Stephen, okulun sessiz kütüphanesinde bulunan bir masada oturmuştu. Sandalyede hafifçe sallanırken, masanın üzerinde duran kalın matematik kitabına odaklanmıştı. Gözleri, kaşları hafifçe çatık bir şekilde kitaptaki problemleri çözmeye çalışıyordu. Elleri, sayfalar arasında hızla gezinirken formülleri arıyordu. Ancak, ne kadar araştırsa da istediği formülü bulamıyordu. Bu durum onu daha da gerginleştiriyordu.
Tam o sırada, adımların yaklaştığını duydu. Başını çevirdiğinde, karşısında duran kişinin Evelyn olduğunu gördü. Stephen, onu görünce yüzünde bir tebessüm oluştu ve sıcak bir şekilde selam verdi. Evelyn de aynı şekilde karşılık verdi ve hemen konuya girdi.
"Yine matematik dersinde mi zorlanıyorsun?" diye sordu.
Stephen, biraz hayal kırıklığıyla "Maalesef. Keşke bu ders kaldırılsa" dedi.
Evelyn, gülümseyerek cevap verdi, "Aslında ben o dersi çok severim, ancak herkesin zevki farklıdır, tabii."
Stephen, biraz daha sıkıntılı bir ifadeyle devam etti, "Ama en kötüsü, diğer derslerde başarılı olup sayısal derslerde zorlanmam. Eskiden bu ders bu kadar zor değildi."
Stephen, kütüphanedeki sessizliği bozmadan, sorunlu matematik dersine dair düşüncelerini Evelyn'e aktarıyordu.
Evelyn, Stephen'a yardım etmek için kalemini istedi ve Stephen hemen tükenmez kalemini uzattı. Evelyn, problemi çözmeye odaklandı ve detaylı bir şekilde tüm adımları Stephen'a anlatarak problemi çözdü. Stephen, nazikçe teşekkür etti ve minnettarlığını dile getirdi.
"Beynin sözel beyin demek ki. Buna bu kadar takma derim. Ben sana yardım ederim, " dedi Evelyn gülümseyerek cevap verdi, "Rica ederim. Ne zaman istersen sana yardım etmekten mutluluk duyarım. Matematiği ve problem çözme sürecini seviyorum."
Stephen ise memnuniyetle karşılık verdi, "Biliyorum, biliyorum. Öyleyse matematik sınavları yaklaştığında senden yardım alabilirim."
Evelyn gülerek devam etti, "Tabii ki, hatta birlikte çalışabiliriz. Sen de karşılığında sözel derslerde bana yardım edebilirsin."
Stephen mutlu bir şekilde onayladı, "Mükemmel! Anlaştık öyleyse." İkisi gülerek tokalaştılar.
Tam o anda, Amy hızla içeri girdi ve yakın arkadaşı Alicia'yı aramaya başladı. Biraz etrafa göz gezdirdikten sonra, Alicia'yı Evelyn ile Stephen'ın olduğu masanın yanında asık bir suratla gördü. Bu durum Amy'nin dikkatinden kaçmadı ve hemen Alicianın yanına yaklaşıp oturdu.
Amy hızla Alicia'nın yanına gitti. Alicia, suratında bir ifade ile Evelyn ile Stephen'ın olduğu masayı izliyordu. İkiliye yaklaşan Amy, masada oturup hızlı bir şekilde Alicia'nın yanına oturdu. Alicia, arkadaşı Amy'nin sözleriyle irkildi ve hızla gerçek dünyaya döndü. Dalgınlığına kapılmış ve arkadaşının yanına geldiğini fark etmemişti.
Amy, sert bir şekilde devam etti, "7/24 onu izliyorsun, her zamanki gibi."
Alicia şaşkınlıkla sordu, "Kimi?"
Amy, alaycı bir ifadeyle cevap verdi, "Kim olduğunu gayet iyi biliyorsun. Stephen'dan bahsediyorum."
Alicia hızla savunmaya geçti, "Ona aşık falan değilim."
Amy ise ısrarcı bir şekilde devam etti, "Kendi ağzınla itiraf ettin."
Alicia sinirle karşılık verdi, "Ne? Kulağın sağır mı, kızım? Ya da yanlış mı duydun? Aşık değilim dedim."
Amy sakin bir şekilde cevapladı, "Bir kişiyi izleyen aşık olacak diye bir şey yok. Belki de izleme nedenin başkadır, bilemeyiz. Hemen de aşktan bahsettiğimi anladın. Kendin de farkındasın ama inkar ediyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirli Dünya: Varislerin Yükselişi +18
FantasiaSihirli Dünya Serisinin ikinci kitabıdır! Neredeyse herkesin hayatında kötü şeyler yaşadığı dönemler olmuştur. Bazılarımız bu dönemlerden daha güçlü çıkarken bazıları birçok şey kaybeder, zayıflaşır. O bu dönemleri deneyimliyordu ama erken bir yaşt...