27. Bölüm; ÖLÜMÜN ADAĞI KADİMİN BAĞI
ꕥ"Kalbinin üstünde benim yaşam taşım olduğunu unutma. Aradığın gücü bu taşın sahibinde bulacaksın. Sihrin parmaklarının arasından çalınsa bile sahip olduğun gerçek güç benim, ve ben bir kaç metre arkandayım. Bunu unutma olur mu?"
Elimdeki gümüş kadehten şarabı yudumlarken ayrıca Apollon'un bahçesinde bulduğum üzüm salkımından da tane tane üzümleri ağzıma atıyordum. Gözlerim Medusa'da geziniyordu. Olimpos'un tanrılarının ikiye bölünme ve Atnena'nın öldürülmesinin sebebiydi. Olayın derinliklerini tam bilmiyordum, sadece Glacias bana ayine başlamadan önce Nemesis'in neden intikam tanrıçasına dönüştüğünden bahsederken bunları anlatmıştı.
Gerçekten çok güzeldi. Gözleri cam gibi parlıyordu, insanın içini delip geçecek gibi.
Herkes gergin bir haldeyken benim arkama rahatça yaslanıp üzüm yiyerek şarap içmem biraz garip kaçıyordu. Olimpos'un kendi dertlerinin içine girmeyecektim. Nemesis bana bir keresinde 'aramıza hoşgeldin' demişti. O zamanlar pek anlamamıştım fakat şu an anlıyordum. Bugün resmen onların tarafını seçmiştim, Medusa'yı kurtarmak için Zeus ve Hera'ya karşı gelmiştim.
Onlardan biri olmuştum.
Medusa'nın gözlerinin içine siyah gözlerimle bakarken düz bir sesle konuştum. "Ağla." Herkesin bakışları bana çevrildi, ne demek istediğimi anlayamadılar. "Gözyaşına ihtiyacım var, seni onların elinden kurtardım. Şimdi bana o gözyaşlarını ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞININ TINISI
Fantasy"Kuşaktan kuşağa geçer Hester'in görevi, ya Gölgelerin Hanımıdır ya da Efendisi." ~ "Renklerin melodileri vardır Hesper, fısıltıları ağıtlar yakar. Duyarsan eğer o mırıltıları kadimsindir, anladıysan aziz. Eğer eşlik edersen gökkuşağının gölgeleriyl...