Alarm kurmaktan nefret ettiğim için yine okula geç kaldım. Hızlıca üstümü giyinip evden çıkacakken arkamdaki bir ses durmamı sağladı. Canım üvey annem yine geç kaldığım için bana söyleniyordu. Artık bu duruma alıştığım için çokta umursamadım arkama bakmadan evden çıktım . Otobüsü de kaçırmıştım gelmesine daha yarım saat vardı . Zaten okula gitmekte istemiyordum.
Adımlarımı ilerdeki terkedilmiş boş parka yönlendirdim. Önceden orda hep çocuklar oynardı. Terkedilmesinin nedeniyse bir gün karı koca aralarında tartışırken adam kadını canice öldürmüş ve cesetini evin arka tarafındaki parka gömmüş . Bu olay çok geçmeden unutulmuş. Ama o evi alan herkes o kadının çığlıklarını duyduğunu söyleyip evi tamamen kapatmışlar. Çoğu kişi de çocuklarını o parktan ve evden uzak tutmuşlar.
Çok geçmeden parka geldim ve başımı evin oraya çevirmemeye özen gösterdim. Dersin ilk saatini kaçırdığım için 2. Saatde sınıfta olmalıydım. Canım üvey annemin babamı doldurmasını istemiyordum. Annemi küçük yaşta kaybettim ve hiçbir zaman neden öldüğünü öğrenemedim. Babam bu konu hakkında hiç konuşmadı. Annem öldükten 3 yıl sonra başkasıyla evlendi.
Ben o zaman 9 yaşındaydım. Hiç kabullenmedim çünkü ben hâlâ annemi yaşıyor sanıyor ve babamın anneme ihanet ettigini düşünüyordum ve şimdi de öyle düşünüyorum. 3 yıl bazılarına çok bazılarına normal gelmiştir. Bense hep yanlış bir karar olarak gördüm. Haklıydım da. Babam hiç beni anlamadı hatta o kadını savunduğu geceler evi bile terketmiştim.Bu düşüncelerden bir an önce kurtuldum ve telefonumdan saate baktım. Saat sekiz buçuktu. Ve yeni dersin başlaması sekiz elliydi. Zaman kaybetmeden parktan okula doğru yürümeye başladım. Okul yolu yaklaşık 15 dakikaydı. Geç kalacağımı asla düşünmüyordum. Yavaş adımlarla yolun her bir ayrıntısını ezberledim. Telefonumun çalma sesiyle hemen telefona baktım. Arayan Zeynep' ti.
:-Efendim kanka
Zeynep:-Kanka nerde kaldın. Kesin yine ilk derse geç kaldın. Merak etme yok yazdırmadım. Ama beş dakika içinde burda olman lazım. Bende kendi sınıfıma geçicem. Senin için hocayla konuştum.
Ben:-Tamam geliyorum.
Telefonu kapatıp hızlıca okula doğru koştum.Ve nihayet okula gelmiştim. Girişte biraz sıkıntı olmuş olabilir tabii. Güvenlik abi yine beni zorlamayı unutmadı ama aldırış etmeden okula doğru girdim. Hemen yerime oturdum ve ders başladı.
Dersi dinlerken not almak hep huyum olmuştur. Babama göre polislik hep erkek işi gibi gelmiştir. Üvey annem de polis olup napıcaksın suçluların peşinden koşucağına zengin birini bul evlen demiştir hep. Ama birşeyi bilmiyor ki o hiçbir zaman umrumda olmamıştır.Babamın neden böyle düşündüğünü yıllar sonra anladım. Annem de polisti ve hep eve geç gelirdi hatta bazı geceler hiç gelmezdi ve babamla sürekli kavga ederlerdi. Babamın mesleği hep bilgisayar üzerine olduğu için sürekli evde duruyordu.Zilin bu kadar erken çalacağını tahmin bile etmemiştim. Sınıftan çıkıp kantine doğru yürüdüm Kantinde gözlerimi gezdirdim ve Zeyneb'i yanında 3 erkek ve 2 kızla gördüm. Yanına gittiğimde tuhaf gözüküyordu. Bunu sonra konuşucaktım. Bir seksen boylarındaki sarışın bir çocuk tanışmak için elini uzattı.
:-"Merhaba ben Enes"
:-"Memnun oldum ben de Asya"
Elimi çekip birazdan geleceğimi söyleyip yanlarından ayrıldım. Benim nedense dikkatimi çeken diğer adını söylemeyen çocuktu. Onun da boyu yaklaşık 1 90 ve kumraldı. Diğer iki kız da esmer ve 1 70 boylarındaydı.Kantinden su alıp tekrar yanlarına gittim ama tek o çocuk vardı. Kısa bir göz temasından sonra nihayet ağzından tek kelime duymuştum. Onların gittiğini söyleyip zeyneb'in de beni bahçede beklediğini söylemişti. Sesi ne kalın ne inceydi ama sanki bakışlarında başka şeyler vardı. Buraya ait değil gibi.
Bahçeye inip zeyneb'i aramaya başladım. Ağacın orda durmuş dalgın dalgın etrafa bakıyordu. Asla dikkatimden kaçmamıştı. Normalde sevecen biri olmasına rağmen bugün nedense değişikti. Yanına gittiğimi bile fartketmedi. Sakince omzuna dokundum. Elalarını bana çevirdi ve birden sarıldı. Ne olduğunu anlamaya çalışmadan anlatmaya başladı.
