Ölmek istemekte haklıyım değil mi? Benim kadar vasıfsız ve beceriksiz birinin yaşama hakkı olmamalı. Herkes bu Dünya'ya çalışıp çabalayıp bir şeyler başarmaya ve güzel bir hayat sürmek için gelmedi mi? Bunları yapmayan insanlar kötülenip toplumdan dışlanmadı mı?
Her insanın doğuştan gelen kendi beceri ve yetenekleri olur bence. Bunlar deneyerek, ilgi alanlarını keşfederek bulunur.
Peki ya ben? Bana bir yetenek verilmedi mi? Neden her şeyi denememe rağmen hiçbir şey beceremiyorum? Akla gelebilecek en basit en ufak şeyi bile doğru dürüst yapamıyorum. Her konuda yetersizim.
Deniyorum. Yemin ederim deniyorum. Defalarca, sürekli ve sürekli deniyorum. Bende bir şeyler yapabileyim, insanlara kendim hakkında konuşabileyim istiyorum. Ama denedikçe daha da kötü oluyor. Her şeyi mahvediyorum. Nerede yanlış yaptım? Bilmiyorum, anlayamıyorum. Benim sorunum ne?
Neden bu kadar aptal ve beceriksiz olmak zorundayım? O zaman neden doğdum ki? Yaşamaya hakkım olamaz. Hiçbir şey beceremeyen bi aptalı kim ne yapsın? Kim sevsin, kim ilgi göstersin, yanında olsun, ona yardım etsin? Kim değmeyecek biri için boşuna vakit ayırsın?Gelecekte ne yapacağım? Beceriksiz birini kim okutur, kim işe alır? Ne yapacağım o zaman? Şu ana kadar bir faydam, katkım olmadıysa gelecekte ne yapacağım? Hayatımı nasıl sürdürebilirim? Elbette sürdüremem. Eğer o zamana kadar yaşarsam -umarım olmaz- büyük ihtimalle sokaklarda yatarak hayatımı her an ölme riskiyle geçiririm.
Bunun olmasını istemiyorum. Her zaman güzel, düzenli ve istediği hayatı yaşayan insanlara özenirdim. Motivasyonum hep öyle insanların çektikleri videolardı. Hayır o sosyal medyada mutluymuş ve çok iyi hayatı varmış gibi gösteren shoplu fotoğraflar değil. Gerçekten çok kaliteli insanlar da var. Mesela bir numaralı idolüm: Yasemin Murodova veya şuan ki adıyla Yury Yurt. Gerçekten çok tatlı ve ilham verici biri. Sosyal meydayi en iyi kullanan kişi. En çok da ona özenirdim. Aslında zor bir hayatı var gerçekten ama çok güçlü biri ve ne kadar çöküşte olsa bile çok iyi toparlanmasını biliyor.
Ama ben öyle değilim. Ya da diğerleri gibi. Kendimi tüm insanlardan farklı görüyorum. Sanki ben onlardan,bu dünyadan değilmişim gibi. Sanki bana bu koca dünyada yer yokmuş gibi, buraya ait değilmişim ve hiçbir zaman olmayacakmışım gibi. Her yönden insanlardan tamamen farklıyım. Hangi özelliğimi benzetmeye çalışsam elimde kalıyor.
Annem her zaman haklıydı. Bana yabancıymışım, farklıymışım hatta ucubeymişim gibi davrandığı zamanlar haklıydı. Beni diğerleri ile karşılaştırırken laflarıyla ve bakışlarıyla yerin dibine sokmakta haklıydı. Özür dilerim anne, özür dilerim baba. İstediğiniz gibi bir evlat, bir insan, bir çocuk olmadığım için özür dilerim. Benim gibi birini hak etmediniz, her zaman ablam gibi akıllı, başarılı, güzel bir çocuğu hak ediyorsunuz. Bu yüzden lütfen gittigim zaman ağlamayın. Kimse ağlamasın. Benim gibi vasıfsız aptal biri için kimse ağlamaz. Neden ağlasın ki zaten, bu çok saçma olurdu. Sende ağlamazsın tabii ama yine de üzülme Jisung'um. Değmez. Daha iyilerine layıksın.
Gitmek istememin en büyük sebeplerinden biri de bu aslında. Gelecekten korkuyorum. Tüm bu acılar geçse bile bir şey yapamadığın sürece neye yarar? Acılarım geçince mutlu olabileceğim sanki.
Hiçbir şeyi beceremediğim gibi yaşamayı da beceremiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
317 gün | Minsung
Fanfiction☆ Hayatı yolunda gitmeyen, sevgilisi de ondan ayrılınca iyice çöken Jisung, eskiden her şeyini anlattığı sevgilisine bu sefer 317 gün boyunca mektuplar yazarak anlatır. |angst|