🦂

221 15 1
                                    

Güneş'in yüzüme vurmasıyla sabah olduğunu anlamıştım. Nedense kalkasım bile yoktu ama mecburen kalkacaktım. Yatakta biraz daha döndükten sonra kalktım. Zeynep hâlâ uyuyordu onu uyandırmak istemiyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonumu alıp mutfağa doğru yürümeye başladım. Telefonumu açtığımda Enes'in mesaj attığını gördüm ve mesaja tıkladım.
Enes:Günaydın. Geçen seni ektiğim için kendimi sana karşı borçlu hissettim ve bugün saat iki de yine aynı yerde buluşalım. Eğer senin içinde uygunsa:)
Saat daha on birdi. Buluşmak istemiyordum ya da korkuyordum. Çünkü Enes bana karşı iyi bir izlenim hissettirmemişti. Dahası garip bir şekilde gitmişti ve doğru dürüst bir açıklama da yapmamıştı. Kafamdaki soruları ya netleştiricektim ya da kaçıcaktım.
:-"Tamam bana uygun iki de oradayım."
Mesajı atıp ufak bir kahvaltı hazırladım. Sabahları kahvaltı yapan birisi değildim. Zeyneb'i de uyandırtıktan sonra duş almak için odama geçtim.
Beyaz bol paça pantolonu ve siyah oversize tişörtü yatağımın üstüne bırakıp duşa girdim.

Duştan çıktıktan sonra üstümü giyinip sade bir makyaj yaptım.Ben hazırlanana kadar saat ikiye yaklaşmıştı. Evden çıkıp yola koyuldum. Durağa yaklaştığımda yine o tuhaf çocuğun orada olduğunu gördüm. Hiç aldırış etmeden durağın orada durdum ve otobüs beklemeye başladım. Telefonum'un çalması da bir olmuştu.
Enes:-"Neredesin,seni alim istiyorsan ?"
:-"Gerek yok duraktayım.Birazdan orada olurum"
Enes:-"Peki birazdan görüşürüz o zaman"
:-"Görüşürüz"
Telefonu kapattım ve çantama attım. İster istemez gözüm ona kayıyordu. Yine elinde bir sigara vardı ve dümdüz önüne bakıyordu. Birini bekliyor gibi bir hali vardı. Bir anda bana baktığında gözümü diğer tatafa kaçırdım.

:-"Sanırım bana bakmaktan vazgeçemiyorsun?"
:-"Sende benle konuşmaktan duramıyor gibisin?"
Ufaktan güldüğünü gördüm.
:-"Sen bana bakmaktan vazgeçersen bende seninle konuşmam hanfendi."
:-"Neyse."
:-"Neyse.Görüşmek üzere"
Önünde siyah bir araba durduğunda arabanın kapısı açıldı. Araban'ın arka koltuğunda  iki adam vardı. İkisi de simsiyah giyinmişlerdi.Birisi aynı ona benziyordu bana dikkatlice baktı ve nedense bana ürkütücü hem de garip geldi.Diğer adam ise gözlerini benden kaçırıyordu. Arabaya bindi ve on beş saniye içinde araba gözümün önünden hızlıca gitti.

Otobüs nihayet gelmişti. Hemen otobüse atladım. Yol sandığımdan daha kısa sürmüştü. Otobüsten inip restoranta girdim. Enes oturmuş telefonla konuşuyordu arkası da bana dönüktü. Yanına yaklaştım ve telefon konuşması dikkatimi çektiği için ses çıkarmadım.
:-"Korktuğun gibi birşey olmayacak. Sadece bana zaman ver biraz." Kapatmam lazım şimdi yarın yanındayım."
Telefonu kapattığında sanki yeni geliyormuş gibi söze girdim.
:-"Çok beklettim mi?.Kusura bakma çok trafik vardı."
:-"Yok çok bekletmedin geç hadi."
Oturduğumuzda bir süre gözleri dışarıda gezindikten sonra kafasını bana çevirdi.
:-"Ee nasılsın?"
:-"İyiyim sen?"
:-idare eder"
:-"Güzel olmuşsun"
:-"Her zamanki halim."
:-"Çok enteransın ama yakında çözerim seni"
:-"Öyle mi?.Belki sen beni çözmeden ben seni çözerim?"
:-"İddalısın"
:-"En az senin kadar "
:-"Sen gelmeden ben önden yemekleri söylemiştim. Geçen gün ne istediysen onu söyledim istiyorsan iptal de edebilirim"
:-"Gerek yok."

Önümüze yemekler gelene kadar çok konuşmadık. Bir süre telefonla ilgilendi ve sonra da yemekler geldi. İlk başta sol eliyle kaşığı tuttu ve başlamam için işaret yaptı. Sol bileğinde sanki daha önceden silinmiş bir iz ya da dövme var gibi duruyordu. Bir süre inceledikten sonra boynundaki kızarıklık da dikkatimden kaçmamıştı. Bunu gördüğümde titrememe engel olamadım. Bunu farketmiş olacakki bakışlarıyla beni süzdü.
:-"Bu havada üşüdün mü,yoksa başka bir sebebi mi var?"
Ne sebebim olabilirdi ki ?.Bu havada üşüdüm desem saçma olurdu.
:-"Yok üşümedim arada bir titreme geliyor "
:-"Anladım. İyi olduğundan emin misin?.Sanki bir garip gibisin?."
:-"İyiyim. Hadi yemeklerimizi yiyelim soğumasın."
:-"Peki."

