Kayıp Yıllar (Kanlı Ay Çetesi) (+18)

BÖLÜM 15

Tümay ablasından duyduğu gerçeklerden sonra Nazlı'yı detaylı bir şekilde araştırmaya karar vermişti. Belkide babası onu isteyerek bırakmak istememişti. Hadi bıraktı diyelim neden iki çocuğunuda bırakmadı? Aral ve Bigem ne gibi  işlere bulaştı da hayatları bu şekilde mahvoldu? En önemlisi annesi nasıl öldü? Dedesi sadece doğum yaparken öldü demişti. Hastanelerde doğum kaydını arattırdığı zaman hiç bir şey çıkmamıştı. Birde babasınında annesi ile ölmesi gerekiyordu. Neden ölmedi? Nasıl kurtuldu bu adam diye içinden geçirdi. Suna ve yaşlı bir doktor Tümay'ın odasına girdi.  Bu sırada Bigem kendisini biraz olsun  toparlamış bir şekilde koltuğun üzerinde oturuyordu.

Suna ilk başta banyonun kapısını çaldı. Tümay dan gire bilirsin komutunu alınca hemen içeriye girdi. Doktor ilk önce Tümay'ın elini dikkatli bir şekilde inceledi. Sonrasında elindeki kanları dikkatli bir şekilde temizledi. Özenle işini halledip banyodan çıktı. Tümay 'ın eline toplamda 8 dikiş atılmıştı. Bu durum Tümay' ın oldukça sinirini bozuyordu. Suna ise Efendisinin yanından ayrılmıyordu. Çünkü efendisinin ona olan bakışlarından  ondan önemli bir şey isteyeceği çok açıktı. Bu sırada Tümay şu şekilde sözlerine başladı.

" Suna senden birisini çok detaylı bir şekilde araştırmanı isteyeceğim."

"Efendim kimi araştırmamı istiyorsunuz?"

"Çetin Aykut'un kız kardeşi Nazlı Aykut'u araştırmanı istiyorum . Bu kadında bir boklar var."

"Efendim bu konuda emin misiniz?"

"Eminim Suna hemde olmadığım kadar çok eminim. Bu Çetin pezevengini detaylı bir şekilde araştırmadığım için en büyük suçlu benim aslında. Şu anda fark ediyorum ki benim geçmişim ile yüzleşmeye cesaretim yokmuş meğerse."

"Efendim sizin işinize karışmak istemem fakat ablanız ile düzgün bir şekilde konuşsanız olmaz mı? Yani demek istediğim kadına o kadar işkence yaptınız. Size karşı ağzını bile açmadı ve her ne olursa olsun kendisini açıklamaya çalışıyor..."

"Doğru diyorsun Suna. Kimse bu işkenceleri kaldıramaz kolay kolay. Hem her ne olursa olsun hatalıydım. Hayatım boyunca acı çektiğim doğru. Fakat ben o acıları çekerken oda bir çocuktu. Büyük bir ihtimalle kandırılmışlar Abim ile."

"Efendim sizin için en iyisi bu olacak."

"Suna Abime bir mektup yaz. Onu bu akşam sekizde  benim mekanıma davet et. Özellikle benim mührümü kullan. "

"Emredersiniz efendim. "

Suna banyodan çıktıktan bir süre sonra Tümay da banyodan çıktı. Bigem'e bakmadan " bu akşam için  hazır ol. Anlattığın konu hakkında Aral ve seninle daha detaylı bir şekilde konuşağız." Bigem bu cümleleri duyduktan sonra gözleri fal taşı gibi açıldı. Açıkcası bunu beklemiyordu. Kardeşinin onun yüzünü bir daha asla görmeyeceğini düşünüyordu. Abisinden habersiz bir şekilde buraya gelmişti. Fakat hiçte pişman olmamıştı buraya  geldiği için.

Tümay odasından çıktı ve çalışma odasına geçti. Bigem'in anlattıkları kafasında dönüp durdu. Her kapı Nazlı Aykut'a çıkıyordu. Kendisine de küfür etmeyi ihmal etmiyordu Nazlı'yı araştırmadığı için. Akşama kadar bu konuyu düşündü. Suna ise Nazlı hakkında bir şey bulamamıştı maalesef. Bu Nazlı konusunu sadece Bigem ile çözebileceğini en sonunda anlamış oldu Tümay. Bu sayede ise   Nazlı' yı asla hafife almaması gerektiğini de anlamış oldu. 

Akşam olduğu zaman Bigem ile mekana gitmek için yola koyuldular. Bigem üzerine mavi bir elbise giyinmişti. Tümay ise her zaman ki gibi simsiyah bir elbise giyinmişti üzerine.

Tümay ve Bigem mekana neredeyse yarım saat sonra varmışlardı. Mekana giriş yaptıkları zaman bütün garsonlar onları büyük bir saygı ile karşıladılar.