"Umarım bebeklerle aran iyidir." dedim Çağlar'a ve evin kapısını tıktıkladım. "Bebeklerden nefret ediyorum." dediğinde evin kapısı açıldı ve bizi bir çift karşıladı. Öncelikli davranıp "Merhaba, çok memnun oldum. Ayrıca izin verdiğiniz için de ayrı teşekkür ederiz."
"Ne demek! Zaten siz de avukatmışsınız. Bir sorun yaşarsak yanımızda direkt avukatımız olacak." dedi gülümsemeyle kadın.
Zorla gülümseyerek, "Evet," dedim. Umarım bu evden çocuk sağlam bir şekilde çıkabiliriz.
"Bende çok teşekkür ederim kabul ettiğiniz için. Çocuğunuzun güvenli ellerde kalacağından emin olabilirsiniz." dediğinde bizi davet ettiler ve içeri geçtik.
"Biz kaç saate gelelim eve?"
"Çekim en fazla 5 saat sürer, siz keyfinize bakın." dedi, Çağlar.
"Pekala, iyi şanslar o hâlde." dediler ve evden çıktılar. Bebek beşiğindeki oyuncaklarla oynuyordu. Kamerayı hazırladım ve "Hadi girişi çekiyoruz."
...
Bebek ağlamaya başlamıştı. Hem de deli gibi ağlıyordu. Çağlar susturmak için her şeyi yapıyordu ama susmuyordu. "Bir bebeği susturamıyorsun ya ben daha bir şey demiyorum." dedim ve oyuncaklarla bebeği susturmaya çalıştım.
"Tuvaletini mi yaptı acaba? Tuvalet eğitimi vermemişler mi hâlâ bu bebeğe?" dedi düşünceli bir şekilde.
"Tuvalete nasıl otursun? İçine düşer."
"Acaba şey mi istiyor..." dedi ve bana baktı. "Ne istiyor?"
"Süt?"
"Mantıklı! Ben mutfağa bakayım."
"Yok o değil-" dediği şeyi şimdi anlamıştım ve kafasına vurmuştum.
"Salaksın." diyip mutfaktan biberonu aldım. "Al içir bebeğe bende kayıta alacağım. Öldürme ama dikkat et." dediğimde alttan bana baktı.
"Daha fazla ağlamadan bebeğe sütünü içir." dedim ve bebeğe sütü içirmeye çalıştı ama bebek kabul etmedi. Bu bebeğin adı ne? "Ver şunu." dedim ve bebeği elime aldım.
"Bilesin diye söylüyorum; şu dediğin şey bir insan. Eşya değil." dedi.
"Ona gülerek salak de sana gülerek yanıt verir." dedim ve bebeği omzuma doğru tuttum. Sırtına hafifçe vurdum. Belki de gazı vardı? "Ayrıca beni çekme."
"Merak etme yayınlamayacağım."
"O zaman boşa çekme de şarjı bitmesin." dedim ve arkamı ona döndüm.
"Bebeklerden nefret ediyorsun sanıyordum."
"Ediyorum," dedim ve toparlamaya çalıştım. "Bebeklerden nefret ediyorum diye ne yapayım bebeği yere mi atayım?"
"Mesela bebek şu an susmuşken bana verebilirsin." dediğinde bebeği istemeye istemeye verdim. Bebeklere karşı nötrdüm. Eğer kusarlarsa ya da ağlarlarsa sevmiyorum ama huzurlu bir şekilde uyudukları ve mis gibi koktukları zaman seviyorum. Çıkar ilişkisi bir nevi. Aslında değil onların uyumasından bir çıkar sağlamıyorum.
Çağlar'ı kamerayla çekiyordum ve sürekli kamerayı hareket ettiriyordum yanlışlıkla, o yüzden büyük ihtimalle boşa çekiyordum her şeyi.
"Bebeğe mama yapmamız gerekiyor." dedim.
"Tamam ben makarna yaparım. Parmaklarını bile yalar şimdi!" dedi ve bebeği mama sandalyesine koyup mutfağa gitti. Egoist gerçekten de. Peşinden ilerledim ve "Bebeğin makarna yiyebildiğini sanmıyorum." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokuzuncu Ay ve Gece |yarı texting|
Teen Fiction@eylüldağlar; Son attığın videoyu hemen kaldırıyorsun! @çağlargündüz; Ooo Dokuzuncu Ay? @çağlargündüz: Videoyu kaldırmıyorum editlemek günlerimi aldı. Uyarı! Küfür ve rahatsız edebilecek kelimeler içeriyordur.