====
Eve girip ceketimi vestiyere astım. İlerleyip iki basamaktan indim, tekli koltuğa çantamı attım. Alt kattaki banyoya girip ellerimi ve yüzümü yıkadım. Yaklaşık 38 saattir uyumuyordum, birkaç saat daha ayakta kalırsam gerçekten düşüp bayılacaktım. Mutfağa gidip kettle'a su koydum. Tekrar salona dönüp çantamdan bir sigara aldım. İhtiyacım vardı.
Bahçeye çıkıp sürgülü cam kapıyı aralık kalacak şekilde kapattım. Sigarayı parmaklarımla biraz yuvarlayıp yaktım, dudaklarımın arasına koyarak içime çektim. Tadı iğrençti, her zaman ki gibi. Çok yoğun geçmişti bu son iki gün. Sürekli sorgu yapıp evrak doldurmuştum, bir de sorunlu olanlar vardı.
Sigaram bitince kenardaki çöpe attım izmariti. İçeri girip kapıyı kapattım. Mutfağa ilerledim ve dolaptan hazır bir ramen çıkarıp kaynayan suyu içine döktüm. Paketin ambalajını kapatıp beklerken de telefonda oyalandım biraz. Chris ile olan sohbete girdim. Yazdıklarımın hiç biri iletilmemişti bile. Arasam yine telefonun kapalı olduğuna dair bir şeyler söyleyecekti telesekreter.
Hemen rameni yiyip yukarı çıktım. Üzerimi değiştirip silahımı baş ucumdaki komidine koydum. Yatağa uzandığımda 38 saatin tüm yorgunluğunu üstümde hissetmiştim. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Belimde hissettiğim elle gülümseyerek gözlerimi açtım, etraf çok aydınlık ve hoştu. Esneme çarpan nefesi huylandırıyordu, "Chris, ne zaman geldin?" diye sordum. Etraf bir anda karardı, kasvetli iğrenç bir hava kapladı ortamı. Arkama döndüm. O iğrenç yüzü karşımdaydı, yüzündeki o iğrenç bıçak izi, o iğrenç sırıtışı, o iğrenç dokunuşları, o iğrenç bakışlarıyla tamamen karşımdaydı.
"İğrençsin sen, pisliksin, tam bir sapıksın!" diyerek kalkmaya çalıştığımda beni geri itmişti yatağa. Dudakları boynuma değdiğinde onu sertçe ittim. "Uzak dur!" Tekrar bana doğru eğilmişti.
"Uzak dur!" diye mırıldanarak uyandım. Hızla doğruldum, terler içinde ve nefes nefeseydim. Titrediğini fark ettiğim ellerimle alnıma yapışan saçları geriye ittim. Komidindeki su bardağını alıp birkaç yudum su içtim. Suyu yerine geri bırakırken biraz dökülmüştü.
Yatak başlığına yaslandım, bacaklarımı kendime çekip kollarımı sardım. Başımı dizime yasladım. Göz yaşlarım teker teker gözlerimden firar ederken bunu daha ne kadar çekeceğimi düşünüyordum. Her an bir yerden çıkıp tekrar bana dokunacakmış gibi hissediyordum.
Aşağıdan gelen seslerle gözlerim hızla açıldı. Elim silahıma gitti, dikkat kesilip iyice dinledim sesleri. Pencereyi ya da kapıyı zorluyordu birisi. Göz yaşlarımı sildim, yataktan kalktım. Silahın emniyetini açarak yavaş ve sessiz adımlarla aşağı ilerledim. Merdivenden aşağı silahla baktım, kimse yoktu. Aşağı temkinli adımlarla ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia or not? |Bang Chan|
FanficCinayet masası bürosunun saha ekibinin lideri, Komiser Cha ve kendini iyilik yapmaya adayan bir çete üyesi Bang Chan'ın tanışmasıyla işler sarpa sarar. ❗️Bu hikayede; şiddet, kan, işkence, adam kaçırma vb. unsurlar bulunmaktadır. Hassas olanlar oku...