Yemeğin tadına baktıktan sonra bir kaşık daha aldım. Üfledim.
"Denemek ister misin?"
Kafasını kaldırırken soğuduğuna emin olduktan sonra ağzına uzattım. Tadına baktıktan sonra gülümsedi.
"Güzel olmuş. Eline sağlık."
Tabaklara uzanıp tezgaha koydu. Elinden alarak yemekten koydum.Sessizce yemeğimizi yedikten sonra mutfağı toparladık. Temizledik. Tabağı durularken üstüne su sıçratınca gülümsedim.
"Islandım."
Sızlandığında elindeki tabağı bulaşıklığa bırakıp üstüne baktım. Üstüne yapışan tişörtünü hızla tutarak bedeninden uzaklaştırdı.
"Islak durma. Üstünü değiştirelim."
Kafasını salladı. Elinden tutarak mutfaktan çıkarttım. Diğer elini de elimin üstüne koydu. Elimi sıktı. Parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi.
"Korkuyor musun Adel?"
"Tedirgin hissediyorum."
Odama girip ışığı açtım. Adel'i yatağa oturttum. Elimi bırakmadı. Parmaklarımla uğraştı. Eğildim. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Göz göze geldiğimizde kafasını elime çevirdi.
"Neden tedirginsin Adel?"
"Akşam gelen adam. Çok korkunçtu. Silahı vardı."
Dudaklarımı ıslattım. Gördüğünü düşünmemiştim.
"Adel-"
"Ne işle uğraşıyorsun? Senin de mi silahın var? Sana bağırmış olsaydım-"
"Adel!"
Ellerimi yanaklarına koyup sıktım. Kafasını kaldırdım. Gözlerinin içine baktım. Yüzümü görünce şaşırdı.
"Üzgünüm Adel. Görmemen gerekiyordu. Özür dilerim."Adel'in dudakları titredi. Yutkundum.
"Silahım yok Adel. Olsaydı da sana zarar vermezdim. Asla."
"Kötü insanlarla konuşuyorsun."
Kaşları çatıldı. Dudakları büküldü.
"O işlerde değilim. Sadece konuşuyorum."
"Bilmiyorum."
Yüzünü serbest bıraktım. Bakışlarım çok kısa bir saniye üstündeki ıslaklığa takılsa da toparlandım. Doğruldum. Dolabıma ilerleyip bir tişört çıkarttım.Önünde durdum. Ellerim tişörtüne uzandı. Tişörtünün uçlarını tutarak yüzüne baktım. Çıkarmak için izin istedim. Kıpırdamadı. Kollarını havaya kaldırıp gözlerini kapattı. Tişörtünü sıyırdım. Vücuduna bakmamaya çalıştım. Hızlıca tişörtümü giydirdim.
"Altına pijama vermemi ister misin?"
"Şu an gerek yok."
"Salona geç. Ben geleceğim."
Salona ilerlerken odama biraz çeki düzen verdim. Saç tokalarından bileğime takıp odamdan çıktım ve ışığı kapattım. Mutfağa ilerleyip birkaç abur cubur ve süt aldım. Salona girdim. Ayakta duruyordu. Kaşlarımı çattım."B-Bu abim mi?"
Bilgisayarıma bakıyordu. Hızla kucağımdaki abur cuburları masaya bırakıp bilgisayarıma uzandım.
"Dur, Barkın."
Bilgisayarımda açık olan sayfayı kapatacakken kolumu kavradı. Hızla çektiğinde bilgisayarın faresi elimden yere fırladı.
"Barkın!"
Sağ koluma sıkıca tutunurken hızla eğilip yerdeki fareyi aldım ve sol elimle sayfayı kapattım. Bilgisayarı sertçe kapattıktan sonra kolumu bıraktı.
"Neden kapattın?"
Dudaklarımın kenarları gerildi. Bu işin içinden nasıl çıkacağım hakkında bir fikrim yoktu.
"Neden karıştırdın?"
Sendeledi.
"Barkın, neler saklıyorsun? Benim hakkımda ne kadar çok bilgiye sahipsin?"
Dudaklarımı ısırırken elimin tersiyle bilgisayarı masadan kaydırdım. Yere düşüp parçalanırken doğruldum. Boğazımı temizledim. Adel sırtı duvara yaslanana kadar geri gitti. Eliyle ağzını kapatıp yerdeki bilgisayara baktı.Birkaç dakika öylece durduk. Kafamı salladım. Ellerimi masadan çekip birbirine vurdum. Gülümsedim.
"Süt getirmiştim bebeğim. Sevdiğin gibi... Ballı..."
"Görmemem için yaptın."
"En sevdiğin kekten de var."
"Benden ne saklıyorsun?"
Bana doğru hırsla yürüdü. Göğsüme vurdu.
"Söylesene! Ne yapacaksın?! Neden kırdın onu?"
Yüzüne baktım. Kıpkırmızı olmuştu. Aklına bir şey gelince şokla bana baktı.
"Onu öldürecek misin?"
Bileğini tutacakken hızla elini havaya kaldırdı.
"Silahım yok derken yalan mı söylüyordun?!"
Ona doğru bir adım attığımda beni itti.
"Ne planlıyorsun?! Konuşsana Barkın!"
"Yeni bir film çıkmıştı."
Adel küfür ettiğinde kaşlarımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkak!
RomanceDizimde otururken karnını okşadım. Boynunu öptükten sonra kulağına yaklaştım. "Birazdan çıkacağız." Göğsümü tutarken kafasını salladı. "Lütfen! Lütfen çıkalım." "Tamam. Sakinleş bebeğim." Yanağını okşarken gözlerini yüzüme çevirdi. Dolmuş gözler...