Zeynep:-Bizimkilerle yine kavga ettim ve eve bir süre gitmicem sende kalabilir miyim?
:"-Kal tabi kızım o ne biçim soru?"
Zeynep:-"Teşekkür ederim iyiki varsın
Ben:-Sende iyiki varsınn."Nihayet dersler bitmişti. Zeyneb'e birşey sormadım ama bu konuyu kesin konuşucaktım. Merdivenlerden indik ve karşımda yine o kumral çocuğu gördüm ve bana dik dik baktığını...
:-Zeynep bu mal niye bana dik dik bakıyor?
Zeynep:-"Aşık olmuştur."
:"-Saçmalama ne aşkı?. Ayrıca kendisini insan gibi tanıtmadı bile."
Zeynep:-"O hep çok soğuk yeni geldi sen çok tanımazsın. Sonuçta okulda ya var ya yoksun."
:"-Her neyse böyle bakması gerekmiyor ama."
Zeynep:-"Haklısın."
En sonunda gözlerini benden çekti ve merdivenlerden inip hızlıca gözden kayboldu. Gerçekten ilginç bir çocuktu ve muhtemelen benden 3 yaş büyüktü.Ve nihayet eve geldik. Evim o kadar büyük değildi yine de yetiyordu bana.
Evi babam almıştı ama ben kendi paramı kazandıktan sonra evin anahtarını babama vericektim. Çünkü ona bir yanım hep kırgın ve kızgındı.
Zeynep hemen kendini yatağa attı ve bende yemek siparişi verdim. Yemek gelene kadar bir film açtım ve izlemeye koyulduk. Bir anda söze girmesini beklemiyordum tabii.
Zeynep:-"Ben artık çok sıkıldım. Her gün kavgadan sesten ve beni sürekli üzmelerinden. Eve geç geldiğim için bağırdılar ve ondan önce de saçma bir nedenden kavga etmişler. Sonra birden bana patladılar. Cevap verdiğim içinde odana çık dediler. Aynı yerde üniversite kazanmasaydım keşke ..."
:-"Sıkma canını. Kimse istediği aileyi seçemez. Sizinkiler hep kavga ediyordu ama ben ilk defa seni bu kadar üzgün gördüm. İstediğin kadar burada kalabilirsin."
Zeynep:-"Bir anda patladım bende kanka."
Artık içimde tutamıyorum ya da ne kadar isanlara belli etmesem de olmuyor işte.
:-"Biliyorum o duyguyu. Seni de anlıyorum merak etme."
Zeynep:-"Neyse böyle işte. Filme kaldığımız yerden devam edelim."On beş dakikanın ardından nihayet yemeklerimiz gelmişti. Ücreti ödeyip yemeye koyulduk. Hem okuldan hem o değişik çocuktan bir de ailelerimiz hakkında uzun uzun konuştuktan sonra uyumaya karar verdik. Zeynep de filmi beğenmemişti. Ben nedense aksiyon ve kanlı şeyleri severken zeynep tam tersimdi. Onun bölümü Avukatlıktı. Benden bazen daha yorgun oluyordu çünkü dersleri çok ağırdı. O yüzden benden önce uykuya daldı. Ben bir türlü uyuyamıyordum. Saat on bire geliyordu. Zeyneb'i uyandırmadan askılıktan hırkamı aldım ve dışarı çıkmaya karar verdim.
Rüzgar'ın saçlarımı hafif uçurmasını çok seviyorum. Ay gökyüzünü süslemiş gibi sanki. En sevdiğim şeylerden bir tanesi akşam ya da gece saatlerin de dışarı çıkıp gökyüzünü seyretmek olmuştur. Bazen insanlardan ve gürültüden kaçmak gerçekten de bana çok iyi gelmiştir. Adımlarım benden bağımsız hareket ediyordu sanki. Kendimi bir an boş bi arsanın orda buldum. Sanki içimdeki bir ses oraya gitmemi istiyordu. Nedense korkuyordum. Ama alışkındım da . Biraz daha arsaya ilerleyince etrafını tellerle sarılmış bir evin bahcesindeki adamlara gözüm gitti. Bir adam diğer adamlara resmen yalvarıyordu. Sonrasında karşısında duran adamın tam yüzünü göremesem de elinde tuttuğu silahi görmem uzun olmamıştı.
Ya kaçıcaktım ya da bu olanları kameraya alıcaktım . Ben tabiki de ikincisini seçtim. Hemen telefonu cebimden çıkardım ve kayıt başladı. Silahı tutan adamın etrafında başka silahlı adamlar vardı. Diğer yalvaran adamsa orta yaşlarda esmere yakın tenliydi. Silahı tutan adamın bileğinde akrep dövmesi vardı. Bu da dikkatimden kaçmamıştı . Yaklaşık 15 dakika sonra bir el silah sesi duydum ve adam kanlar içinde yere düştü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKREP🦂
ActionKendimi alkole fazla kaptırmıştım. Oysa kendimi, kendi katilimin kollarında bayılacağımdan habersizdim... "Bazen insanın canını en çok unutmak yakar ne acı ki beni hatırlamıcaksın küçük hanım " AKREP🦂