13. BÖLÜM

48 7 0
                                    

Anıl'ın yanaklarını sıkıp "Oy sen utandın mı? Yerim seni." dedim. Sanki küçük çocuk seviyordum. Anıl sen gözüme bir tatlı geldin bak.

Anıl hızlıca geri çekildi. "Tişörtünü çıkar, arkanı dön. Bende süreyim." dedim.

Tek kolu ile hızlıca tişörtünü çıkarınca başım yan tarafa döndü. O nasıl vücuttu öyle?

Yüzümü tutup ona bakmamı sağladı. "Oy sen utandın mı? Yerim seni." diyerek beni taklit etti. Hızlıca eline vurunca yanaklarımı bırakmıştı.

"Uzan şuraya." Sesimi sert çıkarmaya çalışmıştım. Anıl dediğim ile yavaşça şezlonga uzandı.

O sırada yan tarafta küçük çaplı bir kaos ortamı çıkmıştı. Kremi açtım ve Anıl'ın sırtına sürmeye başladım. Bir yandan da yan taraftaki kavgayı izliyordum.

"Ben sürerim dedim. Ne yapacaksın çocuğun sırtına kremi sürüp?" dedi Erim, kızgın bir ses ile. Daha sonra Defne ona bağırdı.

"Ben en başta sürerim demiştim. Sen nereden çıktın?"

"Defne!"

"Erim!"

Ben şuan sadece Altay'a acıyordum. İkisinin arasında kalmıştı. Yüzünde de bıkkın bir ifade vardı. Bir anda hızlıca ayağa kalktı.

"Ben size bana güneş kremi sürün dedim mi?" diye bağırdı. Sesi çok sert ve gür çıkmıştı. Bu yüzden birkaç kişi bize dönmüştü.

Defne de anında ayağa kalktım. "Yan o zaman. Gidiyorum ben." Defne geri yerine geçince ortalık sakinleşmişti.

Bende Anıl'ın sırtına kremi sürmeye devam ettim. Ne bitmek bilmeyen kremmiş!

Aklıma gelen şey ile sinsice güldüm. Anıl'ın iyice mayışmış hâlinden faydalanmam lazımdı.

Elimdeki kremi bacağıma yedirdim. Ardından Anıl'ın sırtına yazı yazmaya başladım. Yazarken bir yandan gülüyordum.

İşim bittikten sonra derince bir nefes aldım. Allah'tan Anıl uyanmamıştı. On beş yirmi dakikaya işim tamamdı.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra Defne hepimizi kaldırmaya başlamıştı. Ben Anıl'a seslenince birkaç saniye sonra yavaşça yerinde doğruldu.

"Hadi kalk."

Anıl ayağa kalkınca herkese elim ile Anıl'ın sırtını gösterdim. Şöyleki yüzü bir kere gülmeyen Altay bile hafifçe gülmüştü.

Anıl herkesin neden güldüğünü anlamadığı için bana döndü. "Sırtına çok güzel bir imza bıraktım." Dediğimi saniyesinde anlamış olacak ki arkasına bakmaya çalıştı.

Daha sonra üstüme doğru koşunca hızlıca denize doğru koştum.

"Ne yazdın? Deniz gel buraya!" diye bağırdı. Bir anda ayağıma bir şey değince olduğum yerden geriye gidip durdum. O sırada da Anıl hızlıca kolumdan tutup beni kendine döndürdü.

"Dökül bakalım. Ne yaptın sen?" Aklıma yazdığım şey ile güldüm.

"Yaklaşma ısırır, endişelenme sahibi var." Sahibi var kısmını kocaman yazmıştım.

Anıl derin nefesler almaya başladı. Galiba sinirlenmişti. Yavaşça omzunu okşadım. "Sakin ol Anıl. Hayatta herkesin başına gelir bunlar." Anıl bana yandan sert bir bakış atınca gözlerim bizimkilere kaydı.

Hepsi gülerek yanıma geliyordu. Altay, Anıl'ın yanından geçerken omzunu sıvazladı. "Geçmiş olsun, kardeşim."

Anıl'ın bir anda omuzları çöktü. Daha sonra Altay'a döndü. "Bana bir tişört getirir misin?"

LOBELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin