Birkaç saniye boyunca yüzüne baktım. "Yarın buraya gelmek istemiyorum." Başı ile beni onayladı. "O zaman başka bir şey yaparız." dedi ve ilerledi.
"Başka bir şey yapmakta istemiyorum." Dediklerimi hiç takmadan ilerlemeye başladı.
Ayağım ıslak olduğu için tüm kumlar ayağıma yapışmıştı. "Off Anıl!" Adını duyunca bana döndü. "Ne oldu?" Ellerim ile ayaklarımı gösterdim.
"Hepsi yapıştı." dedim ağlamaklı bir ses ile. Eli ile ilerdeki çeşmeyi gösterdi. "Oraya gidelim, yıkarsın ayağını." Başımı salladım ve oraya doğru ilerledim. O da peşimden geliyordu.
Çeşmeye varınca önce terliklerimi yıkadım. Onu merdivenin başına koydum. Daha sonra çeşmede ayaklarımdaki kumları temizledim.
Çeşmeyi kapattıktan sonra terliklerimle bakıştım. "Ee terliklerim uzakta kaldı." Anıl bu hâlime gülüp yanıma geldi. Bir anda beni kucağına aldı. Daha sonra merdivenin başına gittik.
Yavaşça yere eğildi. Terliklerimi alıp ayağıma geçirdikten sonra beni indirdi. "Bekle beni burda." Defne ve Erim'e eli ile birkaç işaret yaptıktan sonra çeşmeye ilerledi. Birkaç dakika sonra yanıma geldi.
"Erim ve Defne benim motorum ile dönecek. Ben Süslü ile gideceğim. Evime götür beni şoför." deyip havalı havalı yürüdü. Arkasından ona dil çıkarıp ilerledim.
Süslü'ye bindikten sonra onu bekledim. "Bindin mi düzgünce?" Onaylayan sesler çıkardıktan sonra arabaları kontrol edip çıktım.
"Evin nerede?"
"Sizin evin iki yanındaki ev."
Bir anda şaşkınlıkla kontrolü kaybettim. Anıl hızlıca elini belime sardı. "Yavaş."
Kontrolü geri sağladığımda hemen ondan özür diledim. "Çok sıkıldım. Soru sorsam cevaplar mısın?" Başımı salladım."Nerelisin sen?"
"Ankara. Sen?"
"Buralıyım ben. Doğum günün ne zaman peki?"
"20 Mayıs. Senin?"
"12 Şubat. En sevdiğin renk ne peki?"
"Bilmem düşünmedim."
"Düşün o zaman. Mesela benim en sevdiğim renk koyu yeşil."
"Bordo. Güzel bence."
"O renk sana çok yakışır. Sana her renk yakışır gerçi de. Peki... Hangi mesleği düşünüyorsun ileride?"
"Avukat olmak istiyorum. Sen?"
"Bilmiyorum."
Daha sonra eve vardığımız için sohbetimiz bitmişti. Onu evinin önünde bıraktım. Arkasını dönmeden önce bana genişçe gülümsedi. "Evine gidebilirsin şoför. İzin veriyorum." Ona göz devirip evime doğru yavaşça sürdüm.
Eve girdiğimde kendimi direkt duşa attım. Duştan çıkınca üstüme düzgün şeyler geçirip odamdan çıktım.
Merdivenin başına geldiğimde kapı çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOBELYA
RomanceHayattan hiçbir beklentisi kalmamış bir kız. Onun aksine hayatı deli dolu yaşayan bir çocuk. Deniz ailesinin zorlaması ile gittiği Kemer'de gerçek aşkı nasıl mı buldu? "Yardıma ihtiyacın mı var?" "Senin gibi bir manyağa ihtiyacım yok." "Bence va...