Zaman kontrolcüsü beni tekmelemeyi bıraktı ve yüzüme baktı.
"Şerefsizlik." dedi.
"İlk başlatan kimdi?" dedim.
Bu çıkışıma sinirlenmiş olmalı ki bir tekme daha savurdu.
Ama Chuuya onu engellemişti.
Zaman kontrolcüsü iki tane Chuuya olmasına şaşırmamıştı.
YN: Şu cümleyi kaç kere yazdım ya.
Boyut değiştirdiğimi biliyordu. Peki ya o da bu boyuta mı gelmişti?
Yoksa buradaki kendisi miydi o?
Onu her türlü Susamu'nun yanına götürmeliydik. Önce bizimle gelmeye ikna etmeliydim.
"Zaman kontrolcüsü!" diye bağırdım.
Chuuya ile savaşan zaman kontrolcüsü bana baktı.
"Ne istiyorsun zaman kontrolcüsü? Neden sürekli paşimden geliyorsun? Neden aşkımı öldürdün? Tüm hayatımı mahvettin. Hala ne istiyorsun?" dedim.
"Seni öldürmeyi." dedi.
"Düzgün konuş."
Chuuya ona sert yumruk atmıştı. Zaman kontrolcüsü o yumruğu yemişti. Dudağı kanıyordu.
İşte ben harikayım!
Zaman kontrolcüsü konuşmaya başladığımda hepimiz Şaşkınlıkla onu dinledik.
"İkinizi de öldürecektim! Çok az kalmıştı. Ama o pislik sana not bıraktığında hızlıca boyut değiştirdin."
Çok sinirlenmiştim.
"Dazai pislik değil! Neden onu öldürmeyi düşünüyorsun. Aslında bizden tam olarak ne istiyorsun?"
"Ne mi istiyorum! İntikam! Aşkını öldürdüğümden bahsettin. Öyleyse benim aşkım ne olacak? Onun hiçbir suçu yoktu! Ama siz sadece kendinizi düşünüyorsunuz! Canım çok yanıyor. Onu geri getiremiyorum. O ölmeden önceki zamanlara gidip kaç kere kafayı gediğini hatırlamıyorum."
Zaman kontrolcüsü çok sinirli ve üzgün görünüyordu.
Çaresizliğin kokusu etrafında dolaşıyordu.
"Aşkın mı? İntikam mı? Sizi üzdüğümüzü hatırlamıyorum. Hem Dazai sebepsiz yere birini öldürmez bana söz verdi!"
Zaman kontrolcüsü derin bir nefes aldı.
Benimle konuşmaya katlanamıyordu.
"Maalesef Dazai'ni gördüm. Siyah ceketi ve kırmızı şalı! Asla unutamam! Karımı öldürdü. Ve beni lanetledi!"
"Lanet mi?"
"Ne kadar istesem de geçmişe gidip onu kurtaramadım. Her seferinde öldü. Kaderimi değiştiremedim. Yüzlerce kez öldüğünü gördüm! O adam beni lanetledi! Ondan başka yetenekleri durduran bir yetenekli tanımıyorum. Başkalarının kaderi benim ellerimde ama kendi kaderimi kontrol edemiyorum bu lanet yüzünden."
Bu bir yerden tanıdık geldi?
"Dazai öyle bir şey yapamaz. Dazai'nin yeteneği öyle çalışmıyor. Dazai lanetlemez. Bir süre sonra eski haline geri dönersin. Sadece etkinsizleştiriyor," dedim.
Zaman kontrolcüsünün yanına yaklaştım.
"Nasıl bir acı olduğunu biliyorsan lütfen onu benden alma. Senin lanetinin ne olduğunu bulmana yardım ederim. Söz veriyorum. Sen bize bizde sana yardım ederiz. Yaşanan her şeyi unuturuz. Lütfen..."
"Yalan söylemediğini nereden anlayacağım?"
"Bunu kanıtlayamam gerçekten. Ama beni dinlemelisin." dedim kararlı bir şekilde.
Zaman kontrolcüsü ikilemdeydi. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Şu an kimseye güvenemiyordu.
Çok üzülmüş olmalıydı.
Onu öldüreceğimi söylemiştim ama istemiyorum.
"İshizaki'yi tanıyor musun?"
Şu anda da bu olaylarla alakası olmadığını bize düşündürmeye çalışıyor. Ama aslında olayların merkezindeki o gibi.
"İshizaki mi? Karımın çalıştığı yerde müdür diye hatırlıyorum." dedi.
Fyodor "Bingo." dedi.
Evet öyle.
><><><><><><><><><><><><><><><><><
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
