YASAK MAÇ | Kerem Aktürkoğlu / Ferdi Kadıoğlu

4 | Kim tehlikede?

(bir sonraki bölüm için 5 oy ve bir kaç yorum rica edicemm🥺)

🌻🌻🌻

Formalite evliliği. Fotoğraflar. Genç kız. Tehlike.

Başımın içinde sırasıyla dönen kelimeler. Bunlar ne demek oluyordu?

Formalite evliliği olmasına şaşırmış değildim. Babam sonuçta gerçekten birbirimize aşık olacağımızı düşünmemiştir.

Fotoğraflar. Ne olabilirdi ki? Uzun bir süre düşündükten sonra aklıma dün akşam geldi. Ferdi'nin şov amaçlı öpücüğü. Onu açıklayabilirdim. Aptal Ferdi.

Genç kız ve tehlike. Bunu anlamamıştım. Genç kız dediği ben mi oluyordum? Bi anda konuyu değiştirmeyeceğini var sayarsak benim olmam gerekiyordu. Ve tehlike. Feyzullah Amca Babamı niye beni tehlikeye atmakla tehdit etsin ki? Eline ne geçecekti? Zaten oğluyla evleniyorum, istediği oluyordu.

Babamın adımlarını duyunca hemen ayağa kalkıp  daha yeni uyanmış taklidi yaptım.

Fazlasıyla sesli esneyerek yanına giderken "Günaydın Babacım" dedim. Hemen bana sarıldı. Kalbinin atışını duyuyordum. Çok hızlı çarpıyordu. "Günaydın Bitanem benim" Saçımı koklayarak bir öpücük kondurdu.

"Sinirli duruyorsun Baba, bir şey mi oldu?" diye sordum hiç bir şey bilmiyormuş gibi.

Gülümsedi. "Hayır kızım hiç bir şey olmadı, şu transfer olayları yine" Yalan söyledi. Bana, kızına yalan söyledi.

"Anlıyorum, bugün seninle vakit geçirsek olmaz mı?" diye sordum. Yoğun olduğunu biliyordum.

"Denizim biliyorsun bu aralar çok fazla işim var. Normalde bu kadar bile görüşemeyiz bunu sen de biliyorsun" dedi saçımı okşayarak.

"Of tamam peki. Ama en yakın zamanda bütün gününü bana ayıracaksın, tamam mı?" dedim ısrarcı bi suratlı.

"Tamam tamam söz kızım" dedi gülerek. Sinirinden hiç bir eser kalmamıştı.

"Ben birazdan Ferdi ile buluşucam, akşam görüşürüz Babacım" dedim yanağını öperek.

Göz devirdi Ferdi'yi duyunca. "İyi eğlenceler canım, Ferdi'yi antrenmanından alı koyma da. Biliyorsun derbi var haftaya" sonuna doğru sesi yükselmişti çünkü ben merdivenlere kadar gitmiştim bile.

"Unutur muyum hiç!" diye bağırdım yukarıdan.

Ferdi'nin buluşacağımızdan haberi yoktu daha. Hemen arayıp antrenmandan önce onunla az önce duyduklarımı konuşmam gerekiyordu. Aradım ama çalmıyordu bile. Tekrar aradım. Yine çalmadı. Niye çalmıyor ki? Şarjı bitmiştir muhtemelen. Baskın yapıcaz mecburen.

Sosyal Medya'ya girdiğimde çokta şok olmayacağım şeyler gördüm. Babamın bahsettiği fotoğraflar. Ferdi'nin planı gerçekten de işe yaramıştı. Fotoğrafta cidden öpüşüyormuşuz gibi duruyordu. Bi irkilme geldi. Olmayan bir şeyi olmuş gibi görmek garip hissettiriyordu. Demek ki gözler de yanılabiliyormuş.

Telefonumu yatağıma koyup giyindim. Etek ve tişört kombini. Rahat. Arabama gidip Ferdi'nin evine sürdüm.

Daha arabası otoparktaydı, güzel. Kapıyı çaldığımda karşıma Ferdi'nin annesi çıktı. Hemen gülümsedi. "Hoş geldin Deniz kızım, nasılsın?" dedi ingilizce içeriye davet ederken. "Hoş buldum, iyiyim siz nasılsınız?" diye felemenkçede cevap verdim. Ferdi öğretmişti eskiden bunları. Diane Teyze de her zaman aksanımı komik buluyordu. "Ferdi yukarıda mı?" diye sordum. Bu sefer ingilizce. Başını salladı ve sırıttı. Demek ki o da görmüştü fotoğrafı. Utandığım için yanaklarım kızardı. Teşekkür edip hemen yukarıya çıktım.