partner

136 20 34
                                    

Dominic'i düşünmediğim zamanlar, böyle bir fabrika bulmanın mükemmel bir fırsat olduğunu biliyordum. Kendime ait bir oda, bizi günlerce idare edecek gıda ve silahımız vardı. Yine de mutlu değilim. İçimde tuhaf bir his vardı ve bu mutluluğumu baskılıyordu. Bu his...farklıydı. Huzursuzdum. Bilmiyorum. Belki de yaşadığımız saldırıdan sonra bir şeylerin yolunda gitmesi aklıma yatmıyordu.

Bir süre odada amaçsızca dolanmış sonunda açlığın verdiği korkunç hisle kendimi odadan dışarı atmıştım. Eh, zaten oda fazla büyük olmadığı için attığım adımlar dar ve gel gitli olduğu için başım da dönmüştü. Yemeğe kesinlikle ihtiyacım vardı.

Koridorda Taylor ile karşılaştım.

"Bende sana bakmaya geliyordum."

"Neden? Bir sorun yok değil mi?"

"Nasıl olduğunu merak ettim ve yemek için çağıracaktım."

Kafamı belli belirsiz salladım. "İyiyim, sağol."

"Güzel."

Bakışlarım yüzünde oyalandı. Yorgun bakışlarının altında yatan bir gülümseme vardı.

İlerlemeye başladığımda "Bir şey mi oldu?" diye sordum.

"Ne gibi?"

"İyi bir şeyden bahsediyorum. Mutlu gibisin."

"Yüzüme bakan herkes bu soruyu soruyor fakat cevabı hiç bir zaman öğrenemeyeceksiniz."

Şaşırmıştım. Ve merak etmiştim.

"Bu kadar özel olan şey ne? Çok merak ettim." diye itiraf ettim.

"Boş ver. Önemli bir şey değil. Küçük mutluluklar."

Üstelemedim. Anlatmayacağını söylemişti zaten.

Yemek yiyeceğimiz yere ulaştığımızda masaları birleştirerek oturan ekip bizi karşılaşmıştı. Burası fabrikanın yemek salonuydu. Eski sayılmazdı. Yeni de değildi. Orta büyüklükte, yaklaşık on tane masanın olduğu ve küçük bir büfeye sahipti.

"Kamyonetteki eşyaları buraya mı taşıdınız?" diye sordum.

"Evet. Edwin, Zayn ve Liam kamyonu mutfağa boşalttı. Burası artık bizim yeni evimiz. Bir mutfağımız var ve bunu yapmak çok doğru geldi."

"Anlıyorum."

"Taylor, Hazel! Gelsenize. Sizi bekliyoruz."

Anna'nın seslenmesi üzerine Edwin ve Niall'ın arasındaki boş sandalyeye oturdum. Masaya kısa bir göz attığımda gördüğüm tabak ve çatal yüzümde tebessüme sebep olmuştu. Kamptayken de bunlar vardı fakat masanın üzerinde çok ayrı duruyorlardı.

Diğerleri hoş bir sohbetin içindeyken yemeğimi yerken sessizdim.

"Çitleri kontrol etmeliyiz. Gözümüzden kaçan bir yer olmamalı. Sanırım yapmamız gereken ilk şey bu." dedi, Luke ekmeğini çiğnerken. Haklıydı. Güvenliği sağlamamız gerekiyordu.

"Niall ile ben, sabah kontrol ettik. Bir sorun yok fakat yine de sağlamlaştırmamız gerekiyor. Bilmiyorum belki bazı noktaları tahtalarla kapatmamız gerekebilir." 

"Tahtaları nereden bulacağız, Liam?" diye sordu, Edwin.

"Bilmiyorum. Belki gözden kaçırdığımız bir depo vardır."

"Tüm fabrikayı alt üst ettik. Girmediğimiz oda kalmadı." diye araya girdi, Zayn. "Güvenlik açısından bir sorun göremiyorum. Benim aklımda ön bahçe var. Tüm arsa olmasada bir bölümde ekin için alan var. Orayı değerlendirmeliyiz."

the walkers •zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin