nineteen

109 20 71
                                    

====

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

====

Elimdeki telsizle işaret ederek bir kare çizdim, "Bu alana olay yeri bandı çekin hemen!" diye bağırdım. Çöp konteynerina biraz daha yaklaştım, önündeki bavulun içinden sarkan hafif kanlı el oldukça kötü gözüküyordu. "Olay yeri inceleme nerede kaldı?!" diye bağırdım sinirle.

Jeongin hızlı adımlarla yanıma geldi, "Yoldalar komiserim." dedi. Olay yerine girip bakmaya çalışan insanlara baktım, derin bir nefes aldım. "Görülecek bir şey yok, dağılın!" dedim o tarafa ilerleyerek. Küçük kalabalık dağılmaya başlarken arasından biri çıktı, Savcı Kim'di o. Polis memuru hemen bandı kaldırıp geçmesini kolaylaştırdı. "Savcım, hoşgeldiniz."

"Hoş buldum komiser hanım ama olay yeri gelse çok daha hoş olacaktı."

Kafamla onayladım, "Evet savcım, yoldalar zaten." dedim ve cesedin olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Savcı Kim de peşimden geliyordu.

"Çöpü karıştıran bir vatandaş bavulu çıkarmış ve içinden sarkan eli görmüş. Olay yeri gelene kadar açmak istemedik." diye kısaca açıkladım. Savcı yüzünü buruşturup burnunu kapatarak bavula yaklaştı, "Kötü kokuyor." dedi. Kendimi gülmekten alamadım, "Tabi efendim, ceset bu." Bana ters bir bakış attığında tebessümümü silip gelen araba sesine döndüm.

Olay yeri inceleme gelmiş, araçtan iniyorlardı. "Hadi, hadi, çabuk!" diye bağırdım. "Nerede kaldıysanız artık..." Gelenler tanıdıktı, çok takmazlardı dalga geçersem. Hemen işe koyuldular. "Şu konteyneri olduğu gibi götürün kriminale, orada halledersiniz." dedi Savcı.

Bavulun fermuarını yavaşça açmaya başladı kız, dikkatle baktım. Uzun kahverengi saçları vardı, biraz dalgalıydı. Oldukça güzel bir kızdı, yazık olmuştu resmen. İç çektim, "Hiç bir detayı kaçırmıyorsunuz! Anlaşıldı mı?" dedim herkese hitaben.

Çoğu kişiden onay çıkınca tatmin olmuş bir şekilde etrafa baktım. Birkaç apartman buraya direkt olarak bakıyordu, "Jeongin, gel bakayım." dedim. Hızlı adımlarla yanıma ulaştığında devam ettim, "Bu iki apartmandaki herkesin ifadesi alınsın. Otopsi raporu çıkınca da ölüm saatiyle beraber bir araştırma yapın."

Çalan telefonumla cebimden çıkarıp açtım, "Efendim Chris?" diyerek elimi telefonun mikrofonuna siper ettim. "Güzelim, ne yapıyorsun?" diye sorunca gözlerimi etrafta gezdirdim. "Olay yerindeyim, eve gelemeyeceğim. Sen istersen merkeze geç, odamda takıl. İşim bitince gelirim."

"Olur, o zaman kolay gelsin sana. Çok öpüyorum, dikkat et." Bana kurduğuna benzer bir cümleyle görüşürüz diyip kapattım. Olay yeri incelemeden biri bavuldan birkaç telefon parçası getirdi delil poşeti içinde.

Mafia or not? |Bang Chan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin