YASAK MAÇ | Kerem Aktürkoğlu / Ferdi Kadıoğlu

19 | "Bugün her şey bitecek..."

Yüzüme güneşin gelmesiyle uyandım sabah. En son ne zaman bu kadar huzurlu uyuduğumu hatırlamıyordum bile. Aslında 2 hafta öncesiyle bugünün çok bir farkı yoktu, yine aynı sorunlarla uğraşıyordum. Fakat bu sefer yanımda bütün dertlerimi mıknatıs gibi çekip alan bir Ferdi vardı. Ferdi demişken, Ferdi nerdeydi? Yanımda olmadığını fark ettim. Esneyip yattığım yerden doğruldum ve gözlerimi ovaladım. Hala çok uykum vardı.

Dün şöminenin önünde oturduğumuz minderleri görünce gülümsedim. Uzun zamandır Ferdi ile hiç bir şey düşünmeden oturmamıştık. Gözüm masada duran nota çarptı. "Bu ne?" Okuyup kendi sorumu kendim cevapladım:

„Günaydın Deniz, bugün erkenden antrenman varmış, sabah İrfan arayınca hatırladım. Sen başla araştırmaya, ben gelince devam ederiz.

Ferdi"

Antrenmanlara gittiğini görmemiştim uzun zamandır, aslında kampa gitmişlerdi ama Ferdi nişan için izin almıştı. Futbol onun için çok önemliydi. Futbol demişken aklıma Kerem gelmişti. O günden, onlar şampiyonluğu aldıktan sonra tekrar görmemiştim onu, ne kafede ne de sosyal medyada. Merak edip İnstagram hesabına baktım. Aynı rutin postlar. Etiketlendiği videoları izledim biraz. Videoların çoğunda ya bir şutu kaçırıyordu, ya da hatalı pas yapıyordu. Çok hırslı birisiydi Kerem, bunu fark etmemek mümküm değil. Kendini çok yoruyor. Gelen yorumları okuyunca şaşkın kaldım. "Bitiricilik 0", "Takımı bırak", "Okan evlatcılık yapmayıp Kerem'i yedek bıraksa Bayern'i yenebilirdik.", "Kerem'in Galatasaray'da ne işi var?" ve buna benzer bin türlü yorum.

Hem şok olmuştum hem de üzülmüştüm. Kerem'i çok takip etmiyordum aslında ama Galatasaray'ın şu an bu durumda olmasını sağlayan kişinin o olduğunu biliyordum. İnsanların iyi günleri unutup kötü günde nankörlük yapması gibi acımasız bir huyu vardı maalesef. Arada destek videosu da gelse etiketlendiği çoğu video onu kötülüyordu. Önümüzdeki maç acaba ne zamandı?

Ufak bir araştırma ile aradığım bilgileri bulmuştum. Manchester United maçı. Zor ve önemli bir maçtı bu. Hem de yarın. Umarım kendini gösterebilir ve bu yorumlara cevabını verir.

Elimde kalan kağıdı hatırladım. Ferdi. Dün yaşananları düşünürken yüzümde bir tebessüm oluştu. Omzunda uyuya kalmıştım, o saçlarımk okşarken. Ardından duyduğum cümleyi hatırladım "Her şeyi öğrendiğinde seni kendimden bile çok sevdiğime asla inanmayacaksın." Yüzümdeki tebessüm silindi. Eğer rüyamın bir parçası değilse bu, ki rüya olması için fazla gerçekçiydi, Ferdi'nin bir şey biliyor ya da saklıyor olma ihtimali çok yüksekti. Güvendiğim tek kişi de benden bir şey saklıyorsa tek başıma devam etmek zorunda kalacaktım. Ama önce bu duyduğumdan emin olmam gerekiyordu. Ona soramazdım, tabi ki yalanlayacaktı, bir şey bulmam lazım, bir ipucu.

Dün baktığımız kağıtlar aklıma geldi. Hemen masaya koşup kağıt yığınını inceledim. "Ben nereden başlayacağım şimdi?" Hiç bir fikrim yoktu. Elime bir kapıt alıp okumaya başladım. "Yok anlamıyorum, beynim almıyor. Ferdi nasıl anlıyor bunları?" Elimdeki kağıdı tekrar masaya bıraktıktan sonra yüzümü ellerimin içine gömdüm. Gözlerimi kapatıp parçaları birleştirmeye çalışıyordum, acaba Ferdi'nin gerçekten bir bildiği olabilir mi diye. Bunu düşünürken de kendimi kötü hissediyordum, ya günahını alıyorsam?

Derken bir anda bazı şeyler mantıklı geldi ve ardından kafamdaki puzzle yavaşça oturmaya başladı. Neden 2 haftadır tüm ipuçlarını Ferdi buluyordu? Hoş, zaten 1-2 gün sonra bizi çok ileriye taşıyan ipuçları olmadıklarını öğreniyorduk fakat asla benim bulduğum ipuçlarını dikkate almadı. Ferdi bana neden bu kadar yardım ediyor? Hem de o kadar uzun bir süre görüşmedikten sonra. Beni sevdiği için mi, yoksa bahanesi mi bu? Bunları düşünürken aklıma Babasının telefonunu karıştırırken kendi mesajlarını hemen yukarıya kaydırdığı geldi: Ne sakladı orada? Aklımda bir soru başka bir soruya yol açıyordu. Ferdi bunu yapmış olabilir mi diye düşündüm. Acaba gerçekten bana değer verdiği için değilde kendi sebepleri yüzünden mi yanımda şu an?