NEFESİ AVLAMAK

7. Maviler

 
Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayınnn

Keyifli okumalarr

  Sebebini biliyordum.

  Hıçkırıkların, nefeslerin, akan yaşın gidişinin, sıcak kanın kuruyuşunun.

  Yağmurlar mı istiyordu temizlenmemi?

  Yoksa daha da mı pislenmemi istiyordu bu çamurda?

  Duyuyorum.

  Esen rüzgarın yaprakları sallayışını, son sürat giden arabanın tekerleklerinin kayışını.

...

  Bir koyun atlıyor şimdi o çitten. Bir başkası da takip ediyor onu sanki atlamak istiyor üstüne.

  Bir kuzu atlıyor şimdi o çitten. Bir başkası takılıp düşüyor çimlere, kalıyor çitlerin ardında, ala boyanıyor ak mı ak postu.

  Yağmurlar yağıyor, şimşekler çakıyor, bir toprak kayıyor. Minik kuzuyu gömüyor doğa, üstünü örtüyor.

  Sanıyorlar ki minik kuzu bıraktı onu çitlerin ardında.

  Oysa o arkasına bile bakmamıştı, onu bırakmayacağına inanmıştı.

  Boşa çıkmıştı.

  İstemişti küçük kuzu bir daha kimseye güvenmemek, gerçekleşmeyeceğini bilmeyerek.

...

  Gözlerden yaş akınca acıması gerekirdi insanın içi. Ayakları sersemce geri gidiyorsa, anlamaya çalışmalıydı insan.

  Öyle değil mi?

  Ben neden sakinlemiştim? Kötü oldum diye mi?

  Ben kötüysem eğer onun canı yanmıştır.

  Benim yanan canım gibi.

  Tavana bakıyordum uzun süredir. Vücudumda farklı bir kaşıntı vardı, bakasım yoktu.

  Ben sözsüz bir şarkı isem, ağlamaklı olmalıydım.

  Susadım, ayağa kalkasım yok.

  Peki inişli çıkışlı mı olurdu bu şarkı? Yoksa devamlı artar mıydı kalabalık, yükselir miydi sesi?

  Bacaklarım kaşındı, üstümdeki pikenin ağırlığını hissettim.

  Tavanda böcekler mi vardı?

  İçimde bir yangın mı vardı?

  Öyle yanıyordum ki, o kadar garipti ki her şey. Sanki bir sigarayı avucuna baştırmışım gibi, yürekten bir acı. Sanki ağlayarak yırtmışım onun verdiği kitabı, öldürmüşüm kelebekleri.

  Onun yarattığı kelebekleri.

  Kimin kelebeklerini?

  Tavandaki böcekler yaklaştı sanki. Bacağım fena kaşındı, elimi bacağıma götürdüm, elime sert şeyler geldi. Pikeyi kaldırdığımda kıyafetimde kurumuş çamurların olduğunu gördüm. Dün gece pislenmiştim demekki.

  Hızlıca doğrulup ayağa kalktım, kalkmamla beraber başıma sancı, gözüme perde indi. Kalktığım gibi koltuğa otururken kendime gelmeyi bekledim.