Hiç yiyesim yoktu ve nedense içimde garip bir his vardı. Enese baktığımdaysa neredeyse bitirmişti. Arada bana bakıyor ve konuşmadan önündekini yiyordu. Benimse aklımda bir katil ve bir başkasından gelen annemle ilgili not vardı. Bunları düşünmeden edemiyordum. Tanıdıklarım ya çok iyi rol yapıyordu ya da tanımadıklarım hayatımı mahvediyordu.Ve en acısı ben bir kanıt bile bulamamıştım. Enese dikkatli bakmaya başladım. Hatta ne kadar baktım bilmiyorum ama yanlış anlamasına sebep olacağımı düşünüp tekrar önüme döndüm.
:-"Bana bakmaktan yiyemedin gibi."
Hayır,hayır. Hemen kendimi toparlamam lazımdı.
:-"Dalmışım öyle. Nedense yiyesim yok. Yanlış anlama yani "
:-"Kalkalım istiyorsan?"
:-"Kalkarız birazdan. Bu arada sana birşey sorabilir miyim?"
:-"Sor"
:-"Sol bileğine ne oldu?. "
:-"İstemediğim bir izi kapattım diyelim "
:-"Daha çok iz bırakmış gibisin ama?"
:-Çok mu belli oluyor yoksa sen mi çok yakından baktın?"
Gafil mi avlandım ben şimdi?.Hem o iz gibi durmuyor ki. Ya da ben mi çok kafamda kuruyorum. Hayır şüphelenmem gayet normal. Bundan sonra böyle. Hayatım değişti sonuçta.
:-"Çok belli oluyor. Özellikle benim gibi meraklı birileri için "
:-"Bazen fazla merak iyi değildir ama"
:-"Ne gibi?"
:-"Mesela yaşadığım birşeyden örnek verim. Ben küçükken merakımdan babam'ın gitme dediği bir yere gitmiştim ve çok korkmuştum çünkü karanlıktı. Sonra kapı kapandı ve ben 1 gün orada kaldım sonra babam geldi beni çıkardı. Yani demem o ki bazen merak ettiğin küçük şeyler ya hayatını mahveder ya da yeni bir farkındalık kazanırsın. Yanlış anlama bu merakın tabiki başına bela açmıcak."
:-"Yok yanlış anlamadım.Sana hangisi oldu peki?"

Ortamdaki sohbeti Enes'in telefonu bozdu. Kısa bir göz temasından sonra telefona baktı.Hemen geleceğini söyleyip yanımdan ayrıldı. Benimse kafam gerçekten karışmıştı. Beni hem tehdit etmişti hem de uyarmıştı. Bu daha çok şüpheye yol açmıştı. Küçüklüğünden bahsetmişti bunu unutmamam lazımdı. Çantamdaki telefon'un titremesiyle yerimden sıçradım. Telefonu elime aldığımda bilinmeyen bir numarayla karşılaştım. Telfonu açıp açmamak arasında tereddüt etmiştim. Cesaretimi toplayıp telefonu açtım.
:-"Alo"
Bir süre ses gelmedi. Tam telefonu kapatıcağım sırada bir erkek sesi duydum.
:-"Bu seni son rahatsız etmem küçük hanım. Ama şunu bil gölgen gibi peşindeyim. Hiç unmadığın bir zamanda görüşmek üzere"

Eve gelmiştim. O telefon konuşmasından sonra Enes'e iyi olmadığımı söyleyip kalkmıştım.
Telefondaki sesten çok dedikleri aklımdan çıkmıyordu. Sesini zaten değiştirmişti çok aklımda kalmasına da gerek yoktu. Gerçekten anlamakta zorluk çekiyordum. Bir labirentteydim ve asla bir çıkışım yoktu. Ve dahası polis olunca daha çok sorumluluk ve bambaşka olaylarda olacaktı. Hepsine hazırdım ama buna asla. Tek sarılmak istediğim kişi annemken o da imkansızdı. Babamsa beni unutmuştu. Alışmıştım aslında. Tek alışamadığım annemin yokluğuydu. Bütün notları ve o aptal kolyeyi atmak istiyordum. Sonrasında kendimi durduruyordum. Hani derler ya bazen sonunuz'un olacağını düşündüğünüz şey sizin kurtarıcınız olabiliyor diye. Ben hep bu söze inanmıştım ve çoğunlukla bu söz haklı çıkmıştı. Ya sonumun olacağını düşündüğüm ya da korkutuğum şeyler benim kurtuluşum olursa?. Ve derin bir uyku...

AKREP🦂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin