Uncertain Time

79 11 5
                                    


Başlamadan önce daha iyi anlamanız için bir kaç şey söyleyeceğim. Öncelikle açıklamada da yazdığı gibi her bölüm bir mektup. Minho kötü hissettiği zaman rahatlamak için hislerini yazarak anlatır. Ve daha iyi hissetmek için de sanki Jisung'a yazıyormuş gibi anlatır. Ficde bir olay akışı yok. Her bölüm farklı zamanlarda farklı hislerden bahsediyor. Bölüm isimleri de yazdığı tarihler. Ve son olarak bölümler durduk yere yer değiştirdi ve düzelmiyor o yüzden tarihe dikkat ederek sırayla okursanız daha iyi olur. İyi okumalarr

_____________________☆______________________

Sevgili Gurabiyem,

Bu satırlara ne yazmalıyım bilmiyorum. Şuan bunları neden yazdığımı da bilmiyorum, sadece yazmak istedim.

Bu aralar hiç iyi değilim -gerçi ne zaman iyi olmuştum ki?- nedenini bilmiyorum, sebepsiz bir şey. Depresyondur belki, emin değilim. Sürekli sebepsiz kötü oluyorum hatta buna 'zihinsel karanlık' ismini vermiştim ama bu zihinsel karanlığa benzemiyor, daha baskın bir his ve bunun bir sebebi olduğunu düşünüyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Sen misin, her şeyin üst üste gelmesi mi, geçmiş olayları ya da gelecek kaygısı mı yoksa başka şeyler mi bilmiyorum. Bu aralar hatta 1. Sınavlardan beri annem daha çok darlamaya başladı ya da şöyle söyleyeyim; ben çok daraldım ve annem her zaman ki gibi olmasına rağmen daha büyük görmeye başladım. Yani en ufak şeye bile tahammülüm kalmadı. Bu aralar gerçek arkadaşlarımı bulduğumu düşündüğüm insanlardan sebepsiz yere soğumaya başladım. Belki de yalnız kalmak istediğimdendir.

Eskisinden daha fazla düşünmeye başladım hiçbir şeyden zevk alamıyorum, her şey çok sıkıcı ve boş geliyor. Hiçbir şey yapmak istemiyorum sadece yatmak istiyorum, yatıp her şeyden kurtulmak.

O günden beri dünyam başıma yıkıldı, resmen hayatım bitti. Sürekli düşünceler kafamda dönüp dolanıyor hatta bazen "öl ve kurtul" diyorum. Sürekli sinir krizi geçirmekten bıktım. Duvarlar üstüme üstüme geliyor, kaçamıyorum, gücüm kalmadı artık. Biri nasıl olduğumu sorduğunda iyiyim bile diyemiyorum, kötü oldugumu söylüyorum ama nedeni sorduklarında cevabım yok. Anlatamıyorum, boğazım düğümleniyor sanki, tek kelime bile çıkmıyor ağzımdan.

O günden önce o sıralar canımı sıkan şeyler vardı sen varsın diye az çok toparlıyordum sonra bir anda yok oldun. Tüm dayanağım gitti. Seninle birlikte bir çok şey daha üstüne geldi. Kalkamadım. Koca enkazın altında kaldım, kimse sesimi duymadı. Tek başıma kalkmaya gücüm yetmedi, başaramadım. Ben çöpmüşüm, ben çökmüşüm. Yaşayamıyorum artık sadece bedensel olarak nefes alabiliyorum. Her yönden bittim, dayanamıyorum, hiçbir şey hissetmiyorum. Duygularım ve hislerim uyuştu, üzüntüden başka hiçbir duygu yok.

Yolun sonuna mı yaklaşıyorum yoksa?

Bilmiyorum kafam çok karışık. Çözemiyorum bir türlü. Uzun süredir hissettiğim o beni içine çeken boşluk sanki daha fazla çekmeye başlıyor. Hemen beni yok etmek istiyormuş gibi. Hiçbir şey bilmiyorum. Hiçbir şeyin sebebini de çözümünü de bulamıyorum. Her şey o kadar üst üste geldi ki sağlıklı düşünemez oldum. Tüm bunlardan kurtulmak istiyorum. Kurtulmak için 2 yolum var aslında. Biri her şeyden ve herkesten kendini soyutla uzaklara bir yerlere git ve tek başına devam et. Ama bunun imkansız olduğunu biliyorum. O yüzden tek seçenek kalıyor, öl ve bitir. Keşke yazıldığı kadar da kolay olsa. Yine de denemek istiyorum. Sadece biraz daha sabretmeliyim sonra tüm bunlar geçecek... değil mi? Geçip gidecek, her şey düzelecek değil mi? Ha Jisung? Söylesene. Geri döneceğim desene. Sana tekrar doyasıya sarılıp öpeceğim, birlikte her şeyi aşacağız de. Konuş Jisung! Susup durma öyle. Burada olduğunu söyle. Hayır, gitme! Nereye gidiyorsun? Buraya dön sevgilim! Dön de yatayım kollarında, sıkıca sarıp ısıt beni. Lütfen... Geri dön güzelim.

Sevgilerle, Jisung

317 gün | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin