Adel'in etrafına büyük havluyu sarıp kucakladım. Gözleri kapandı kapanacaktı. Yanağını koklayarak öptükten sonra tişörtümü alarak salona girdim. Adel'i koltuğa bıraktıktan sonra hızla tişörtümü giydirip havlusunu çıkarttım.
"İç çamaşırını çıkartmalısın. Islak kalmasın."
Uykusuzluktan kafası sallanıyordu. Tişörtünü sıyırdığında kafamı çevirdim.
"Yenisini getireceğim."
Bileğimi tuttu. Ne söyleyeceğini bilemedi. Islak saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Saçlarımı tarar mısın?"
Gülümsedim. Eğilip saçlarını öptüm.
"Elbette. Tarayacağım. Kurutacağım. Öreceğim."
Bileğimi bırakırken kafasını salladı. Odama gidip Adel'in yere fırlattığı kıyafetlerimin arasından paketli iç çamaşırlarımdan buldum. Hızla banyoya geçip tarak ve kurutma makinesi aldım. Salona döndüğümde panikle ayağa kalktı.
"Konuşmalıyız."
"Tamam güzelim. Sorun yok. Konuşuruz. Önce seni giydirip saçlarını kurutalım. Olur mu?"
Kafasını olumlu anlamda salladı. Yerine oturdu. Paketi sertçe açıp içinden çıkarttım.
"Belinde iz kalmıştı. Bugün bol giy istedim."
"Evet. Bol giymek istiyorum."
Bakmamaya çalışarak iç çamaşırını giydirdim. Dudaklarını ısırsa bile bana izin verdi. Arkasına oturdum. Uzun saçlarını toplayıp sırtına bıraktım. Saçlarını güzelce taradım. Canını acıtmamaya özen gösterdim.
"Sanki hiç dokunmuyormuşsun gibi."
"Canını acıtacağımı hissettim. "
"Sorun değil. Biraz daha bastırabilirsin."
Saçlarını okşadım. Kokusu odayı sarmıştı.Elimdeki tarağa uzandı. Eline aldı. Saçını sertçe taramaya başladığında elini tuttum.
"Çok sert yapıyorsun Adel. Canın yanmıyor mu?"
Elini elimden kurtarıp saçını sertçe taramaya devam etti. Kopan saç telleri üstüme dökülürken dudaklarım aralandı.
"Adel, yeter."
Dayanamayarak tekrar eline uzandım. Tarağı zorla elinden çektikten sonra kurutma makinesine bakındım.
"Saçım taranmadı."
"Güzelim taradık ya saçını."
Bulduğum makineyi elime alırken Adel doğruldu. Kafasını hızla sağa sola salladı.
"Taranmadı."
Derin bir nefes aldım.
"Neresi taranmadı? Göster bakayım."
Elini saçlarının her tarafında gezdirdi. Makineyi kucağıma bırakıp saçlarına dokundum. Yumuşak saçlarını okşayıp taramış gibi yaptım.
"İşte oldu. Tarandı mı şimdi?"
"Sanırım."
Saçlarını düzgünce kuruttum. Sıcaktan sürekli şikayet etti. Kaçmaya çalışınca belini sıkıca kavrayıp kucağıma çektim ve sabitledim. Saçını tamamen kuruttuktan sonra bir sürü öpücük bıraktım.
"Oh, mis gibi kokuyorsun."
Boynunu öptüğümde dudaklarını ıslattı. Bana döndü. Yüzümü kavrayıp ciddi bir şekilde inceledi. Dudaklarımı büzdü, dokundu, çekiştirdi."Barkın, ben düşünmek istemiyorum bu olanları."
Saçlarını geriye doğru iterek yüzüne yapışmasını ve onu bunaltmasını engelledim.
"Düşünme bebeğim. Sen konuyu açmadığın sürece açmayacağım."
"Bencillik gibi gelecek ama bana ve aileme zarar vermediğin sürece sorun yok."
"Asla Adel. Bunu unutma. Asla zarar vermeyeceğim."
"Öpmek mi istiyorsun."
"Ne?"
Kıkırdadı. Dudağıma bir kez daha dokundu.
"Dilini parmağıma değdiriyorsun sürekli. Bir de dudakların titriyor. Beni öpmek mi istiyorsun?"
Aralık dudaklarımı kapatarak yutkundum. Belini sıktım. Konuşamayacağımı anladığımda sadece kafamı olumlu anlamda salladım. Adel kıkırdadı. İşaret parmağını dolgun dudaklarına koydu.
"Ben hiç öpüşmedim."
"B-Biliyorum."
Kekeleyince yutkundum. Ellerimi koltuğa bastırarak doğruldum.Adel üzerime eğilirken ellerini göğsüme koydu.
"Teşekkür için. Lütfen yanlış anlama."
Dudağımın köşesi kıvrıldı.
"Anlamayacağım Adel. Seni iyi tanıyorum. Sorun değil."
Rahatsızca doğruldu. Kaşlarını çattı.
"Lütfen beni iyi tanıdığını söyleme. Rahatsız oluyorum. Sana soru sorasım geliyor."
"Umm... seni tanımak için soru sormam hoşuna gider mi?"
"Öylesi daha iyi olur."
"Tamam. O zaman öyle yapacağım. Sana soru sormadan bir şeyi belli etmeyeceğim."
"Ben de sana soracağım."
"O sorularını cevaplayacağıma söz veriyorum."
Benim hakkımda sorduğu her soruyu cevaplardım. Yaşımı, eğitimimi, ailemi... Her şeyi... Yeter ki kendisini nasıl bildiğimi sormasın.Yüzüme yaklaştı. Yutkundu.
"Benim için zor."
Kafamı geriye çekip yüzünü kavradım.
"Zor olduğunu biliyorum Adel. Eğer istemezsen-"
Dudaklarını dudaklarıma değdirince sustum. Derin bir nefes alarak yükseldim. Dudaklarımı sertçe bastırınca ağzını araladı. Devam etmemi isteyip istemediğini anlayamadım. Dudaklarımı hafifçe geri çekince elleri tişörtümü sıktı. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp oynatınca yanaklarını sıkıca kavradım. Dilimi ağzının içine sokunca inledi. Alt dudağını dişleyip çektiğimde sızlandı.
"Yavaş..."
Fısıltısına karşılık kendimi kontrol etmeye çalıştım. Alt dudağını emip öptüm. Dudaklarına bir sürü küçük öpücük bırakıp son kez uzunca öptüm. Geri çekildim.
"Acıdı mı Adel?"
Yüzüne baktım. Kaşları çatıktı.
"Ne oldu bebeğim?"
Parmaklarını dudağına koydu.
"Sızlıyor!"
Yanlış bir şey yaptığımı düşünürken böyle söylemesi beni güldürdü. Parmaklarımı dudağına koyup okşadım.
"Birazdan geçecek güzelim."Doğruldu. Masanın üstüne baktı.
"Birazdan abur cubur yiyelim mi?"
Kucağımdan kayarken belini sıktım.
"Yeriz ama senin uykun yok muydu?"
Kollarını havaya kaldırarak esnedi.
"Kalmadı."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkak!
RomanceDizimde otururken karnını okşadım. Boynunu öptükten sonra kulağına yaklaştım. "Birazdan çıkacağız." Göğsümü tutarken kafasını salladı. "Lütfen! Lütfen çıkalım." "Tamam. Sakinleş bebeğim." Yanağını okşarken gözlerini yüzüme çevirdi. Dolmuş gözler...