemeyeceğin için kıyafet."
"Bakabilir miyim?"
"Önce bir duşunu al. Sonra giyerken incelersin. Acele et"

Sınava yetişmeye çalışan veliler gibi hareket ediyordu. Bu komikti. Ona gülmemek elde değildi. Gözlerimi bir açtım. Karşımda yarı çıplak Riki. Direkt olarak banyoya girdim. Kapıyı kilitleyip kendimi doldurduğum küvete bıraktım.

Fazla bir detaya girmeden üstümdeki ter kokusundan kurtuldum. Fazla beklemeden durulanıp sifonu kaldırdım. Kendimi havluya sarıp banyo kapısını araladım. Riki yoktu. Buda benim için fırsat gibi birşeydi.

Havlumu sıkı tutarak yatağın altından birkaç parça çıkardım. Üzerime geçirip yatağın üzerine oturdum. Elime kutuyu alıp içindeki kıyafeti çıkardım. Göğüs dekoltesi vardı ve baya dar bir kıyafetti. Siyah rengindeydi ve etek kısmında uzun bir yırtmaç vardı.

Bunu cidden giymek zorundamıyım? Evet öyleyim. Fazla beklemeden ayağa kalktım. Kıyafeti üzerime geçirdim. Aşh cidden. Olmayan göbeğimi sıkıyor.

Üstelik fermuarı da açık. Islak saçlarımı önüme alıp alttan çekmeye başladım. Nereye kadar çekebildiysem. Ensemden elimi  uzattım. Ama yetişmiyordu. Bu arada kapı açılınca direkt olarak dona kaldım.

Riki gelince kendimi saldım.

"Saçların ıslak"
"Evet yeni çıktım"
"Hazır da değilsin. Geç kalıyoruz"
"Napabilirim Sayın Riki?"
"Neden dikildiğini açıkla önce"
"Fermuar olmuyor"
"Arkanı dön"

Arkama geçip elini çıplak sırtıma değdirdi. Elleri soğuktu. Buda biraz irkilmeme sebep olmuştu.

"Tamam hemen saçını kurut çıkalım"
"Makyaj yapıcam"
"Arabada yaparsın"
"Saçmalama yol çok çukurlu. Sürekli dağılırsa çirkin olurum"
"Uff Eun"

Dolaptan çıkardığı fön makinesi ile saçlarımı kuruttu. Bende odada bulduğum makyaj malzemeleri ile kendimce birşeyler yapıcaktım. Elimdeki vişne çürüğü rujun etrafını temizleyip dudağımın ortasında yaydım. Rümel ile kirpiklerimi ayırıp ufak bir allık yaptım. Burnumun da ucunu kızartıp aynadan kendime baktım.

Güzel ve sade görünüyor. Arkamda Riki'ye bakmaya çalıştım. Çoktan eline aldığı düzelştirici ile saçımı dalgalandırmaya başlamıştı.

"Nerden biliyorsun dalga yapmayı?"
"Var bizdede birkaç cevher"
"Peki tek yaşadığın bu evde düzleştirici ile ne yapıyorsun?"
"Saçıma şekil veriyorum"

Onu onayladığımda karşımdaki boy aynadaki haline bakıyordum. Saçları hafif dağılmış gibiydi. Dizlerinin üzerinde duruyordu. Dilini hafif çıkarmıştı. Hem odaklıydı hem de aşırı tatlı duruyordu.

Neden bunu düşündüm ben. Kafamın üzerindeki kuşlardan kurtulup bitmesini bekledim. Elbise her ne kadar bana göre olmasada böyleyken bile ne kadar güzel olduğunu anladım.

***

Riki ile arabada ilerliyorduk. Sürekli olarak telefonuna bakıp hızını arttıyor. Fazla hızdan ötürü kemerimi sıkı tuttum.

"Biraz hızını düşür. Kaza yapıcaz"
"Az kaldı ve geç kalıyoruz"
"Tamam da birazcık yavaşla"

Sanki beni hiç duymadı. Ama az ileride ışıkları yayılan bir villa gördüm. Sanırım orasıydı. Riki biraz yavaşlayıp arabayı kapı önünde park etti.

