Sihirli Dünya: Varislerin Yükselişi +18

6. İftira

"Stephen Harrison," dedi öğretmen kontrol amaçlı ve Stephen "Burada," diyerek ayağa kalktığında herkes şoka girmişti. O anda sınıfta bir uğultu yayıldı. Stephen'ın varlığı, sınıftaki herkes için büyük bir sürpriz olmuştu. Kimse onun Stephen olduğuna inanmamıştı.

Stephen yavaşça ayağa kalktı ve cebinden öğrenci kimlik kartını çıkardı. Onu havaya kaldırarak sınıfa gösterdi. Kart, üzerindeki parlak hologram ve okulun amblemiyle, gerçek olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Ancak yine de bazı öğrenciler ikna olmamıştı. Arka sıralardan birkaçı, mırıldanarak onun sahte olduğunu iddia ediyordu. Bu iddialar Stephen'ı biraz sinirlendirmişti. Ancak sakinliğini koruyarak kartın detaylarını öğretmene gösterdi. Öğretmen, kartı inceledikten sonra başını sallayarak onayladı. Stephen'ın kimliği kesinleşmişti.

Çoğu kişi artık susmuştu, ama hala şüphe duyanlar vardı. Özellikle en arka sırada oturan birkaç öğrenci, gözlerini Stephen'dan ayırmadan fısıldaşıyordu. Stephen, bu durumdan oldukça rahatsız olmuştu. Gözler üzerindeyken ders çalışmakta zorlanıyordu. Oysa ki, dikkat çekmek istediği en son şeydi.

Ders boyunca herkesin dikkatini çekmeye devam etti. Sınıfın her köşesinden ona yöneltilen bakışları hissetmek, Stephen'ı iyice huzursuz etmişti. Parmak uçlarıyla masanın kenarını tırmalıyor, bir an önce dersin bitmesini bekliyordu. Her hareketi, her nefesi, sanki tüm sınıf tarafından gözlemleniyor gibiydi.

Stephen, bu yoğun ilgiyi nasıl engelleyeceğini bilemiyordu. Ne yaparsa yapsın, bakışlar ondan uzaklaşmıyordu. O an, en nefret ettiği şeyin tam ortasında kalakalmıştı: tüm dikkatler onun üzerindeydi. Bu detaylı ve inceleyici bakışlar, onu sürekli olarak rahatsız ediyor, dikkatini toplamasını imkansız hale getiriyordu. Stephen, herkesin merakını yatıştırmak için ne yapabileceğini düşünürken, sınıfta yankılanan öğretmen sesiyle irkildi ve derse geri dönmeye çalıştı. Ancak bu hiç de kolay olmayacaktı.

Ders ortasındayken, sınıfın kapısı yavaşça açıldı ve içeri yeni birisi girdi. Bu kişi, uzun ve koyu kahverengi saçlarıyla dikkat çekiyordu. Saçlarının doğal kıvırcıklığı, yüzünü çerçeveleyerek ona doğal bir hacim ve güzellik katıyordu. Saç telleri, ışığın altında hafifçe parlıyor, her bir buklesi canlı ve sağlıklı görünüyordu. Ela gözleri, derinlikli ve etkileyici bir bakışa sahipti; gözleri adeta içsel bir enerjiyle parlıyor, karşısındaki insanı kolayca etkileyebiliyordu. Bu gözler, aynı zamanda yüzüne canlılık ve sıcaklık katıyor, ifadesini zenginleştiriyordu.

Kızın dudakları hafifçe dolgun, doğal pembe rengiyle dikkat çekiyordu. Bu dudaklar, ona zarif ve hoş bir ifade kazandırıyordu. Konuşmasa bile, yüzündeki ifadeden sıcaklığı ve samimiyeti hissedilebiliyordu. Teninin pürüzsüz ve aydınlık yapısı, doğal bir güzellik yansıtıyordu. Yüzündeki birkaç çil, bu doğallığı pekiştiriyor, ona benzersiz bir çekicilik katıyordu. Yüz hatları ise zarif ve dengeliydi; bu hatlar ona hem masumiyet hem de sofistike bir hava kazandırıyordu.

Kızın genel görünümü sade ama çarpıcıydı. Giyimi ve tavırları, içten ve samimi bir his uyandırıyordu. Onu gören biri, anında sıcak ve dostça bir izlenim ediniyordu. Bu kız aslında okulda yeni değildi. Daha önce başka bir sınıfta eğitim görüyordu. Ancak, sınıftaki çoğu kişiyle saçma sebeplerden dolayı tartışmalar yaşamıştı. Bu tartışmalar, onun huzurunu kaçırmış ve derslerine odaklanmasını zorlaştırmıştı. Sonunda velileri, okul yönetimiyle görüşerek onun sınıfını değiştirmeyi başarmıştı. Bu değişiklik, neredeyse okulun sonuna yaklaşılmış olmasına rağmen gerçekleşmişti. Velilerinin bu kararlılığı, onun daha iyi bir öğrenim ortamında bulunmasını sağlamak için gösterdikleri çabanın bir göstergesiydi.

Kız, sınıfa adımını attığında, tüm bakışlar ona çevrildi. O da Stephen gibi anında dikkatleri üzerine çekmişti. Ancak, bu dikkat onunla ilgili daha önceki tartışmalardan kaynaklanıyordu. Sınıftaki bazı öğrenciler, onun bu yeni sınıfa gelmiş olmasından memnuniyetsizlik duyuyordu. Kızın geçmişte yaşadığı tartışmalar, hala tazeliğini koruyordu ve onun yeni sınıfında nasıl bir etki yaratacağı merak konusuydu.