Sevgili Gurabiyem,Benimle görüşmek istiyorsun. Aylar sonra... neredeyse 1 yıl olacak. Yüzünü fotoğraflardan değilde gerçekte görmeyeli... Gidiyormuşsun okuldan. Ben çoktan gittim. Son defa görüşmek istemişsin. Öyle yazıyor arkadaşıma attığın mesajda. O gün önündeydim, yanındaydım, bir kaç adım uzağındaydım, beni göremezdin ama bana bakabilirdin. Arada duvarlar vardı, ufak bir bahçe vardı. Ama bakabilirdin. Bakmak istedin. Titredim. Deliye dönmüş gibi titredim. Seni göremeden, sadece seni görme düşüncesi iliklerime kadar titretmişti beni. Gelmek istedim, ama gelemedim. Aldılar, götürdüler beni. Tam gelecekken tuttular yakamdan, sanki hissetmiş gibi. Seninle görüşmemi istememişler gibi götürdüler beni.
Tüm cesaretin gitmişti. Gerçi onları yazarken de pek cesaretli değildin. Sende titredin belki. Korktun, çok korktun. Beni tekrar görmekten korkuyordun. Belli etmedin ama ben mesajından hissettim hislerini. Ben senim, senin hissettiklerini hissedebilirim, gördüklerini görebilirim.
İlk başta istemedim. Benim de karşına çıkacak cesaretim yoktu. Sonra düşündüm. Seni kanlı canlı görmeyi hayal ettim. Tam karşımda durup bana korku, tereddüt, utanç dolu ama bir okadar da boş gözlerle baktığını hayal ettim. Sana dokunduğumu, sensiz her gece sana sarılmanın hayaliyle yastığa sarılmak yerine gerçekten sarıldığımı, unuttuğum kokunu sonuna kadar çektiğimi, her gün eskileri düşünerek hatırlamaya çalıştığım sesini duyduğumu hayal ettim. Hayal ettikçe titremem arttı, heyecanım arttı, mutluluğum arttı, hüznüm arttı, korkularım, kaygılarım, öfkelerim, özlemim, düşüncelerim arttıkça arttı. Cesaretim de arttı.
Yazdım sana. Buluşmak istediğimi söyledim sen 'siz' dedin. Yüzün yetmedi mi beni tek görmeyi? Ne yapacağını mı şaşırdın, düşündükçe kalbinin ritmi mi attı, ne diyeceğini mi bilemedin, nasıl tepkiler vereceğimi mi hesapladın? Ne düşündün? Neyden utandın da beni göremeye yüzün yetmedi? Geçmişte yaptıklarından dolayı mı? Terk edip gittiğin için mi, beni görmediğin için mi, diğerleri gibi olduğumu düşündüğün için mi, sevgimi fazla görüp kaçtığın için mi yoksa pişman olduğun için mi yoksa vicdan azabı çektiğin için mi? Ne içindi? Başkalarını çağıracak kadar seni korkutan şey neydi, söyle bana!
Aylarca neler çektim senin yüzünden. Haberin olmadı. Ama ben hala seni sevmekten asla vazgeçmemiştim. Sonra düşünmek için zamanım oldu. Düşündüm, bol bol düşündüm. Çok kararsız kaldım. Belirsizliklerin içinde kayboldum. Sonra vazgeçtim.
Ben senden vazgeçtim Jisung.
Ama gözlerim hala seni arıyor gibi. Kalbimin derinliklerinde hala vazgeçmedim diyor.
Susturuyorum onu. İstemiyorum duymak. Senden vazgeçmek istiyorum artık.
Tam vazgeçmişken, tam seni unuturkenbir anda çıka geliyorsun. Tekrar hatırlatıyorsun varlığını, tekrar hissettiriyorsun tüm acılarımı. Görüşmek istiyorsun. Sanki aramızdaki ördüğün o kalın duvarı kırmak, büyük buz küplerini eritmek ister gibi.
Ama sevginden değil. Yaptığın yanlışı fark ettiğin için değil de sırf alışık olmadığın bu sevgiye karşılık vermek istediğin için. Ama severek değil yalandan seviyormuş gibi davranarak. Her zaman yaptığın gibi sahte kişiliğini oynatarak. Sırf vicdan azabı çektiğin için.Bunca zamandır beklediğim sevgi bu muydu gerçekten? Beni böyle mi avutacaktın? Bunca zaman sahte sevgini görmek için mi bekledim? Sahte davranmaktansa hiç görünmeseydin daha çok mutlu ederdin.
Git. Görmek istemiyorum o sahte seni. Ben maskenin ardındakini ve içindeki küçük çocuğu görmek istiyorum. Git şimdi. Git ve bana eski seni getir. Ya da bir daha karşılaşmayalım.Sevgilerle, Minho
ŞİMDİ OKUDUĞUN
317 gün | Minsung
Fanfic☆ Hayatı yolunda gitmeyen, sevgilisi de ondan ayrılınca iyice çöken Jisung, eskiden her şeyini anlattığı sevgilisine bu sefer 317 gün boyunca mektuplar yazarak anlatır. |angst|