Kemerimi çözene kadar çoktan gelip kapımı açmıştı. Uzattığı elinden destek alarak 10 metre olan bu topuklularla arabadan indim. Cidden ilkkez böylesini giyiyordum. Evden çıkana dek sürekli bacağım yamuldu resmen.

Kapıdaki adam isim kontrolü ile bizi içeri aldı. Koca bahçeden girip ortak alana toplandık. Herkes bir masa başında gruplaşmış sohbet ediyordu. Çoğu 60-80 yaş arası olan yaşlıların aksine genç topluluğu da vardı. Yanılmıyorsam yeni variler.

Nishimura bey amcanın yanına gidiyorduk. O sanki bugün yakışıklı olmuştu. Bir sürü kadının kalbini çalmış gibiydi. Çünkü etrafında bir sürü kadın vardı.

"Baba biz geldik"
"Hoşgeldiniz ama siz EunHyuk'un masasına gidin. Benim işim var"
"Ama baba sevmiyorum onu"
"Riki dediğimi yap"
"Uff tamam baba"

EunHyuk. Korede birçok EunHyuk var. Bizim sınıftaki benden hoşlanan ama red edince sapık gibi peşime takılan Eunhyuk değildir.

Ilerideki masaya ilerliyorduk. Kahkalar ve iğrenç esprilerin sesini çok rahat duyabiliyorum. Cidden iğrenç. İlerledikçe üstümüzdeki gözler arttı. Arkası dönük olan son kişi döndüğünde ikinci kez ölmek istedim.

"Eunchae"
"EunHyuk"
"Siz tanışıyor musunuz"
"Hıhı. Evet"
"Sınıf arkadaşıyız Riki. Seni burada görmek biraz garip"
"Garip değil. Eun benim kız arkadaşım ve onunda gelmesini rica ettim"
"Keşke bana da böyle bir cevap verseydin Eunchae"
"Tüh"

Riki bana bakıp sorgularcasına harelerini üzerime dikmişti. Sonra dönerek hafiften gülümsedi.

"Biz gidelim. Babam bekler"
"Eunchae kal sen"
"Sevgilim neredeyse onun yanına giderim"

Sevgilim kelimesini bastırdığımda EunHyuk'un zoraki güldüğünü gördüm. Kendi cehenneminde kavrul pislik.

Riki nereye gidiyorsa peşine takılmıştı. Içeriye geçip en köşede bir yerde beklemeye başladı.

"Ne diyor du o şerefsiz"
"Eski mesele"
"Anlat"
"Eve gidince anlatim çok uzun"
"Tamam"

Yanımıza gelen hizmetçinin tepsisinden bir bardak içki aldı. Kafasına dikti.

"Bu kadar sert içme. Seni sarhoş etmez mi?"
"Niye? Gece sana kötü şeyler yaparım diye mi korkuyorsun?"
"Hayır tabikide"
"O zaman "
"Araba kullanmayı bilmiyorum. Hem bu topuklu sadece beni taşıyor"

Yüzüme bakıp sırıttığında kafasını kırmak istedim. Ama o an beni durduran dışarıdan gelen ses oldu.

"Evet sevgili mesteklaşlarım"
"Çıktı bizim Bay Kim"
"Ne oluyor"
"Açıklama yapıp yeni varisi EunHyuk'tan bahsedicek"
"Niye"
"Çünkü en tanınan ve zengin mafya o olduğu için"
"Anladım"

"Bugün sizlere benden sonra işlerimi devam ettirmesi için yeni Patron Kim'i sunuyorum. Kendisi tek oğlum olan Kim EunHyuk"

Alkışların eşliğinde bir ses işittim. Bu o pislik.

"Çok teşekkürler. Henüz 17 yaşında olabilirim. Ama babamı 4 yaşından beri hayranlıkla izledim. Ilerde hep onun gibi olmak istedim. Bu benim için bir onur gibi"

Alkış sesleri devam ederken gözümü devirdim. Riki'nin bardağının dibinde kalan son içkiyi de ben içtim. Ama ilkkez deneyimledim. Çok acıydı. Boğazımda koca bir düğümleme oldu.

"Ne yapıyorsun?"
"Bu çocuğa katlanamıyorum"
"Bende"

DARK FATE 'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin