4.Bölüm

917 31 1
                                    

Beğenmeniz de önemli ama yorumlarınız çok daha önemli fikirlerinizi iyide olsa kötüde olsa merak ediyorum.

İyi okumalar...

Efranla Asaf'ın büyük kavgasından sonra eve gelmiştik. Asaf'a buradan biran önce gitmek istediğimi söylemiştim.

Odamızda bir sağa bir sola giderken konuştum.

"Asaf Efran bizi rahat bırakmayacaktır bunu yapmamız buradan gitmemiz gerekiyor!"

Asaf yatakta oturmuş başını ellerinin arasına almıştı. Kafasını kaldırıp bana baktı.

"Ahu biliyorsun babamın başka çocuğu yok artık yaşlandı ağalığı bana devretmek istiyor bugün yarın."

"Asaf biliyorum ama korkuyorum sana Asrın'a ailemize bir şey olmasından korkuyorum."

"Ahu işleri daha fazla oradan yönetemiyorum babamda artık işlerden elini çekmek istiyor. Ayrıca o herif ondan korktuğumuzu düşünüyor! Ben ondan korkup kaçmayacağım."

"Peki ama kendine dikkat edeceksin sana bir şey olmasını.."

Asaf kalkıp ellerimi tuttu.

"Merak etme bir şey olmayacak"

Günler birbirini kovalamış Efran'ın nefesi ensemizden eksik olmamıştı Aileler düşman olsalar da bu derece ileri boyuta çıkmamıştı belki de bu düşmanlık. Efran canımı yakmak için önce Leyla'nın evini satın almış sonrasında da onu evinden etmişti aniden. Leyla'ya dilediğim binlerce özürden sonra ne kadar sorun olmadığını söylese de kendimi çok kötü hissediyordum.

Leylayı bize ait olan evlerden birine yerleştirene kadar konakta kalmaya zor ikna etmiştim annem de sağolsun kol kanat germişti Leyla'ya. Bir diğer sorunsa Efran Asaf'ın bütün işlerine taş koymaya başlamıştı. Ağalar meclisinde Soykanlar ve Yıldırımları zor durumda bırakacak her türlü faaliyete yardımcı oluyor hatta bizzati kendisi yapıyordu olayları.

Bu kötü günlerde aldığım en iyi haber açtığım hukuk bürosunun artık faaliyete geçecek olmasıydı.

Bugün duruşmam vardı ve inanılmaz heyecanlıydım kendi ülkemde ilk kez avukatlık yapacaktım.

Duruşmaya girdiğimde karşımda bir avukat ordusu beklemiyordum. Karşı tarafın bilgilerinde böylesine bir ordu tutacak gelir düzeyi yoktu. Duruşmam berbat geçmişti davayı kaybetmiştim sinirle salondan çıktığımda duvara yaslanmış Efran'ı görmeyi beklemiyordum.

''Kaybettin galiba.''

Sinir bozucu şekilde sırıtıyordu.

''Sen yaptın! O avukat ordusunu sen tuttun!''

''Sana söylemiştim.''

''Müvekkilim'in o paraya ihtiyacı vardı orası ona aitti! insanların hayatlarına böylesi kötülükler yapmaya hakkın yok''

''Bu davayı sen kaybettin tıpkı bundan sonrakileri de kaybedeceğin gibi. ''

sinirle soludum.

''Uzak dur benden de hayatımdan da artık!!!''

''O pek mümkün değil güzelim.''

Esaret-i Araf (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin