2.

6.5K 254 60
                                    

Ellerim cebimde, kulağımda kulaklık  sokaklardan eve doğru ilerliyordum. Fırıncıda ki işime ilk günden son verilmişti. Nedenini söylememişler di bile.

Gerçi söylemelerine gerek yoktu, biliyordum sebebini. Özcan yine ekmeğime el koymuştu.

Ne bu mahallede nede başka yerde il bulabiliyordum. Asaf bu para işini pek takmazdı. Çocukluğumuz beraber geçmişti, yan gelip yattığım için değil de Özcan yüzünden para kazanamadığı mı biliyordu ve saygı gösteriyordu. Ama artık çok ayıp olmaya başlamıştı.

Hem bu devirde haftalık para ile bir ev geçinemiyordu.

Kulağımda kulaklık sokaklarda sallanırken bir kitapçı görmüştüm. Yüzümde hafif bir gülümseme oluşmuştu. Kitap okumayı severdim. Ama bir başladığım kitabı bittiricek vaktim olmuyordu sürekli iş aramaktan.

Ayaklarımı yeşil duvarlı olan kitapçıya yöneltmiştim. Eve gitmeden en azından bakabilirdim.

Kapıyı açtığımda kafamın üstüne çalan çan ile kafamı yukarı kaldımıştım. Tatlı küçük bir zil vardı. Hafifçe gülümseyerek içeri doğru girmiş kapıyı kapatmıştım.

Kasada ki abi bana bakıp gülmüştü sonrasında raflardaki işine dönmüştü.

Ben ise çoktan rafların arasına gezmeye başlamıştım. Öylesine göz gezdirirken bir kitaba takılmıştı gözüm.

Çok güzeldi, kapağında yeşil desenler ve kadifemsi bir kabı vardı.

Ama hiçbir yerde adı yazmıyordu. Çok ta kalın bir kitap değildi. Ama çok güzeldi.

Elimi cebime atıp yokladım. Cebimden çıkan paraya bakmıştım. 100 lira vardı. Eğer bu kitap çok pahalı ise içime gömüp gidicektim.

Kasaya doğru geldiğimde abiye kitabı uzatmıştım gülümseyerek. Kitabı alıp cihaza okutmuştu. Heycanla ve gerginlikle kaç TL olduğunu tahmin etmeye çalışmıştım.

Abi gülerek bana bakmıştı "35 TL Yalçın oğlum." Dedi sakince. Gide gele artık beni tanımışlardı. Eğer hesaplarım doğruysa param yetiyordu. Asaf bugun gececiydi zaten. Eve gider aç olursam dışarı çıkar alırdım ekmek.

Abiye alıcağımı söylediğim zaman onu çok güzel yemyeşil bir kurdele ile fiyonk yapıp yeşil bir poşetin içine koymuştu. Gülen gözlerimle abiye teşekür etmiştim.

Heycanla kitabı alıp kitapçıdan çıkmıştım. Acilen eve gidip bu kitabı incelemek istiyordum.

-----------

Evimin olduğu sokağa döndüğüm an adımlarımı hızlatmıştım. Şaşırmıştım bugun ne Özcan ne de arkadaşları beni sıkıştırıp dövmemişti. Bunun da verdiği mutlulukla eve doğru yürüyordum.

Bina artık görüş açıka girmişti. Cebimden anahtarımı çıkarıp hazırlamıştım. Heycanla kapıya gelip aceleci bir tavırla kapıyı açmıştım. Merdivenleri o kadar hızlı çıkıyordum ki Asaf görse bu tembel nasıl gidiyor bu kadar hızlı derdi.

Kendi kapımın önüne geldiğimde arkamda ki kapının açılmasıyla oraya dönmüştüm.

Gördüğüm yüz ile kulaklarıma kadar genişleyen gülümseme yavaş bir şekilde solmuştu.

Özcan karşımda sarışın bir kadınla kapıdan çıkmıştı. Kadının üstünde sadece bornoz vardı, Özcan ise üstünde ki deri ceketi düzeltiyordu.

Ben donup kaldığım için ikisi de beni görmüştü. Özcan'ın hiçbir duygu barındırmayan gözleri beni gorunce harlanmıştı.

"Ne bakıyon lan!" Diyerek bağırmıştı. Yerimden zıplayarak kendime gelmiştim. Hemen önüme dönüp titreyen ellerimle kapıyı açmaya çalışıyordum. Arkadan bir kıkırtı sesi gelmişti.

Yeşil'im BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin