three

262 32 79
                                    

‼️Hassas olanlar bölümün sonunu okumasın, kan, şiddet ve işkence sahnesi var‼️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

‼️Hassas olanlar bölümün sonunu okumasın, kan, şiddet ve işkence sahnesi var‼️

-Uzun Bölüm-
====

Son şeyleri de kontrol edip indik minibüsten. Hannah derin bir nefes aldı, "Uzun zaman oldu böyle işler yapmayalı." dedi ve koluma girdi. "Çünkü en son böyle bir şey yaptığında vurulmuştun." dedim sinirle, canımdan can gitmişti onu öyle görünce. Kaldırımdaki kalabalığın içerisine karışıp kumarhanenin önünde durduk. Güvenliklere doğru yaklaştık, "Davetiye veya üyeliğiniz var mıydı?" dedi adamlardan biri.

Kibarca tebessüm ettim, "Choi kardeşler adında üyeliğimiz var." dedim. Adam önündeki tabletten kontrol edip bize döndü, "Keyifli akşamlar efendim." dedi.

İçeri girdiğimizde yakamdaki mikrofona doğru sessizce konuştum, "İçerdeyiz." Kulaklıkta Seungmin'in sesi duyuldu, "Kameralardan izliyorum." dedi. Hannah ile birbirimize bakıp bir masaya ilerledik, iki adam oturuyordu. Yan yana oturduk, bar kısmında birine kokteyl hazırlamaya çalışan Yongbok'u gördüm. Önündeki kadın ona hayranlıkla bakıyordu. Gülümsedim, komikti. Hemen gülümsememi sildim, bu iş kolay olmayacaktı.

Oyun başladığında Hannah bana direktifler veriyor gibi davrandı. Masadaki adamlardan biri bizi inceliyordu. Adama çevirdim bakışlarımı, hafif bir tebessüm sundum. "Bir sorun mu var beyefendi?" diye sordum. Adam güldü, "Hayır, sadece kim olduğunuzu merak ettim genç adam." dedi. Gerçekten elit bir ortamdı, keşke arkasında olan işleri de bilselerdi. "Nicholas Choi," dedim ve Hannah'ın omzunu tuttum. "Kardeşim, Catherine Choi."

"Böyle yerler için genç değil misiniz, Bayan Choi?" dedi adam tüm dikkatini Hannah'a vererek. Hannah tebessüm etti, "Öyle düşünmüyorum." dedi. Boğazımı temizledim, "Peki, biz sizi tanıyabilir miyiz?" dedim.

Adam elini iki yana açtı, "Buranın sahibiyim, Oh Dohyun." dedi. İşte adamımızı bulduk. Bir şekilde, bir şekilde Hannah'ı almalıydı. Söyleyince çok iğrenç duruyordu. Hannah üstesinden gelebilirdi. "Buraların dizaynı gerçekten çok güzel. Kendiniz mi tasarladınız?" diye sordu ilgiyle etrafa bakarak. Adam güldü, "Hayır, ortağım tasarladı." dedi ve yanındaki adamı işaret etti, "Tanıtsana kendini." diye ekledi.

Daha genç biriydi, yakışıklıydı da. Elini Hannah'a uzattı, "Park Jeosun. Memnun oldum." dedi gülümseyerek. Park Jeosun... Bu Eun'u aldatan pislik. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bu iğrençliğin içinden çıkması...

Şaşkınlıkla güldüm, yüzünü dağıtmak isiyordum şu an. "Park Jeosun, ha?!" dedim. Kaşlarını çattı, "Tanışıyor muyuz?" diye sordu. Sinirle dişlerimi sıktım, zorla gülümsedim. "Kısmen. Cha Eun, onunla hâlâ çıkıyor musunuz?" diye sordum. Poker taşlarını sinirle yıkıp tekrar diziyordum ama göz temasını kesmedim hiç. Şaşırmıştı, "Onu nereden tanıyorsun?" dedi ve içkisinden bir yudum aldı.

Mafia or not? |Bang Chan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin