11. BÖLÜM

54 6 0
                                    

Deniz'den...

Anıl ile konuşalı iki hafta geçmişti. Bu iki hafta çok hızlı geçmişti. Yaz tatilinin bitmesine bir ay kalmıştı.

Birilerinin bana seslenmesi ile önümdeki telefondan başımı kaldırdım. "Bir sürü kişi geliyor, sen burda oturmuş telefonunla ilgileniyorsun. Kaldır o poponu işe yardım et." dedi Gece.

Yavaşça yerimden kalkıp gelen müşteriler ile ilgilenmeye başladım. Gece'nin dediği gibi bir sürü kişi vardı. Bugün eve geç dönecektim sanırım.

Tüm işler bittikten sonra eve doğru yürümeye başladım. Eve girdiğimde Defne'yi salonda tek başına otururken gördüm. Benim geldiğimi görünce hızlıca yanıma geldi.

"Konuşmamız lazım." Kolumdan tutup hızlıca bahçeye çıkardı.

"Telefonuna son zamanlarda yabancı birinden mesajlar geliyor mu?" Dediği şey ile kaşlarım çatıldı.

"Sen nereden biliyorsun?"

"Çünkü o-"

Defne içeri giren kişi ile konuşmayı kesti. "Filmi açtık, geliyor musunuz?" Ahsen ve Ömür gelmişti.

"Ben çok yorgunum. Size iyi eğlenceler." deyip hızlıca yanlarından ayrıldım. Odama çıkıp kendimi ılık duşa attım.
Asla soğuk su ile yıkanmazdım. Ilık en iyisiydi.

Banyodan çıktığımda karşımda Defne'yi gördüm. Bakışlarım aşağı merdivene kaydı. "Arkadaşların..?"

"Gönderdim." Sesi çok sert çıkmıştı. Elim ile odamı gösterdim. "Gel odama geçelim."

Birlikte odama geçtik. Defne yatağıma oturunca bende tarağım ve saç spreyimi alıp yanına geçtim.

"Telefonunu verebilir misin?" Cebimden telefonu çıkarıp ona uzattım.

"Şifren ne?"

"2645."

Defne hızlıca WhatsApp'a girdi. Bilinmeyen numaradan gelen mesajlara bakmaya başladı.

İlk mesaj aylar önce Anıl ile Asaf amcanın yanına gittiğimizde atılmıştı. Daha sonra bir sürü mesaj atılmaya başlamıştı. Hepsi de Anıl hakkında saçma sapan sözlerdi. Bunları yazan kişinin Anıl'a bir garezi olduğu çok belliydi.

"Bunları sana yazan-"

"Yekta." diyerek lafını böldüm.

"Nereden anladın?"

"Konuşması ile yazışması çok benzer. Ayrıca Anıl'a kıskançlığından dolayı bana yazacak tek kişi o gibi geldi." Defne telefonumu bana uzattı. Ardından kendi telefonunu açıp bir ses kaydını açtı.

"Seviyor musun onu gerçekten?"

"Hayır, benim tipim bile değil."

"O zaman ne uğraşıyorsun?"

"Beğendiğim, hoşlandığım tüm kızlar senden hoşlandı lan bu zamana kadar. Hepsi mi senden hoşlanır be? Hepsi mi? Sen ilk defa birine karşı böylesin. Bende onu bu yüzden istiyorum. Bir kere de sen acı çek diye."

"Gerizekalı Yekta! Ben hiç senin hoşlandığın birine yan gözle baktım mı lan? Sen dediğin an arkadaşça bile konuşmayı bıraktım herkesle. Sırf sen üzülme diye. Sen nasıl arkadaşsın?"

"Deniz'den uzak duracaksın. Anladın mı beni? Ona yaklaşmayacaksın. Yoksa..."

Ses kaydı burada bitiyordu. Yekta, Anıl'a karşı gerçekten öfkeliydi. Ama bu öfke saçma sapan bir sebepten doğmuştu.

LOBELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin