twelve

185 28 61
                                    

====

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

====

Derin bir nefes alıp odanın kapısını açtım. Chris endişeli gözlerini üzerimde gezdirdi. O güzel gülümsemesini yüzünde görmek bir nebze de olsa iyi hissettirecekti. Kaç gündür cesaret edememiş, sadece telefonla konuşmuştum.

"İyisin değil mi? Bir yerinde bir şey yok?" dedi doğrularak.

Tebessümle kafamı iki yana salladım ve sandalyeye oturdum. "O şerefsiz yapmadı değil mi bir şey?" Tüm o mide bulandırıcı anlar gözümün önünden geçti, kafamı iki yana salladım. "Hayır, geberdi gitti." Derin bir nefes alıp elimi tuttu, naif bir öpücük bırakıp bakışlarını gözlerime çevirdi. "Eminsin değil mi?"

Bu kadar mükemmel biriyle sevgili olduğum için tekrar tanrıya teşekkür ettim. "Evet!" Yüzünde minik bir tebessüm oluştu, elimi elinden kurtarıp dudaklarının kenarlarına götürdüm. Yukarı doğru kıvırdım. Kıkırdadı, "N'apıyorsun?"

"Sevgilimin gamzeli gülümsemesini görmek istiyorum."

Chris bunun üzerine istemsizce gülümsedi. Gülerek gamzesini işaret ettim, "Bak, gördüm!" Kafasını onaylamazca iki yana salladı. Gülümseyerek Chris'in çenesinden tutup gamzesinin üzerine bir buse kondurup geri çekildim.

Chris tav olmuş bakışlarını gözlerimde gezdirdi. Bir iç çektim, "Çabuk iyileş, sıkılıyorum artık." Hayır, korkuyordum. Güvende hissetmiyordum kendimi. Geceleri korkumdan uyuyamıyordum.

"Şu yataktan bıktım artık, kalkmama da izin vermiyorlar." Sinirle iç çekip gözlerini devirdi. "Geçen günden sonra iyice gözleri üzerimde, hayatta kalkmama izin vermiyorlar."

Kaşlarımı çattım, "Ne yaptın ki?" diye sordum. Boğazını temizleyip bakışlarını kaçırdı, "Seni bulacağım diye direnip gitmeye çalıştım."

Kaşlarım havalandı, "Chris!" kafamı 'iflah olmazsın' dercesine salladım. "Bir yerine bir şey oldu mu? İyi misin peki? Dikişlerin patlamadı değil mi?" telaşla vücudunu kontrol ettim. Gülerek beni durdurdu, "Şu an bir şey kalmadı. Dikişlerimi yenilediler sadece."

Rahat bir nefes alıp sandalyeye yaslandım. Aklıma dolan şeyle biraz düşüncelere daldım. Ailesi ona hep 'Chan' diyordu. Fakat bana kendini 'Christopher Bang' olarak tanıtmıştı, ki her yerde ismi böyle geçiyordu. İstihbarattan önceki ismi miydi acaba?

"Ailen, sana hep 'Chan' diye sesleniyor. İstihbarattan önceki adın mı?"

Dudaklarını birbirine bastırdı, kafasıyla onayladı. "Sen bana öyle seslenme, yani yine de senin seçimin." dedi. İçimden geçirdim: 'Bang Chan' Çok hoş duyulacağına emindim. "Bang Chan." diye mırıldandım ve tebessüm ettim. Bu isim ona çok yakışıyordu.

Mafia or not? |Bang Chan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin