herşey yolunda mı?

216 18 15
                                    

Yüzümdeki yaralar kanamaya devam ediyordu. Geldiğim arabaya binerek kulübeye gidicektim. Telefonumu ve birkaç şeyimi toparlayıp Eunchae'yi Riki'ye teslim edicektim. Benimle birdaha konuşmayacaktı. Oysaki ben onu kurtarmıştım. Sevdiği kızı ölümün eşiğinde kurtarmıştım. Şimdi ise onun bana verdiği karşılık buydu.

Sinirliydim. Hemde çok. Gazı kökledim. Kafamı dinleyip sakinleşsem iyi olurdu.

Denizin yakınlarında bir yere park ettim. Arabadan inip hiç düşünmeden denize girdim. En derinlerde boğulup ölmek vardı. Ama Riki'nin yaptığı bu saçma şeyden ötürü yapmak istemedim. Bugün Busan'a dönüceğim. Sunghoon ve diğerlerinin yanına.

Madem beni istemiyor, o zaman bende istenmediğim yerde durmam.

[ Eunchae's Pov]

Uyandığım zaman sırtıma batan şey ile duraksadım. Karanlık bir odadaydım. Havanın karardığını içeri vuran ayın ışığından anlamıştım.

Doğruldum. Elimle birşeyler aradım. Işık kaynağı olabilicek birşey. Fazla geçmedi. Masanın üzerinde bir telefon buldum. Açtığımda Heeseung hyung'u gördüm. O an birşey farkettim. Basketbol oynadığı konusunda yalan söylememiş.


Feneri açıp içeriyi aydınlattım. Burası fazla karanlık ve tozluydu. Herşeyin üzerinde örtülü olan birkaç bez vardı. Mutfağa ilerleyip dolapları araladım. Elektirik yoktu diye ışıklarında açamamıştım. Etrafta mum aradım. Ama onu da bulamadım. Ümidimi yitirip salona geçtim. Kanepenin üzerine oturdum. Kurtların uğlamaları beni kokrutuyorken telefon çaldı. Ekranda Nishimura Riki yazıyordu. Yanıtladım.

+Heeseung Eunchae'yi buldun mu?
-Riki benim.
+Eun iyi misin? Nerdesin sen?
-Bende bilmiyorum. Eski bir evdeyim orman içinde. Yanımda Heeseung'un telefonu var.
+Heeseung nerede?
-Bilmiyorumki.
+Tamam nerede olduğunu biliyorum. Yanına geliceğ-

Birkaç ses duydum. Telefon kapandı. Bağırışmalar gibi. Birkaç kez aradım ama ulaşılmadı. Telaşla evden çıkmak için kapıya koştum. Ama kilitliydi.

Ne yapıcağım şimdi ben? Geriye döndüm. Kurtların uğlamaları yaklaşıyordu. Kapı ve camdan uzak bir yere geçtim. Dizlerimin üzerine çöktüm. Birkaç çalı sesi geliyordu. Korku ile gözlerimi kapadım ve öylece bekledim.

  Saat çok geç olmuştu. Ay tam tepedeydi. Yakınlarda gelen araba sesi beni germişti. Bu saatte ormanda kim ne yapardı?

Ayaklanıp telefonu aldım. Mutfağa gidip dolapları açtım. Fazla birşey bulamadım. Eski bir tava bulup elime aldım. Dış kapının arkasına geçtim. Gelen kişi illaki bu kapıyı kullanırdı.

Araba yakınlarda durdu. Içeriyi aydınlatan farlar çok geçmeden söndü. Ayak sesleri dış kapının önünde kesildi. Anahtar deliğini buldu. Ya Heeseung hyung yada Riki.

Elimdeki tavayı indirdim. Kapının arkasından çıkmadım. Kapı açıldığında gördüğüm yüz fazla net değildi. Ama sesi kesinlikle tanıdıktı.

"Hyung Riki nerde?"
"Kavga ettik. Seni ona götürmeye geldim"

Elimdeki telefonun fenerini tekrar açtım. Yüzüne tuttuğunda yüzündeki kuruyan kan lekelerini ve morlukları gördüm. Telaşla ona yaklaştım.

DARK FATE 'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin