Herkes uyumuştu, ben dışında. Uykum da yoktu. Salonda boş boş dolanmaktansa yatağa gidip Eun'u izlemek daha iyiydi. En azından güzel bir manzara karşısında huzurlu olurdum.
Planım aklıma yatmıştı. Fazla beklemeden üst kata çıktım. Sebepsiz bir heyecan vardı içimde. Belki de Eun içindi?
Odama varıp kapıyı araladım. Içeri girdim. Eunchae uyuyordu ve çok tatlıydı. Onu böyle görmek içimi ısıttı sanki. Yanına yaklaştım. Kafamı elimle tutarak Eun'a bakmaya başladım.
Kahkülleri dağılmıştı. Dudakları hafiften katlanmış gibiydi. Yanakları koca bir ekmek gibiydi. Karşımda uyuyan kişi 16 yaşında bir lise öğrencisi değil de, sanki 4 yaşında bir çocuk gibi tatlı duruyordu.
Azıcık daha yaklaştım. Elimi hafiften yanaklarına uzattım. Narin dokunuşlarla elimi yüzünde gezdirmeye başladım. Kafamı azıcık daha indirdim. Yüzünü tamamen görebilmek için.
Ellerim bir anlığına saçlarına kaydı. Yumuşacıktı. Bir pamuk gibi. Daha da yaklaşıp saçlarını kokladım. Elmalı turtanın sıcak kokusu gibiydi.
O neden bu kadar mükemmeldi. Ona nasıl kıydım? Anlam veremiyorum. Aklım geçmişe kaydı. Normal bir hayatı varken onu cehenneme sürüklemiştik. Heryerinde morluklar ve geçmeyen kalıcı bıçak izleri vardı.
Kalbinden çok yara almıştı. Onu koruyacağıma söz vermiştim. Ama onu hiç koruyamadım. Hep yara aldı. Bundan nefret ediyorum. Kendimden. Onu koruyamamdan.
Elimi geriye çekip dudaklarına ufak bir buse kondurdum. Fazla geriye çekilmeden onun karşısına kafamı koydum. Uyansaydı belki konuşurduk. Daha iyi hissederdim. Belki de cesaretimi toparlayıp ondan hoşlandığımı söyleyebilirim.
Nasıl bir cevap verir ki? Senden nefret ediyorum Riki. Sonsuza dek yanlız kalıcaksın. Ya da belki de en kötüsü. Denemekten zarar gelmezdi.
"Eunchae uyanır mısın?"
Elimle hafif dürttüm. Uyanmadı. Ne kaybederdim. Önce o uyurken konuşup belki de sabah ona herşeyi açıklardım.
"Eunchae, seni çok kırdım. Hemde çok. Koruyacaktım ama yapamadım. Şuan ise birşeyi farkettim. Kimseye böyle bağlanamadığımı"
Durup nefesimi düzene soktum. Derince bir iç çekip kendimi sirkeledim. Lafı uzatmadan ona bu durumu açıklamam gerekti.
"Seni gördüğümde istemsizce heyecanlanıyorum. Bunun gibi birçok şey daha var tabi. Sanırım senden hoşlanıyorum. Kötü bir cevap verirsin diye sana karşı cesaretimi de toplayamıyorum"
Geriye çekildim. Ne yapıyordum ben? Yataktan doğrulup ayağa kalktım. Kapıya yaklaştım. Kulpu indirip araladım. Ama gidemedim. Bir kaç kelime beni durdurmuştu. Eunchae'nin sesini duyduğumda kalbim daha da hızlandı."Riki bekler misin?"
Ne diyeceğimi bilemedim. Arkamı döndüm. Yatağın üzerinde oturan yeni uyanmış Eun'a baktım. Gözlerini ovalıyordu. Saçları dağılmıştı. Her haliyle tatlıydı o ayrı bir mesele.
[Eunchae's Pov]
Uyanıyordum. Ama gözlerimi açamadım. Biri saçlarımla oynuyordu. Kim olduğu konusunda kafamda soru işaretleri vardı. Bu yüzden belki de gözlerimi açamadım. O an başka birşey de oldu.
Yatak az kımıldadı. Karşımdaki beden dudaklarıma yanaşıp nazikçe bir buse kondurmuştu. Aklıma tek bir kişi geldi. Riki...
Biraz daha bekledim. Ne yapıcağını açıkçası merak ediyordum. Gözlerim kapalı onu dinledim. Konuşmaya başladı.
◇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK FATE '
Ficción Generalorgan mafyası tarafından kaçırılan güzel sanatlar öğrencisi Eunchae, ve onunla eğlenmek isteyen mafyanın oğlu Riki.