Ilık rüzgar saçlarıma dans ettiriyor.Burnumda alışık olduğum bir koku.
Mavilikler günün aydığını belli eder derecede parlak.
Gökyüzünde bulutlar, denizde yüzen martılar.
Aklımda, gördüğüm o rüya.
Anımsamaya çalıştım her detayını fakat sadece denizin derinliklerinde süzüldüğümü ve küçük bir erkek çocuğu gördüğümü hatırladım.
Oturduğum banktan kalkarak yürümeye başladım. Bir simitçi gördüm yerine daha yeni kurulan, bir simit aldım ve yürümeye devam ettim yeşilliklere doğru.
Kuru dudaklarımı dilimle ıslatırken, dudaklarımı açarak sıcak bir nefes verdim. Nefes göründü kaybolması uzun sürmedi.
Dün akşam yağan yağmurdan kalan sular ağaçtaki yapraklardan damlalar halinde akarak bedenimi ıslatırken arkamdan bir çığlık sesi geldi, güçlü ve tiz bir çığlık. Hızla arkamı döndüğümde iki çocuğun oyun oynadığını gördüm. Başımı çevirip devam etmek için bir adım attığımda oyun oynayan çocuklardan birinin rüyamdaki çocuğa benzediğini fark ederek tekrardan arkama döndüm ama çocuklar kaybolmuştu.
İçimden "Herhalde rüyanın çok etkisinde kaldım" dedim ve cebimden çıkardığım kulaklıklarımı takıp daha fazla düşünceye boğulmamak için bir şarkı açıp evin yolunu tuttum.
Aslında düşünceye boğulmamak için değil, boğulduğumu fark etmemek için dinlerim müzik.
Unutturmaz, daha da işler elmacık kemiğimdeki izi kalmış yaraya acılar. Fakat yine de açarım müziği bana zarar verse bile.Müzik dinlerken daha da acılaşır o anılar daha da yakar kalbimi ve boğazımı, daha çok sebep ararım ama yine de dinlerim işte.
Belki de unutmamak gerekir bazı şeyleri ne kadar yakarsa yaksın, onun da yakması gereklidir belki.
Değiştirir değiştirir dururum o anlardaki diyalogları. Hangisi daha yaralayacı? Hangisi daha mutluluk verici?
Bazen de yeni kelimeler eklenir o söylenmiş sözlere, iyi veya kötü eklenir işte, eklenmesi gerekir.
Olması gereken şeyler olur ve bitmez, biter gibi gelir "Geldi ve geçti." Denir ama geçmez, geçemez.
Çünkü ne kadar "Geçti" dediysen o kadar aklında gelir, bu yüzden hiçbir anı tamamen gitmez, terk etmez seni, ya aklında kalır ya da bedeninde.Simidim bittiği ve artık düşünmek istemediğimden dolayı simidin kese kağıdıyla beraber düşünceleri de attım çöpe, yürümeye devam ettim.
Yürürken sokak satıcısı gördüm bileklik satan, bir mavi bileklik aldım üstünde deniz kabukları olan.
Ben çok severim deniz kabuklarını. Küçükken arkadaşlarımla beraber yazlığımızın oradaki sahile gizlice gider, deniz kabukları toplar, hasır şapkalarımızın içinde gizlice eve götürürdük, hiçbirinin ailesi kızmasa bile bana ayak uydururlardı.
Arkadaşlarımı çok fazla hatırlamıyor olsam bile birisi bana her zaman topladığı tüm kabukları verirdi balıklarımın akvaryumuna koymam için.Hâlâ daha saklarım o kabukları, balıklarım yaşamıyor olsa bile akvaryumda yaşatırım kabukları, anıları.
Hediyeler yaşatır eskileri.
Güzel bir hediyenin anlamı çok büyüktür, saklanır yıllar boyu.
Bilemezsin altında yatan gerçeği.
![](https://img.wattpad.com/cover/324133918-288-k815716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİ AVLAMAK
DiversosKaranlık tutuyor yakamdan çekmeye çalışıyor beni, direnmek istiyorum ama mecalim yok, bırakıyorum kendimi dibe doğru. Karanlık istediğini almış. Deniz ise bir beden daha saklamış derinliklerine