NEFESİ AVLAMAK

394 119 362
                                    


  Gökyüzünden düşen beyaz taneler yuva yapmış saçıma.

  Elime düşen taneler eriyip gitmiş hızla.

  Soğuk hava daha işlememiş bedenime. Buza dönmemiş bedenim hâlâ sıcak ve diri hissediyorum kendimi.

  Koca mavilik beni selamlıyor mutluluk saçıyor, ya da ben öyle sanıyorum.

  Taneler beyaza çevirmiş saçımı, burnumu yavaştan kızartmış soğuk.

  Aldığım her nefes bir öncekinden daha soğuk ve içimi titretiyorken ileride bir yerde görünen dalgalar yaklaşıyordu sanki.

  Sesli, bir o kadar da sessiz bir sekilde.

  Çıplak ayaklarıma değen soğuk su beni titretirken içimdeki ses bana dalgaları sevdiğini söylüyordu.

  Yavaşça ilerledim, ilerledim ve daha çok ilerledim. Deniz seviyesi belimin üzerine geldiğinde soğuktan nefes alamaz hale geldim ama içimdeki o dürtü beni daha da derine sürükledi.

  Kırmızı burnumu artık hissedemezken ayaklarım ilerlemeye devam etti.

  Daha derine gitmeden hava kararmaya Ay kendini göstermeye başladı bile. Hilal şeklindeki Ay sanki bana yolu gösteriyordu. Daha çok ilerlememi söylüyordu.

  Daha çok ilerledim, denizde yürümek sanki bir rüyadaymış hissi veriyordu ve bu his terk edilmiş bir diyarda dileklerinin kabul olması kadar mutlu ediyordu.

  Su seviyesi artık omuzlarımdayken ayaklarımı hissetmiyordum.

  İçimdeki soğuk sanki denize yayılıyor ve denizi daha çok soğutuyordu.

  Tir tir titrerken ayağıma soğuk bir şey dokundu.

  Hızla yüzmeye çalışırken sanki beni kovalıyordu, soğukluğunu bedenimde hissediyordum. Ne kadar hızlanmaya çalışsam o kadar yavaşlıyordum sanki. Soğukluk tüm bedenime yaklaştığında bacaklarım soğuktan hareket edemez hale geldiğinde dibe çekildim.

  Soğuk suratıma çarptı, öyle bir çarpmaydı ki suyun içinde gözlerim açıldı ve o soğuk olan şeyi gördüm. Bu yarı saydam bir küptü, kocamandı. Gözlerim tuzdan yanarken yüzeye zorla çıkıp sırt üstü denize uzandım.

  Yatağım soğuk deniz olmuş

  Almış beni içine

  Ben tek sanmışım kendimi sadece benim yatağım sanmışım, bu soğuk deniz sadece beni kucağına almış sanmışım

  Öyle değilmiş meğer

  Sırt üstü yatarken aşağıya doğru çekildim, panik yapmadım, çok sakin bir şekilde indim dibe doğru.

  Nefes alıyordum fazlasıyla tuhaf bir şekilde.

  Hem de sıcak nefesler alıyordum, nereye gitmişti uyuşturan soğuk?

  Gözlerimi nihayet açtığımda önceden görmüş olduğum küpün içinde olduğumu fark ettim. Fazlasıyla devasa görünen o küp küçülüp benim bedenime göre şekil almıştı.

  Küpten denizin derinliklerine doğru baktığımda büyük balıklar bana sessizce fısıldadı

  "Dikkat et" bu iki kelime beynimde defalarca döndü ses yükseldi ve alçaldı dakikalarca "dikkat et" dendi beynimin derinliklerine. Bu başımı döndürürken hayli büyük bir karanlık yaklaştı bedenime doğru.

  Bu bir balık sürüsüydü ancak ortada fazla büyük bir şey vardı, balık olamayacak kadar yavaş bir şey sanki süzülüyormuş gibi hareket ediyordu.

  Balıklar ağır ağır ayrıldılar birbirlerinden, hepsi başka yerlere yüzdü, büyük kütle ortaya çıktığında sersemledim ve dikkatlice inceledim.

  Teni bembeyaz olmuş yavrucağın

  Süzülüyor soğuk suda aheste aheste

  Gözleri açık sanki bana bakıyor, yalvarıyor sanki "kurtar beni" diye.

  Ben ise hiç korkamıyorum bile, içimdeki o garip his korkmamı engelliyor, sadece bakıyorum küçük oğlan çocuğuna, soğuktan kızarması gerekirken morarmıştı bu küçük.

  Boğuk bir ses yükseldi hemen küpün dışından, anlaşılmıyor ama bir o kadar da ne için bağırdığı belli gibi. Baktım etrafa küçükten gelemezdi bir dirilik belirtisi göstermiyordu fakat sesin tınısı "Yardım" diye bağırıyordu.

  Çıldırmış olabilir miydim?

  Küpün içi soğumaya başladı, sanki korkmaya başladığımı anlamış gibi. Elim ile vurdum küpe, vurduğum yüzey kararmaya görüşümü kısıtlamaya başlamıştı ama ben daha fazla vurdum, vurdukça küp iyice siyah oldu ve en sonunda küp simsiyah olmuş ve oldukça küçülmüştü. Artık küpün içinde hareket etmem imkansızdı elimi kaldırmak ne! Parmaklarımı oynatacak yer kalmamıştı.

  Kararmış etrafım sanki saklanacak şeyler var gibi.

  Sesler var herkesin duyamadığı bana söylüyorlar

  "Sen" diyorlar "Sen benim en yakınımsın" diyorlar. Onlarca ses geliyor farklı tonlarda gözlerim kararıyor, bu sesler sebebi oluyor.

  Ansızın su etrafımı sardığında gözlerim açıldı, küp yok olmuş derinlerde bırakmıştı beni. Kim bilir yüzeye ne kadar uzaktaydım.

  Hızlıca yüzmeye adeta çırpınmaya başladım, nefes almam gerekiyordu ama daha yüzeye çıkmak ne demek! Bir işaret bile yoktu, Ay bile kendini göstermiyordu.

  Beklemediğim anda nefes aldım, burnuma dolan su beni öksürtmeye çalışıyordu ne kadar engellemeye çalışsam da nafile, büyük bir güçle öksürmeye başladım. Bunun adı boğulmaktı, ben hâlâ ayaklarımı çırpıyordum bir umut yüzeye çıkarım diye.

  Gözler kapanıyor zaman gibi yavaş yavaş

  Küçük oğlan yanıma gelmiş şimdi burada süzülüyor.

  Sanki bana sen de benim gibi olacaksın demek icin.

  Karanlık tutuyor yakamdan çekmeye çalışıyor beni, direnmek istiyorum ama mecalim yok, bırakıyorum kendimi dibe doğru.

  Karanlık istediğini almış.

  Deniz ise bir beden daha saklamış derinliklerine

_______________

Merhabaaaaa

Buraya ne yazmam gerektiğini bilmiyorum ama size bir sorum var.

Sizce giriş bölümünde en önemli unsur nedir?
(Yani ileride daha derinine ineceğimiz şey.)

Okuduğunuz icin teşekkürler umarım beğenmişsinizdir.

Oy ve yorum yaparak hikayeme destek olmanız hikayemi öne çıkarır, yaparsanız sevinirimm

1. Bölümde görüşmek üzere :)

NEFESİ AVLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin