2. BÖLÜM

90 8 5
                                    

"Size yeni içkiler getir- Sen o değil misin?" Bakışları beni bulduğunda duraksadı. Yavaşça bana doğru yürüdü. Işık yüzüne vurunca yutkundum. Bu yolda kaldığımda yanıma gelen çocuktu.

Defne hemen ayağa kalktı ve çocuğun elindeki poşetleri aldı. "Siz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?" Anıl denen çocuk bana döndü. "Süslü'sü arıza yapmıştı. Ona yardım ettim." Defne çocuğun kolundan tutup yanına oturttu.

"Deniz, benim kuzenim. Bu yaz burada kalacak. Ona iyi davran...davranın." Son dediği şey ile herkese döndü.

"Hadi başlayalım ya!" diye bağırdı Ömür. Defne iki poşeti onların tarafına verdi. Bana da bir şişe uzattığında elimle ittirdim.

"Keyfini çıkarsana işte." Elime zorla şişeyi tutturdu. Bende yanımdaki Yekta'ya verdim şişeyi. Şaşkınca bana döndü.

"İçmiyor musun?" Kafamı iki yana salladım. "Sevmem böyle şeyleri. Sana da tavsiyem, içme."

"Tavsiyene kesinlikle uyacağım." dedi ve içkisinden bir yudum aldı. Ona boş boş baktım.

Onlar kendi aralarında sohbete dalmışken denizi seyretmeye başladım. Birkaç dakika sonra izleniyormuş hissi alınca etrafımdakilere baktım.

Anıl beni izliyordu.

"Ne var?" Genişçe gülümsedi. "Hiç." Başımı ondan çekip tekrar denize baktım.

"Hadi doğruluk ve cesaretlik oynayalım." Ahsen ortaya boş bir şişeyi koydu ve çevirdi. Şişe Defne ve Erim'i gösterdi.

"Sen demeden söyleyeyim. Doğruluk, Defne'cik." dedi Erim. Defne, Erim'in cevabına dudak büzdü.

"Neden geçen yıldan beri hiç sevgili yapmıyorsun? Flört bile yapmıyorsun oğlum." diye çıkıştı Defne.

Bende yapmıyordum. Ne vardı bunda? İnsanlar sevgili ya da flört yapmak zorunda mıydı?

"Sevmiyorum artık öyle işleri. Arkadaşlarım yeter bana. Aşk saçma bir duygudan başka bir şey değil." Bu sefer Erim şişeyi döndürdü.

Bu sefer şişe Ömür ve Yamaç'ı gösterdi. Ömür, Yamaç'a hangisi der gibi baktı.

"Cesaret." Bazıları ooo diye sesler çıkardı. "Hızlısın bakıyorum." dedi Ömür.

"Her zaman." deyip göz kırptı Yamaç.

"Yekta'nın yanağından öp." İkisi de birden "Iyy!" dedi.

"Ben hayatta buna yanağımı öptürmem."
Yekta hızlıca arkama geçti. Kendini korumak ister gibi.

"Bu değil gerizekalı. Kardeşinim ben senin." İkisi birbirine hiç benzemiyordu. Yamaç ayağa kalkıp Yekta'ya doğru ilerledi.

Yekta sıkıca omzuma tutunup kendini korumaya çalıştı. Yamaç'ta önüme geçince arada kalmıştım.

"Kız arada kaldı salaklar." Doğa ikisine de bağırınca bir anda duruverdiler. Yekta hızlıca yerinden kalktı.

"Özür dilerim, anlık bir heyeca-lan!" Yamaç fırsat bilip hızlıca Yekta'nın yanağını öptü. İkisinin bu hâline güldüm ve önüme döndüm.

Bu sefer Yekta şişeyi çevirdi. Şişe Miraç ve beni gösterdi. Haydi bismillah!

"Doğruluk mu cesaret mi?" diye sordu Miraç. Bende cesaret diyecek yürek yoktu.

"Doğruluk." Miraç biraz düşündü. "İlk öpücüğünü kime verdin?"

"Vermedim." Hepsi birden "Ne?" diye bağırdı.

LOBELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin