24 | Kıyaslama

504 48 10
                                    

Iyi insan lafın üstüne gelirmiş. Babam'ın sesiydi bu.

"Baba?" Sert bakışlarının arkasındaki o buruk ifadeyi görebiliyordum. Hızlı adımlarla bana doğru gelip bana sıkıca sarıldı. Ona sarılmayı özlemiştim. Ne kadar kızgın ve kırgın olsam da kendimi tutamadım ve ben de sarıldım ona. Çünkü Babam'ın verdiği güveni başka kimsede bulamayacağımı biliyordum, dünyanın en korunaklı yerinde olsam bile bu 2 kol kadar olamıyordu hiç bir şey. Benim de ellerimi hissedince başıma bir buse kondurdu.

"Güzel Kızım benim, seni çok özledim." Bir an tereddüt edip gözlerini benden ayırıp sağına baktı. Ağlıyor muydu? Koluna dokununca yine bana döndü.

"Nerelerdesin, ne yapıyorsun, kiminle yaşıyorsun? Aklımız hep sendeydi." Gözlerinin kırmızı olduğu mavi gözlerinden dolayı çok belli oluyordu. Uykusuz kalmış bir kaç gündür belli ki.

„İyiyim ben Baba, beni merak etmeyin." Ciddi olduğumu gülümseyerek ona göstermeye çalıştım. Babama olan kızgınlığım gün geçtikte azalmıştı, fakat kendimi hala eve dönmeye hazır hissetmiyordum. Annem'i de çok özledim tabii ki de, ama geldiği gibi bu olayların yaşanması ve onun da her şeyden haberi olması ve onca yıl beni habersiz bırakması beni oldukça üzmüştü. Zaten eskisi gibi Anne-Kız olamamaktan korkuyordum üstüne bu da gelince tamamen kendimi geri çekmek zorunda kaldım, biraz zamana ihtiyacım vardı.

„Ne demek beni merak etmeyin Deniz? Sen bizim her şeyimizsin, seni merak etmeyeceğiz de kimi edeceğiz?" Kızmıyordu, isyan ediyordu.

"Gerçekten iyiyim ben. Eğer iyi olmasaydım burada olur muydum?" Onu ikna etmeye çalışıyordum fakat karşılaştığım yüz ifadesi hiç de inanmışa benzemiyordu. İç çekti.

"Peki sen nasıl diyorsan öyle olsun Kızım. Bir şeyr ihtiyacın olursa beni mutlaka ara!" Başımla onayladım. "Seni hangi rüzgar attı buraya? Ferdi'yi mi izlemeye gelmiştin?" Ben başımı yine olumlu yönde sallarken Ferdi de soyunma odasından çıkmıştı.

"Gidebiliriz Den-" Babamı görünce durdu ve cümlesini bitirmekte tereddüt etti. "Başkanım? Siz ne zaman geldiniz?" Babam'a yine başkanım diye hitap etmeye başladığına göre, Ferdi Babam'la arasına mesafe mi koymuş olanlardan sonra?

"Az önce geldim. Bugün yine iyi iş çıkarmışsın, forvetleri aratmamışsın, aferin oğlum!" Ferdi 5 yıl sonra da ona gelen övgüleri mütevazi bir şekilde karşılıyordu. "Galibiyet için gerekli olan her şeyi yapmaya gayret gösteriyoruz başkanım." Yüzündeki ifade fazlasıyla ciddi ve soğuk duruyordu, fakat Babam ona gerçekten bir büyüğü, bir Baba gibi yaklaşıyordu. Koluna 'aferin' anlamında iki defa vurdu.

"Baba senin işlerin vardır, tutmayalım biz seni. Hem biz de çıkıyorduk şimdi." Eğer 2 dakika daha dursaydım küçük bir çocuk gibi Babam'a sarılıp ağlayacaktım. Üzgün olduğum için değil, güçlü kalabilmek için hayatımın her saniyesinde onun verdiği güvene ihtiyacım olduğu için. Tek başıma mücadele etmekten çok çabuk yorulmuştum ve Babam'ın benim bu kadar hemen tükendiğimi bilmesini istemiyordum. Güçlü kalmalıydım.

"Tamam Kızım, ama daha sık gel buraya. Çok aksatıyorsun." Buraya derken onu görmeye gelmemi istiyordu. Gözlerindeki o mutluluğu görmüştüm.

Gülümseyip cevap verdim "Gelmeye çalışacağım. Görüşürüz Babacığım." Oradan ayrılmadan önce ona tekrar sarıldım. Senin büyüttüğün o güçlü kız olacağım Baba, engellerle karşılaşsam da aldırmayacağım. Hedefim neyse başaracağım.

Stadyum'dan çıkarken Ferdi hiç konuşmadı ve bu beni biraz kuşkulandırdı. Babamdan dolayı mı modu düşmüştü? Röportaj yapılan alandan geçerken bir kaç çalışanın formasına imza attıktan sonra takım otobüsünün yanından geçip Ferdi'nin arabasına doğru gittik. Düşünceli bir hali vardı ve ne olduğunu öğrenmek için arabaya binmemizi bekledim, çünkü dışarısı insanlarla doluydu.

YASAK MAÇ | Kerem Aktürkoğlu / Ferdi KadıoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin