Adel odaya girdiğinde bakışlarım ona döndü. Elektrik süpürgesini kapatıp yere bıraktım.
"Bir sorun mu var bebeğim?"
Yutkundu.
"Bana her şeyi anlatmanı istiyorum."
Kendime hakim olamayarak sendeledim. Yanıma yaklaştı.
"Barkın... Lütfen... Hiçbir şey anlamıyorum. Ne olduğunu çözemiyorum. İşin içinden çıkamıyorum. Sürekli düşünüp duruyorum. "
Elimi iki eliyle tuttu. Derin bir nefes aldım.
"Düşüneceğim."
Hayal kırıklığına uğramış yüz ifadesiyle bana baktığında kalbime saplanan ağrıyla elimi kaldırdım. Onu tutmak ve göğsüme bastırmak istedim. O benden uzaklaştı.Kafasını salladı.
"Peki."
Odadan çıktı.Bir süre kendimi toparladım. Ardından evi süpürmeye devam ettim. Adel tozdan rahatsız olurdu. Dün gece bile burnu tıkanıp durmuştu. Eşyaların bazıları eski olduğu için daha sık süpürmem gerekiyordu.
Evin her yerini süpürdüm. Adel ise sürekli benden kaçtı. En sonunda işim bittiğinde süpürgeyi kaldırdım ve nerede olduğuna bakındım.
"Adel?"
Mutfaktan çıktı. Ağlıyordu. Hızla yanına koşacakken elini kaldırdı.
"Sanırım... beni eve bırakmalısın."
Burnunu içine çektikten sonra hırkasının koluna göz yaşlarını sildi. Adel arkasını dönüp kapıya ilerlediğinde hızla arkasından sarıldım. Çenemi omzuna koyduğumda hıçkırdı.
"Konuşmadan gitme. Lütfen, Adel."
Adel sadece ağladı ve hıçkırdı. Belinden tutarak kendime döndürdüm ve kucakladım. Bana sıkıca sarıldı. Ben de onu sıkıca sardım. Salona ilerleyip koltuğa oturdum.Ağlamasının dinmesini sessizce bekledim. Sakinleşti. Sadece hıçkırıkları kalmıştı. Ellerinin titreyişini gördüğümde hızla bileklerini kavrayıp iki elini de öpücüklere boğdum. Bu hareketime karşılık tekrar ağlamaya başladığında panikledim.
"Güzelim, lütfen ağlama. Lütfen..."
Ona dayanamayarak gözlerimin dolduğunu hissettim.Kahretsin! Bunları yaşamaması için o kadar çok uğraşmıştım ki... Her şey bok olmuştu. Adel mutsuzsa hiçbir şeyin anlamı yoktu. Yaptıklarımın, çabalarımın, sevgimin...
Adel'in ellerini yüzümde hissettim.
"A-Ağla-ma."
Durmadan hıçkırdığı için konuşamıyordu.
"B-Ben- Ben bunu- hak- etmi- yor-um."
Kucağımdan kalkarak bağırdı. Sinirlenmesiyle beraber hıçkırıkları azaldı.
"Ben sevilecek biri değilim! BENİ NEDNE SEVDİĞİNİ SÖYLÜYORSUN?! SEVME! BERBAT BİRİYİM! KIRILIYORSUN!"
Burnunu içine çekerek kendini gösterdi.
"Görmüyor musun Barkın? Fiziğim berbat. Yüzüm berbat. Karakterim berbat. Bunu hak etmeyeceğim. BOŞA YORULUYORSUN! HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAYACAKSIN!"Adel'e sarıldım. Yanaklarını, burnunu, alnını, gözlerini öptüm.
"Sen çok güzelsin Adel. Kalbin de, ruhun da, bedenin de çok güzel. Sevilmeyi hak ediyorsun. Her şeyin daha güzelini hak ediyorsun."
Sırtını okşadım.
"Kendine böyle dedikçe daha çok üzülüyorum. Beni üzen şey sen değilsin. Son söylediklerin. Lütfen böyle düşünme."
Gözlerimin içine baktı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Sanki biraz ateşi çıkmış gibiydi."Barkın..."
"Bebeğim..."
Gözlerini yumarak kafasını kaldırdı. Parmak uçlarında yükselirken dudaklarını araladı.
"Lütfen..."
Dudaklarına baktım.
"Emin misin?"
Ellerini enseme koyduğunda yutkundum. Dudaklarımı dudaklarına sürttüm. İnledi. Kafasını bana doğru uzattığında dudaklarımız tamamen birbirinin üzerine örtüldü ve biz... Öpüştük.Dudaklarımı dudaklarına bastırırken yanaklarını kavradım. Saçlarını geriye ittim.
Bu anı bekliyordum. Kaç defa hayal etmiştim? Bana böyle yaklaşmasını, ellerini vücuduma koymasını...
Hızlı kalp atışlarını hissedebiliyordum.
Kendimi kaybettiğim anlardan sonra geri çekildim. Dayanamayarak birçok küçük öpücük daha bıraktım dolgun dudaklarına. Geri çekildi. Alnını göğsüme yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkak!
Storie d'amoreDizimde otururken karnını okşadım. Boynunu öptükten sonra kulağına yaklaştım. "Birazdan çıkacağız." Göğsümü tutarken kafasını salladı. "Lütfen! Lütfen çıkalım." "Tamam. Sakinleş bebeğim." Yanağını okşarken gözlerini yüzüme çevirdi. Dolmuş gözler...