"Asaf evde ekmek kalmamış!"
İçerdi de araz abi ile güreşen Asafa bu kaçıncı bağrışımdı acaba. Resmen abisini gördüğü an beni unutmuştu ya.
Ama değerdi, herşeyi de yanımda olan bu çocugun gülmesi bir ömre değerdi.
Ama yine de insan bir cevap verirdi. Ama şuan birşey fark ettim. Artık Asaf gülmüyordu.
Kaşlarımı çatarak biraz daha bekledim. Ama hala asafın anırma sesi kulağıma gelmiyordu.
Yavaş adımlarla içeri doğru gittim.
"Asaf?"
Hala ses yok. Artık salona geldiğimde asafın neden gülmediğini anladım. Ölmüştü.
Araz abi asafı kolunun altına sıkıştırmış, bacaklarını ise bedenine dolamıştı. Asafa ise bir dili dışarda ölü taklidi yapıyordu. Ya da gerçekti.
Hızlıca arkadaşımın yanına koştum. "Araz abi bırak çocuğu mosmor olmuş görmüyor musun?" Dedim aceleci bir tavırla.
Asaf benim sesimi duyar duymaz gözlerini açmış kollarını bana doğru uzatmıştı. Yalvaran gözlerle bana bakıyordu. "Yalçın canım dostum gardaşım kurtar beni!"
Asafın bu haline hem gülmüş hem endişelenmiştim. Çünkü gerçekten acınası bir durumdaydı şuan. Zar zor nefes alabiliyordu.
Hızlıca araz abinin kollarına atıldım. Ama ne fayda kolunu öyle sıkı sarmıştı kı Asafa, ayrılmıyordu.
Daha fazla çekiştirirken bir anda kendimi araz abinin üstünde bulmuştum. Abi bir hareketle asafı bırakmış bu sefer beni kenetlemişti.
Yan gözle baktığımda Asaf hızlıca kalkmış ve uzağa doğru kaçmıştı. Hain köpke.
Ben hala araz abinin üstğndeyken tekrar hamle yaptı ve bu sefer asafın olduğu konumda ben vardım. Bacaklarını benimde bedenime kenetlemişti.
Ama Asaf gibi mosmor olıcağımı sanmıyordum. Çünkü o kadar da çok sıkmıyordu.
"Ya araz abi arkadaş kurbanı oldum ne olur affet." Dedim cılız bi sesle. O ise bu sesime gülmüştü.
Ardından azıcık kulağıma eğilmişti. "Ee o zaman ne yapıyormuşuz bilmediğimiz taşın altına girmiyoruz." Dedi gülerek.
Kulağıma nefesini verdiği için hıylanmıştım. Tüylerim diken diken olmuştu.
O ise hafif gülerek beni serbest bırakmıştı. Hızlıca emekliyerek ileri doğru kaçmıştım.
"Haksızlık valla beni boyun duruk yaptın abi, yalçına hiçbir şey yapmadın." Dedi isyan ederek.
Birazdan bende ona el ense çekicektim haberi yoktu. Araz abi ise asafın bu haykırışına sadece güldü ve ayağa kalktı.
"Yeter bu kadar oynadığımız ben markete gidip ekmek alayım." Hızlıca onu durdurdum. Adam geleli daha 1 gün oluyordu onu bu iğrenç mahallede dışarı salamazdım. Allah korusun mahalleliyi öldürür hapise falan girerdi.
"Yok abi sen dur ben giderim şimdi." Araz abi ise çoktan itiraz etmeye başladı.
"Misafir miyim oğlum? Şuradan şurası alırım ben şimdi." Dedi ve odaya yöneldi.
Arkasında duran Asafa kaşla göz hareketleri yaptım. Hala nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Ama benim ne demek istediğimi anladı ve hemen abisinin yanına adımladı ve kolunu tuttu.
"Abi bırak yalçın gitsin hemen. Sende meşur menemenini yap bize." Dedi Asaf. Araz abi yine itiraza geçicekti ki bu seferde araya ben girdim.
"Evet abi Asaf çok bahsetti çok güzel yapıyormuşsun lütfen!" Dedim yalvaran bir sesle.