14. BÖLÜM

52 4 0
                                    

Gecenin köründe telefonuma gelen arama ile yavaşça gözlerimi açtım. Telefonumu elime alıp arayan kişiye baktım.

Acaba kim arayabilirdi? Acaba?

Derin bir nefes alıp telefonu açtım.  "Efendim, Anıl?"

Duyduğum ağlama ve iç çekiş sesi ile hızlıca yerimden kalktım. "Ağlıyor musun? Anıl! Nerdesin?"

"Sa-sahilde kayalıkların ordayım."

"Hemen geliyorum. Sakın bir yere ayrılma." diyerek onu tembihledim.

Üstüme ince bir ceket alıp hızlıca evden çıktım. Süslü'ye binip hızlıca yola koyuldum. Süslü'yü kayalıkların olduğu yakın bir yere park edip indim. Kayalıklara yaklaştıkça arkası dönük otumuş birini görüyordum.

"Anıl?" diye seslendim. Hızlıca arkasını döndü. Ayağa kalkınca ona doğru koştum.

Öne doğru atılıp kollarımın arasına aldım onu. "Neyin var?" diye sorunca daha sesli ağlamaya başladı. Ağlaması o kadar derindi ki gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı.

"Bana neyin olduğunu söyle, lütfen."

Kafasını kaldırınca gecenin karanlığının bile örtemediği kıpkırmızı olmuş gözlerini gördüm.

Onu kolundan tutup kayalıklara ilerlettim. Düzgün bir yere oturduktan sonra ona döndüm. O ise denizi izliyordu.

"Anlatmayacak mısın?" diye sorunca bakışlar beni buldu.

"Yedi yaşındayken beni terk eden anne ve babam geldi. Bir de pişkin pişkin onlarla gelmemi istediler. Annem çok kötü oldu, babam da öyle. Gidip gitmemek konusunda kararsızım. Gitmesem... kalsam yük olacak gibi hissediyorum."

"Gitmek istiyor musun?" diye sordum sadece. Anında başını iki yana sağladı.

"Korkağın tekiyim, aptalın tekiyim. En ufak sorunu bile kaldıramıyorum." diyerek ellerini başına vurdu. Ellerini tuttum.

"Korkak ya da aptal değilsin. Bırak sorunları senin için taşıyayım. Birlikte aşalım tüm dertleri, sorunları,  imkansızlıkları..."

Ellerini yanağıma koydu. "İyi ki senin için savaşmışım. İyi ki pes etmemişim. Sen benim en güzel savaşımsın. İyi ki varsın Deniz."

Yüzüme doğru yaklaşıp dudağıma minik bir buse kondurdu. Birkaç dakika daha kendine gelmesini bekledim. Ardından onunla birlikte eve doğru yürümeye başladık.

Eve varınca gitmeden önce ona doğru döndüm. "Seni de gece gece sürekli  rahatsız ediyorum."

"Hiç önemli değil. Bir şey olursa hızlıca aramayı unutma. Her zaman yanındayım."

O eve girdikten sonra ben de evime doğru ilerledim. Kapıyı kapattıktan sonra karşımda beyazlar içinde olan annemi görünce çığlığı bastım.

Annem hızlıca eli ile ağzımı kapattı. "Kızım sussana! Ne bağırıyorsun? Hem neredesin sen? Saatin farkında mısın?"

Bu sefer annem beni azarlayınca ellerimi önümde birleştirdim. Merdivenlerden aşağı inen Defne ile bakışlarım onu buldu.

"Teyze ne bağırıyorsun gece gece? Ben de hırsız var sandım. Geri uyumaya gidiyorum. Ne yaparsanız yapın!" diye bağırdı.

Annem "Seninle sabah konuşacağız." deyip odasına çıktı.

Bende annemin arkasından gidip odama çıktım. Ardından yorganımın altına gidip kendimi uykunun kollarını bıraktım.

                          ~~~~~~~~~~~

LOBELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin