city center

123 13 7
                                    

İçimde bir alev gibi büyüyen korku ve kaygının izleri silinmişti. Sağ omzunda arbaletini, sol omzunda ise silah çantasını taşıyan Niall, beni mutlu ediyor muydu bilmiyorum fakat daha iyi hissediyordum. Silah çantasına ulaşmak beni öyle rahatlatmıştı ki, yalnızca bir kaç saat önce boynumda asılı duran aylak bağırsağını bile neredeyse unutacaktım.

Göz ucuyla yanımda ilerleyen Zayn'e baktım. Beni aylakların arasından çektikten sonra varlığımızı hissettirmeden onlardan uzaklaşmış büyük bir ağacın arkasında Niall'ın dönmesini beklemiştik. Hiç konuşmamıştık. Niall yanımıza geldiğinde ise temizlenerek kamp için yola çıktık. Gerçekten aramızda hiç konuşma geçmemişti. Teşekkür bile edememiştim. Başlangıçtaki soğuk ve şiddetli tanışmayı sonlandırabilirdim. Sanırım bunu yapmam gerekiyordu.

Adımlarımı ona yaklaştırdım. "Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Beni aylaklardan kurtardığın için...teşekkür ederim."

Tepkisini merak ettiğim için gözlerimi yüzüne çevirdim. Umursamaz görünüyordu.

"Önemli değil."

"Güzel bir başlangıç yapmadık, biliyorum." Elimi ona uzattım. "Hazel."

Dudağının kenarı alayla havaya kalktığında bakışları önce uzattığım elime daha sonra bana döndü. Kısa bir andı. Bir şey söylemeden ilerlemeye devam ederken gerisinde kalmıştım. Elimi indirdim. "Pekala." dedim sessizce. Aramızda her zaman görünmez bir duvar olacaktı. Aklımı sikeyim.

"Adını biliyorum ve nasıl tanıştığımızı unutacak değilim."

Büyük adımlarla ona yetişmeye çalışırken "Sadece teşekkür etmeye çalışıyorum." dedim.

"Vicdanını rahatlatıyorsun."

Kaşlarımı çattım. "Anlamadım?"

"Bana attığın yumruk, Niall'a davranışın, Amy'e olan kaba tutumun... seni rahatsız etmeye başladı. Sen ve kardeşinin aksine kötü ve geçimsiz insanlar olduğumuzu düşünüyordun. Fakat kardeşin için, silahlar için, ormana geri döndük...ve hayatını kurtardım. Davranışlarının değişme sebebi bunlar."

Haklı olabilirdi. Fakat benim açımdan düşünmüyordu. Hissettiğim korku, Edwin'i kaybedecek olmamdı. Acaba felaket başladığından bu zamana kadar ailesinden birini kaybetmiş miydi?

"Felaket başladığından beri ailenden birini kaybettin mi?"

"Konumuzla ne ilgisi var?"

"Farklı bir şekilde tanışsaydık bu kadar kaba ve belki de... sinir bozucu olmazdım. Sadece Edwin'i kaybedecek olma korkusuyla hareket ettim."

Onaylar anlamda başını sallarken "Seni yargılamıyorum. Senin yerinde olsaydım tepkilerim daha ağır olabilirdi." dedi.

"Sana ve ekibine daha fazla rahatsızlık vermeyeceğim. Kardeşim iyileştikten sonra gideceğiz...merak etme."

Cevap vermedi.

Engebeli ve -bana göre- karmaşık yolda ilerlemeye devam ettik. Kamp alanına vardığımızda hava kararmıştı. Karavanın ve çadırların dışında kalan alandaki düzeneğe dikkat ederek iç bölgeye geçtiğimizde kamptaki herkesi büyük ateşin etrafında otururken bulmuştuk. Keyifleri yerindeydi ve sohbet ediyorlardı.

"Zayn geldi!"

Bizi ilk fark eden Lucas olmuş heyecanlı bağırışı üzerine diğer gözlerde olduğumuz tarafa dönmüştü. Liam hızla ayağı kalkarak yanımıza geldiğinde önce Niall'a sonrasında Zayn'e sarıldı.

the walkers •zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin