Deniz'den
"Ne yapacağım ben hiçbir şey bilmediğim bir yerde?" Sabrım taşmak üzereydi. Yaklaşık yarım saattir bunu tartışıyorduk.
"Kızım, Defne biliyor. Sana söyler neyin ne olduğunu. Sen niye bu kadar inat ediyorsun?" Sevmiyordum işte. Ben yaz mevsimi insanı değilim. Gezmeyi sevmeyen tip değilim. Yazın o sıcağında dışarıda pişmek istemeyen biriydim.
"Gideceksin dediysem gideceksin Deniz. Evde tek yaptığın dizi izlemek ve kitap okumak. Gözlerine yazık kızım. Git işte tatiline." Babamın sonlara doğru bağırması ile gerçekten sinirlendiğini anlıyordum.
"Baban haklı. Valizini hazırla. Bu yaz ordasın. Gece yola çıkarsınız." diyerek babama arka çıktı annem. Beni gerçekten göndereceklerdi.
"Alışverişe çıkmam lazım. Defne'yi biliyorsun. Her yere gider o. Masrafa girmeye ne gerek var?"
Annem dediklerimden sonra arka tezgahta duran cüzdanını aldı. "Hazırlan alışverişe çıkıyoruz." Bu nasıl anneydi? Para harcamak için ısrar ediyordu bildiğin.
İkna edemeyeceğimi anlayıp sofradan kalktım. Odama gidip hazırlandım. Geri salona döndüğümde babamında hazırlandığını gördüm.
"Sen de mi geliyorsun?" diye sordum ona dönüp.
"Sizinle gezeyim dedim." Sen desene direkt neler alacağına bakacağım diye. Babam giydiklerime çok karışan biri değildi. Ne giysem çok yakışmış kızım lafını duyuyordum. Bu yüzden kıyafet seçme konusunda babama danışamıyordum.
Alışveriş merkezinden beş saat sonra çıkabilmiştik. Annemgil neye baksam zorla denettirdiler. Beş yıllık giyeceğim çıkmıştı gerçekten.
Eve vardığımızda kendimi yatağa zorla attım. "Deniz, annem ben kıyafetlerini yıkayayım sonra kurusun. Ütüye yardım edersin. Valizini geceye hazırlarız. Baban yatacak şimdi. Gece uyursun sen arabada." Annem o kadar hızlı konuşmuştu ki konuşmasını bitirdikten sonra derince bir nefes aldı. Onun bu hâline gülümsedim ve başımı salladım.
"Saat neredeyse altıya geliyor. Hemen başlayalım." Annemin dediklerinden sonra önce kıyafetlerin etiketini çıkardım. Ardından annem önce renklileri makineye attı. Onların çıkmasını beklerken valizime alacağım eşyaları yerleştirdim. Renkliler çıktıktan sonra annem bu sefer onları kurutma makinesine koydu ve beyazları makineye attı.
Kurutmaydı, ütülemeydi derken her şeyi yerleştirmiştim. Saat on ikiye geliyordu. O kadar yorulmuştum ki tüm gün yatabilirdim. Toplam üç tane valizim vardı. İkisi kıyafetler, birinde ise bikiniler, bakım ürünleri, bilgisayarım, şarj aletleri ve kitaplarım vardı. Teyzemgil beni evden kovmazsa iyidir.
Annem bize arabaya kadar eşlik etti. Gitmeden önce bana bir şey uzattı. Baktığımda ise bir sürü para vardı. "Anne zaten kredi kartım var. Ne gerek var?" Başını iki yana salladı ve zorla elime sıkıştırdı. "Belli olmaz ne olacağı. Al sen bunu. Her zaman ara kuzum. Hadi güzel geçsin tatilin." Yanaklarımdan öptü ve arabaya bindirdi. "Dikkatli sür Soner."
"Tamam, Alya. Hemen yat sende. Yoruldun bugün." Babam da arabaya binince yola çıktık.
"Kızım sen uyu. Ben seni teyzengile varınca uyandırırım." Başımı salladım.
Birinin bana seslenmesi ile uyandım. Etraf aydınlanmıştı ve biz durmuştuk. Sanırım gelmiştik.
"Burdayım Deniz." Başımı sağ tarafa çevirince Defne'yi gördüm.
Defne benden üç gün büyük kuzenimdi. Çok sosyal, aktif ve enerjik biriydi. Yeni şeylere karşı aşırı meraklıydı. Tam benim aksi tipimdi.
Ağrıyan boynumu tutup arabadan indim. Babam teyzemle ve eniştemle bir şeyler konuşuyordu. Teyzemgil benim kalktığımı görünce yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOBELYA
RomanceHayattan hiçbir beklentisi kalmamış bir kız. Onun aksine hayatı deli dolu yaşayan bir çocuk. Deniz ailesinin zorlaması ile gittiği Kemer'de gerçek aşkı nasıl mı buldu? "Yardıma ihtiyacın mı var?" "Senin gibi bir manyağa ihtiyacım yok." "Bence va...