Baba aşkı

88 7 0
                                    

Arabaya bindiğimde şaşkındı. Hâlâ arabayı çalıştırmamıştı. Elimdeki kutuyu arka koltuğa fırlattım ve ona döndüm.
:-"Hadi gidelim ben çok açım."
Evet hâlâ açım diyordum çünkü açtım. Şu an açlıktan bayılabilirdim.
:-"O kutu neydi?"
:-"Eğer arabayı sürersen birlikte evde yemeği yedikten sonra açıçaz."
:-"Asya "
:-"Altay sür artık şu arabayı. Açlıktan bayılmamı mı istiyorsun?"
:-"Peki sürüyorum. Senle başa çıkılmıyor özellikle açlığınla."
:-"Ee senin de sinirinle başa çıkılmıyor Altaycım."
:-"Sadece sana bir kere sinirlendim Asya. "
:-"Okulda kavgalarını görüyordum. En ufak olayda hemen parlıyordun."
:-"Sense Zeyneple izliyordun "
Bunu demesiyle resmen kahkaha atmıştım. O da ters ters bakıyordu.
:-"Bakma öyle. Sonuç olarak dayak yemiyordun."
:-"Beni dövecek daha anasının karnından doğmadı Asyacım."
:-"Oo sakin ol patron."
:-"Tamam dalga geçme de söyle ne o kutu?"
:-"Off Altay bilmiyorum. Eve geçtiğimizde öğrenicez dedim ya."
:-"Tamam oflama."
:-"Açım zaten. Neyse şarkı açsana"
:-"Sen nasıl istersen."

Müslüm Gürses_ yıllar affetmez çalıyordu. Şaşkınlıkla Altaya baktım.
:-"Bakma bana öyle. Adamın hastasıyım. Tipime göre dinlediğim ve yaptığım şeyler alakasız biliyorum...
Yine ve yine kahkaha atmıştım. Bu sefer o da gülüyordu.
:-"Yok canım. Ben de hastasıyımdır ama dediğim gibi şaşırdım sadece."
:-"Şaşırmana son ver çünkü eve geldik prenses."
Ne ara geldiğimizi bile anlamamıştım. Altayın bana böyle demesi beni rahatsız etmiyordu çünkü onu arkadaşım olarak görüyordum. Altaysa son zamanlarda bana öyle yaklaşıyordu. Bunları düşünmeden arabadan indim. Altay benden önce arka koltuktaki kutuyu aldı ve evin kapısını açtı. Evi çok büyük değildi. Zaten tek yaşayan birisiydi. Daha bir buçuk saatimiz vardı. Yemek yemeye yeticek bir süre en azından karın doyurmaya.

Altay resmen kutuyu açmak için gözlerimin içine bakıyordu ama şuan açmak istemiyordum. Önce yemek...
:-"Bakma bana öyle önce karnımızı doyuralım."
:-"Dolapta yemekler var ama yemem diyorsan birşeyler de söyleyebilirim."
:-"Vay be yemekleri kendin yapıyorsun."
:-"Ee tabi ben bazıları gibi üşengeç olmadığım için."
:-"Aa kimmiş o üşengeç."
:-"Bilmem kimmiş acaba."
Gülerek yanıma yaklaştı ve dolaptan yemekleri çıkardı. Isıttıktan sonra masaya koydum. Yemekleri koymamla bitirmem bir olmuştu. Gerçekten çok güzeldi.
:-"Ellerine sağlık şefim çok güzel olmuş."
:-"Kendimi övmek gibi olmasın ama yemekte ve silah kullanmakta çok iyiyimdir."
:-"Orada dur bakalım. Ben senden daha iyi kullanırım silahı."
:-"Öyle mi? Bir gün atış yapalım o zaman Asyacım."
:-"Bu teklifi asla geri çevirmem."

Masayı topladıktan sonra ikimizinde gözü koltukta duran kutuya kaydı. Kutuyu gidip aldım ve Altayda hemen yanıma oturdu. Bir yanım aç gitsin derken diğer yanım açma diyordu. Altay ellerimin titrediğini görünce kutuyu elimden aldı.
:-"Altay ya kötü birşeyse?"
:-"Asya neden bilmiyorum ama sanki senin pskipatının işi gibi bu."
Bunu demesiyle gözlerim nedense dolmuştu. Altaya belli etmeden kendimi topladım.
:-"Tamam ver ben açarım."
:-"Emin misin?"
:-"Eminim."
Kutuyu bana verdi. Artık sadece şu lanet kutuyu açmak kalmıştı. Kutuyu oyalanmadan açmaya başladım. Açtığımda gördüğüm şeyle afallamam bir olmuştu. Kutu birden elimden düştü ve Altay hemen yerdeki fotoğrafları aldı. Babam bir sandalyeye otutturulmuş elleri bağlı bir şekilde duruyordu. Karşısındaysa elinde silah tutmuş biri ama yüzü gözükmüyordu. Benim titremem daha da artarken Altay beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Kendimi toplayıp tekrar fotoğrafa baktım. Arkasında bir de not yazıyordu.

"Babasına aşık küçük bir kız çocuğu...
Ah ne kadar üzücü anlatamam. Oysa babanı gerçekten tanısan o kadar üzülmezdin ve ellerin titremezdi. Saat sekizde babanla ilgili gerçekleri öğrenmek istiyorsan atacağım konumda olman yeterli. Sakın ekiptekilerine söyleme ya da söyle sen bilirsin. Babanı artık demir parmaklarının ardında ya da mezarda bulursun. Tercih senin küçük hanım:) AKREP🦂
Altay yanımda değildi bana su getirmeye gitmişti. Napacaktım şimdi?
Ya bu bir tuzaksa ya da babamı çoktan öldürmüşse?
:-"Asya iyi misin?"
Çok zamanım yoktu ama karakolda olmamız lazımdı. Sikicem böyle işi. Altaya fotoğrafın arkasındaki yazıyı gösterdim. Ondan artık gizlemicektim. Eğer bana birşey olursa en azından ekiptekilere diyip beni bulabilirlerdi. Oraya giderken çip takacaktım ve Altaysa benim nerede olduğumu görebilecekti. Ekiptekilerin yanına gitmicektim çünkü çok vaktim kalmamıştı. Altay ekiptekilere anlatacaktı. Artık yalan dolan yoktu. Eğer mesleğimden uzaklaştırılırsam işte o zaman ölürdüm.

AKREP🦂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin