17

1.2K 108 160
                                    


"Daha yeni evlendiniz, dün bir bugün iki ama kızı nasıl bıktırdıysan hemen hasta olmuş," dedi elindeki küçük hediye kutusuyla salona giren Taehyung. Arkasından Jimin ve Namjoon da içeriye girdiğinde koltukta doğruldum, yatmayı bırakarak oturur pozisyona geçtim.

Jungkook, Taehyung'un söylediklerine gözlerini devirirken Taehyung elindeki kutuyu bana uzattı. "Geçmiş olsun, yenge. Belki biraz keyfini yerine getirir diye sana kırtasiyeden hediye aldım bugün," dediğinde kıkırdayarak uzattığı kutuyu aldım ve teşekkür ettim.

Taehyung ayaklarımın dibine oturacakken Jungkook onu ittirerek ayakucuma oturdu. Ters bakışlarıyla Taehyung'a tekli koltukları işaret ettiğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. 

Jimin ve Namjoon'un da geçmiş olsun dileklerine teşekkür ederken elimdeki küçük hediye kutusunu açtım. İçinden Barbie figürlü telefon stickerları çıktığında heyecanla sırıttım. "Çok güzeller," dedim ona bakarken. "Bunları nereden buldun? Aramadığım yer kalmamıştı." Stickerları alıp tek tek telefonumun arkasına yapıştırmaya başladığımda Jungkook gözlerini devirdi. 

"Jennie buldu, yenge. Seninle tanışmayı çok istiyordu ama işleri uzadı, gelemedi." Hızlıca başımı iki yana salladım. "Hiç sorun değil, bu halimle tanışmak istemezdim." Jimin araya girdi. "Nesi varmış halinin yenge? Hastayken bile güz..." Konuşması, yanımdaki Jungkook'un suratına fırlattığı yastıkla bölünürken kaşlarımı çatarak Jungkook'a baktım. "Yaptığın ayıp, biliyorsun değil mi?" 

Gözlerini kısarak bana döndü. "Benim yaptığım mı ayıp? Gelmişler evime, biri hediye getiriyor, biri güzel olduğunu söylüyor! Sırayla mı geliyorsunuz lan siz, ne derdiniz?"

Namjoon sırıtarak ona baktı. "Yani eşini kıskanıyorsun?"

Jungkook ciddiyetle onun bakışlarına karşılık verdi. "Oradan bakınca pezevenk gibi mi duruyorum, hyung?"

Namjoon gülüp başını iki yana sallarken "Oradan nasıl görünüyor bilmiyorum," dedi Taehyung, Namjoon'un oturduğu yeri işaret ederek. Sonra "Ama buradan bakınca var sanki bir şeyler," diyerek kendi oturduğu yeri işaret ettiğinde Jungkook bir küfür mırıldandı.

Bacaklarıma örtülü olan pikeyi düzeltirken kendi kendine bir şeyler mırıldandığında "Bir şey mi dedin, Jungkook?" dedi Jimin onu sinir ettiklerinin farkında olduğunu belli eden bir sırıtışla. Başını kaldırarak sinir bozukluğunu belli eden bir gülümseme takındı. "Diyorum ki," dedi gıcık bir ses tonuyla. "Ne zamandan beri, yeni evli çiftlerin evine daha üçüncü günden baskın yapılıyor?"

Taehyung omuz silkerek arkasına yaslandı. "Yeni evli çiftler balayına çıkmadığından beri."

Jungkook kaşlarını kaldırarak ona döndü. "Ne?"

"Duydun işte," dedi Jimin. "Jungkook önümüzdeki iki hafta yeni evlilerin yararlandığı balayı tatilinden yararlanacak. Yenge, sen de henüz burada çalışmaya başlamadın bildiğim kadarıyla. Ne halt etmeye balayına çıkmadığınızı merak ediyoruz."

Jungkook duyduğu açıklamalarla şok üstüne şok yaşayan bir ifadeyle Namjoon'a döndü. "Hyung, şu salaklara bir şey der misin? Jungkook neden balayına gidemiyor, açıklar mısın? Açıklamanı yaparken, biraz daha boş konuşursalar onların evveliyatını da si..." Küfür etmesini "Şşş," diyerek böldüm. "Maç izlemediğin sürece küfür etmeyecektin, anlaşmıştık."

Onu susturmam üzerine Jungkook bana döndü. "Ya bir bak ama, küfredilmeyecek gibi mi bu iki aptal?" Bakışlarım Jimin ve Taehyung arasında gidip gelirken sırıttım. "Bence sevimliler."

la buena vida | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin