Bir. Ne kadar küçük bir sayı değil mi? Sadece bir. Sonu olmayan tamsayıların en küçüğü, kimilerine göre de ikinci en küçüğü. Ama bu sayı göründüğü kadar küçük değildi, aksine bazen tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir sayı olabiliyordu. 1 gram ve 1 ton. Tamamen bakış açısınıza bağlı bir durumdu. Ben ise bugün birin ne kadar büyük bir sayı olduğunu anladım.
İtalya'ya geleli tam bir yıl oldu. 365 gün. Bu demek oluyor ki Ferdi ile 1 yıldan biraz uzun bir süredir evliydik. Şu güne kadar aslında hiç bir sıkıntı yaşamadık ki ben buna çok şaşırıyorum bazen. Evlenme sebebimiz, gelişen olaylar, Ferdi'nin Babası derken sorun çıkmaması bir mucizeydi aslında. Belki de birbirimizi alttan almayı öğrenmiştik zamanla. Bunları düşünürken de bahçemizde oturuyordum. Ferdi başını bacağıma koymuş kitap okuyordu. Hollandalı bir yazarın kitabıydı o yüzden ne okuduğunu anlamıyordum maalesef. Son zamanlarda çok kitap okumaya başlamıştı, maçlardan sonra eve gelir gelmez hemen bir kitap alır okurdu. Şimdi olduğu gibi boş zamanlarında da okuyordu.
Maçlardan bahsetmişken, Ferdi'nin İnter'deki istikrarlı yükselişi Real Madrid ve Manchester City gibi büyük kulüplerin gözünden kaçmadı. Gazetelerde her gün kendini daha çok geliştirdiğini ve çok çalıştığından bahsediyorlardı, doğru da diyorlardı. Ferdi Fenerbahçe'de ki son performansını dörde beşe katlamayı başarmıştı İnter'de. Takımda Hakan Çalhanoğlu'nun da olması onun için büyük bir şanstı. Hem abilik hem kaptanlık yapıyordu ona.
O okurken saçlarındaki kıvırcıklarla oynamamdan çok hoşlanıyordu, bu yüzden şu an tam olarak bunu yapıyordum. Fakat bir anda kıvırcığını çevirirken başım döndü ve ağzıma ekşi bir tat geldi. Yediğim bir şey dokunmuştu sanırım. Diğer elimi ağzımı kapatmak için kullandım. Geçerdi herhalde şimdi. Ferdi'yi rahatsız etmemek için fazla kıpırdamamaya çalışıyordum aynı zamanda, fakat bulantıyı durduramayacağımı anlayınca apar topar ayağa kalkıp banyoya koştum. Ferdi'yi üstümden nasıl kaldırıp attım hatırlamıyorum bile.
Bulantı geçene kadar içimdekilerini dışına çıkardım ve o sırada Ferdi banyonun kapısına deli gibi vuruyordu. O aceleyle kapıyı kilitlemeyi nasıl akıl ettim hiç hatırlamıyordum, aslında kilitlemesem daha iyi olacaktı. Ferdi en azından saçımı tutardı. Zorlanarak ayağa kalktım ve yüzüme soğuk su serptim. Aynada kendimi görünce durdum. Bembeyaz olmuştum. Saçlarımın uçundan su damlıyordu. Bugün yediğim öğünlerin malzemelerini birer birer aklımdan geçirmeye çalışırken bilgisayar virüsü gibi sürekli bir yerlerden çıkan reklamlar gibi beni düşündürmeyen bir baş ağrısı vardı.
Ferdi kapıyı kırmadan önce gittim açtım kilidi. Kilidi açar açmaz içeriye daldı ve başımı iki elinin arasına aldı. Yüzümdeki fazla su damlalarını baş parmaklarıyla sildi. "Deniz iyi misin? Ne oldu?" Endişelendiği için sesi bir anda yükselmişti. Sustum bir süre. Ne diyeceğimi bilmiyordum, şoka girmiş gibiydim.
"Deniz bir şey söylesene!" Sesi hafif sinirli gelince irkildim. "Bir şey yok. Yediğim bir şey dokundu herhalde." Pek inanmış gibi durmuyordu. Belki gülümsersem inanırdı.
"Doktor çağırmamı ister misin?" Ben daha cevap veremeden alnımı uzunca öptü. "Ateşin yok en azından." Başımı olumsuz yönde salladım. "Ferdi gerçekten iyiyim. Biraz dinlensem geçer." Kaşları çatık hala beni izliyordu. İkna olmamıştı.
Yatağa kadar yürürken bile o kadar güçsüz hissettim ki kendimi. Kesin hasta olmuştum. Yorganın altına girdikten hemen sonra uyuya kalmışım fakat o an bilmiyordum ki uyandığımda başımın ağırlığı 5 katı gibi hissettirecekti. Hava daha yeni aydınlanıyordu ve bu yüzden odanın içi tam olarak aydınlık değildi daha. Gözlerim Ferdi'yi aradı bir an, yanımda yatmıyordu çünkü. Sağ tarafıma döndüğümde koltukta uyuduğunu gördüm. Boynunun tutulacağı bir pozisyonda uyuya kalmış. "Ferdi?" Koluna dokundum. Korkup hemen ayağa kalkınca ben de korktum bir an ve bir adım geriye gittim. Gözlerini tam açamıyordu, muhtemelen çok uyuyamamıştı. "Bir şey mi oldu? İyi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK MAÇ | Kerem Aktürkoğlu / Ferdi Kadıoğlu
FanfictionDeniz Sezen Koç, hayalleri olan genç bir kız, kendini sadakat ve yasak aşk arasında bulurken yapacağı seçimlerin bir başkasının hayatında nasıl sonuçlar yaratacağını tahmin dahi etmiyordu. Fenerbahçe'nin güçlü başkanı Ali Koç'un kızı olarak babasını...