17 | "Niye hep sevdiklerimiz hayal kırıklığına uğratır?"

654 61 9
                                        

(25 oy ve bir kaç yorum rica ediyorummm🥺💗)

🌻🌻🌻

"Ne oluyor burada? Deniz?"

Bu kişinin sesini nerede duysam tanırdım. 9 ay boyunca kalp atışını ezberlediğim kişi. Annem. Annemin hikayesini tam olarak anlatmamıştım, yurt dışında kariyerini sürdürüyor diye anlatıyordum çoğu arkadaşıma, fakat içimden keşke öyle olsaydı derdim hep. Yalanı başlatan aslında önce Babamdı, Annemin bir kaç yıl önce iş gezisine çıktığını söylemişti ve o günden sonra tekrar görüşemedik. Ne aradı, ne sordu. Zaman geçtikçe iş gezisinin bir bahane olduğunu anladım, çünkü hiç bir iş gezisi bu kadar uzun sürmezdi, süremezdi. Babam'a nerede olduğunu sorunca da net bir cevap vermiyordu, konuyu ışık hızında değiştiriyordu. Bende bir süre önce sormayı bıraktım. Artık zamanla öyle bir raddeye gelmiştim ki, Annemin öldüğüne inanmaya başlamıştım. Çünkü bir Anne kendi Kızını neden arayıp sormasın?

Yıllarca hasretini çektiğim kişiyi duyunca elim kulağımdaki küpeye, onun küpesine gitti. Gözlerim dolmuştu. Arkama dönüp hayal kırıklığına uğramaktan o kadar çok korkuyordum ki başka biri değil de Annemin orada duruyor olması için dua ediyordum içimden. Sonunda tüm cesaretimi toplayıp yavaşça döndüm. Gözlerim kapanmıştı, korkuyordum. "Anne?"

"Deniz?" Gerçekten de karşımda duran kişi Annemdi. Sarı saçları ve mavi gözlerinin bu kadar parladığını bilmiyordum, ya da zamanla unutmuştum. O gittiğinden beri zifiri karanlıkta, beni git gide dibe çeken bir kara delikte yaşadığımı farkettim. Artık gözyaşlarımı tutamıyordum, tutmak istemiyordum.

2 dakika öncesine kadar ayaklarım bedenimi zor taşırken şu an cana gelmişti, hızlı adımlarla Anneme doğru yürüyordum, o da kollarını açmış ona sarılmamı bekliyordu. Yıllardır hasretini çektiğim kişiye beklenmedik bir anda kavuşmuş olmanın verdiği mutluluğu anlatamam. Bambaşka bir his bu. Kokusu hala aynıydı, hala çiçek cenneti gibi kokuyordu. „Ne kadar güzel olmuşsun..." geriye gidip beni baştan aşağı inceledi. Ellerimi hala tutuyordu.

"Bugün nişanım vardı aslında." durakladım ve arkamda duran Ferdiye baktım. "Ferdi ile." Hemen başını ona çevirdi Annem. "Demek ki o yaşa geldin ve evleniyorsun." Gözleri dolar gibi oldu ve ellerini ellerimle birleştirdi tekrar. " "Çok tebrik ederim canım Kızım, birlikte çok mutlu olun, kimseyi dinlemeyin, kendi doğrularınızı yaşayın. Bu sizin hayatınız, sizin aileniz artık. Şimdi yeni bir hikayeye başlıyorsunuz... Güzel bir sonu hak eden bir hikaye, o yüzden güzel sürdürmeye gayret gösterin, olur mu?" Annemin gözünden bir damla yaş geldi. Bu sizin hayatınız... kimseyi dinlemeyin.. güzel bir sonu hak eden hikaye.. Beynim bu üç cümleyi tekrarlıyordu. Formalite olduğunu söyleyemedim. Boğazımda düğümlendi kelimeler.

Ben bunları düşünürken birisi konuştu. "Formalite. Formalite evliliği, yani gerçek değil." Ferdi. Şaşkınca ona döndüm. Neden söylediğine anlam veremedim o an, ama sonra düşününce kim olsa aynı şeyi söylerdi dedim. Benim istemediğimi bildiği için söyledi. Bunun Ferdi'nin benden vazgeçtiği an olduğuna inandım, üstelik beni seviyorken yaptı bunu. Kendi mutluluğunu feda etti, çünkü Annemin bunu bilmesi belki bir şey değiştirebilirdi. Belki o da biliyordu benden sakladıkları gerçekleri, belki o yüzden gitti, bizi terk etti. Belki de vicdanı her gün yüzüme bakmayı kaldıramadı o yüzden kaçtı.

Bunları düşündükçe ellerimi onun ellerinden ayırıp bir adım geriye gittim. Günlerdir hayal kırıklığı ve kırgınlık dışında bir duygu hissetmiyordum, yine değişmedi. "Sen.. sen biliyorsun gerçekleri." Bana şaşkınca baktı. "Ne gerçeğinden bahsediyorsun Kızım?"

"O yüzden mi gittin?" Ölüm sessizliği vardı şu an odada. İğne düşse duyardık. Ağzını milim oynatmadı. O da biliyordu.

"Deniz." Babam kolumu tutmuştu. Ben ise gözlerimi Annemden ayırmadım bile. "Bu kadar önemli olan şey ne Anne? Beni, kendi çocuğunu bırakıp gidecek kadar önemli olan şey ne?" Babama döndüm bu sefer. "Ya sen Baba? Ben seni bu adamın tehditlerinden kurtarmak için nelerle uğraştım haberin var mı? Dedemin aslında mafyatik birisi olduğunu öğrendim, büyük dedemin kilerinde bu adamı dövdüğünde her şeyi gözlerimle gördüm. Bunları benden hep saklamışsınız. Tebrik ediyorum sizi. Şimdi de benim Kızımsın diyorsun, ben evlatlık mıyım? Hayatım da mı yalan? Sahi, çok merak ediyorum, siz bana hiç doğru bir şey söylediniz mi?" Evlatlık mıyım sorusu ağzımdan kaçtı o an, fakat ağzımdan çıktığı anda mantıklı gelmeye başladı. Belki gerçekten evlatlıktım ve benden bunu saklıyorlardı. 23 Yıldır.

YASAK MAÇ | Kerem Aktürkoğlu / Ferdi KadıoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin