18. BÖLÜM

54 3 2
                                    

Odama gidip hızlıca düzleştiriciyi açtım. O ısınırken dolabımın karşısına geçtim. Elime düzgün olan bir paraşüt pantolonum ile üstünde iyi olan bir crop alıp giydim.


Klimayı açıp içerinin birkaç dakika soğumasını bekledim. Bu sıcakta saç düzleştiremem.

Oda biraz olsun soğuduktan sonra üstümü giyindim. Ardından düzleştiriciyi elime alıp saçlarımı olabildiğince düzeltmeye çalıştım.


Odamın kapısı çalınca "Gel." diye bağırdım. Anıl yavaşça kapıyı açıp odaya göz gezdirdi. En son bakışları beni bulunca gülümseyerek içeri girdi.

"Niye direkt girmedin?" diye sordum. Yanıma gelip saçlarımı incelemeye başladı. İnşallah iyi olmuştu.

"Müsait değilsindir diye yavaşça gireyim dedim."

"Müsait olmasam gel der miyim?" diyerek güldüm. O da benimle birlikte gülüp "Haklısın." dedi.

Saçlarım bittikten sonra makyaj yapmama kararı alarak Anıl'a döndüm. Bu sıcakta yüzümde oluşan o hissi sevmiyordum.

Ayağa kalkıp üstümü düzelttim. "Nasıl olmuşum?" diye sordum Anıl'a dönüp.

Anıl elleri ile mükemmel işareti yaptı. "Çok güzel olmuşsun güzelim." deyince gülümsedim.

"Bol giyinmeyi seviyorsun sanırım." deyince başımı salladım.

"Evet ama ne zaman bol bir şey giysem annem bana evsiz misin, diyor. Bende anlamış değilim."

Söylediğim şey ile şaşkınlıkla bana döndü. "Sana da mı diyor? Annelerin huyları ve dedikleri aynı olurmuş gerçekten. Annem de bana aynısını diyor."

"Desene çok iyi anlaşacaklar." Birbirimize bakıp güldük.

Daha sonra evden çıkıp güzel bir kafeye geldik. Çok tatlı, renkli bir kafeydi. Sadece kahvaltı menüsü satılıyordu. Sanırım sahibi akşamları başka bir işte çalışıyordu.

"Burası aşırı güzel değil mi? Çokta güzel kokuyor." diye mırıldandım hayranlıkla.

"Gerçekten çok güzel. Ama ışığı senin yanında sönük kalıyor."

Ellerimi birden masaya vurunca bakışları şaşkınlıkla beni buldu. "Şu konuya bir açıklık getirelim. Bana olur olmadık yerlerde ve zamanlarda iltifat etme lütfen. Utanıyorum, domates gibi kalıyorum."

LOBELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin