provender

63 13 7
                                    

"Şimdi ne yapacağız?"

"Onlar yukarı çıkmadan biz aşağı ineceğiz." dedi, demir kapıyı kapatırken. Yaşadığım tedirginliğin aksine Zayn oldukça rahat görünüyordu.

Dizlerinin üzerinde yükseldiğinde onunla beraber ayağı kalkarak karşısına geçtim.

"Diğerlerine haber vermemiz gerekiyor."

Kafasını evet anlamında salladı. "Yemekhaneye gidelim...ama önce odamdan silahları almamız gerekecek."

İlerlemeye başladığında arkasındaydım. "Bu kapı onları ne kadar tutabilir? ya da sence ne zamandan beri oradalar?"

"Bilmiyorum. Bir an önce temizlememiz lazım."

"Herkes buraya alışmışken bu çok kötü oldu."

"Yeni düzenin kanunu. Tehlike her yerde. Eğer sesleri duyup depodaki aylakları fark etmeseydin ikinci bir kıyameti yaşayabilirdik."

Buz kesmiştim. Kampta olduğu gibi biz uyurken aylaklar gün yüzüne çıkabilirdi ya da daha da kötüsü çocuklardan biri bizden önce onları fark edebilirdi.

"Orospu çocuğu."

"Efendim?"

"Orospu çocuğu bana burada rahat edemeyeceğimizi söylemişti. Aylakları, depoya onlar koymuş olmalı."

Kafam karışmıştı ve zihnimde "Neden?" sorusu yankılanıyordu. Aşağıda neredeyse elli atmış tane aylak vardı. Onları dışarıdan tek tek depoya koymaları imkansızdı ki çok saçmaydı. Belki de fabrikayı ele geçirmeden önce burada olan aylaklardı. Yeteri silahları olmadığı için böyle bir çözüm geliştirmiş olmalılar diye düşündüm.

"Altımızda aylakların olduğunu bilerek burada yaşayamazdım sanırım." diye itiraf ettim.

"Aylaklar her yerde, Hazel."

Hızlı adımlarla odasının olduğu koridora döndüğümüzde Taylor'ı görmüştüm. Zayn'i bekliyor olmalıydı. Bizi fark ettiğinde yaslandığı duvardan ayrılarak "Bende seni bekliyordum." dedi. Beni beklemiyor, Zayn'i bekliyordu tabiki.

Kapının kilidini açarken "Büyük bir sorunumuz var, Taylor." dedi, Zayn.

"Ne oldu?"

"Alt katta. Zemininde altı...aylaklarla dolu."

"Şaka yapıyorsunuz, değil mi?"

Zayn odaya girdiğinde bizde peşinden girdik. Etrafa kısaca bir göz attım. Odası oldukça düzenli görünüyordu.

"Şaka değil. Sen diğerlerine haber ver. Kata gelsinler."

Taylor hiç bir şey söylemeden kafasını belli belirsiz salladığında onun odadan çıkışını izledim. Zayn ile arasında ne vardı bilmiyor, hala deli gibi merak ederken depodaki aylaklara odaklanmam gerektiğini biliyordum. Bu yüzden ilgimi Zayn'e çevirdim.

"Hangi silahları kullanacağız? Susturucu kullanmamız gerekir mi? Ormanın içindeyiz. Etrafımızda aylaklar var. Silah sesleri onların dikkatini fabrikaya çevirebilir."

Yatağın üzerine koyduğu silahlardaki bakışlarını bana çevirerek "Haklısın." dedi. Ve bakışları bir süre silahlara kitlendi.

"Sorun ne?" diye sordum. Bir şey düşünüyor gibiydi.

"Bir sonraki tehlike için kurşun ayırmamız gerekiyor. Aşağıda beklediğimizden fazla aylak olabilir."

Sıkıntıyla tuttuğum nefesimi bıraktım ve yataktaki boşluğa oturdum. İkimizde bir süre konuşmadık. Sessizlik uzayıp giderken "Aylakların yanına ineceğim." dedi, kararlı bir şekilde. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken yerdeki bakışlarımı ona çevirdim. "Saçmalama."

the walkers •zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin