Dışardan gelen gürültü ile yataktan fırlıyarak uyanmıştım. Mahalle hep sesli oluyordu zaten ama galiba bu sefer kıyamet kopuyordu. Yatakta doğrulmuş ve komidinin üstünde ki telefonumu elime almıştım.
Yuh saat 02.34' dü. Gecenin bu saatinde milletin götüne ne girmişti ki kıyameti kopartıyolardı.
Meraktan hemen yataktan kalkmış ve balkona doğru yalın ayak yürüyordum. Koridorda karşılaştığım Asaf ile anlamaz şekilde birbirimize bakmıştık.
"Ne oluyor bu amına kodugumun mahallesinde ya?" Demişti uyku sersemliği ile. Omuzlarımı silkip birlikte balkona doğru yürümüştük.
Sonbahar bitmişti artık, kışa girmiştik. Onun için geceleri ayaz vuruyordu. Doğalgaz faturasını yeni ödediğimiz için kombiler çalışıyordu. O yüzden evin içi sıcacıktı.
Asafta bende yabancı olmadığı için şort ve tişörtle geziyorduk. Hal böyle olunca hemde meraktan üstümüze birşey almadan balkona çıkmıştık.
Vallaha bu ayaz götüme girse bu kadar donamazdım. Balkona çıktıktan sonra bin defa sövmüştüm kendime.
Mahalleyi gördüğümüzde şaşkınlıkla Asaf ile birbirimize dönmüştük. Harbiden mahalle 56 olmuştu.
Mahallenin gençleri birbirlerini dövüyorlardı. Hatta aralarında travestiler de vardı. Onların de ellerinde topuk ile diğer gençlere saldırıyordu.
Bu görüntüye daha fazla dayanamamış ve kahkaha patlatmıştım. Asafta benimle birlikte gülmeye başlamıştı.
Mahalleli hala birbirini yerken bizde arada bir gülüp arada kavga hakkında yorum yapıyorduk. Sonra Asaf bir anda kas katı kesildi.
Onun o yüzünü gördükten sonra benimde gülmem duruklamıştı.
"Ne oldu lan?" Demiştim asafı dürterken. O ise hala konuşmuyordu. Baktığı yeri takip ettiğim zaman burdan bile kan kırmızı gözleri belli olan bir adet Özcan vardı.
Öyle bir bakıyordu ki sanki anasına sövmüştüm. Beni öldürmek istermiş gibi bakıyordu. Hayır her zamankinden daha öldürmek istermiş gibi.
İkimizde birbirimize kitlenmişken o benim süzmüştü. Şortuma baktıkça sanki daha da harlanıyordu o ateş.
Gözlerini benden 1 saniye çekip eli ile kavga eden bebelerden birini çağırmıştı. Çocuk kavganın ortasından çıkıp Özcan'ın yanına geldiğinde. Özcan tekrar bana bakarken bebeye bir şeyler demişti.
Bebe arkasını dönüp bize baktığında bana odaklandı ve o da şortuma baktı. Bebe hala gözleri ile beni süzerken Özcan bebenin esesine çok sert bir şekilde vurmuştu.
Ben bile bu kargaşada o tokat sesini duymuştum.
Bebe anında koşarak bizim balkonun altına geldi.
"Abiler içeri geçmeniz lazım." Dedi titreyen bir sesle. Biz hala ona bön bön bakarken o tekrar konuştu.
"Abi hadi ya hayat memat meselesi içeri geçmeniz lazım acil vallaha sikerler beni." Dedi yalvaran gözlerle.
Balkon demirliklerine kollarımı dayayıp çocuğa eğildim.
"Hayırdır kardeş kim sikiyor?" Dedim ciddiyetle.
Çocuk korkarak arkasına dönüp baktı. Bende onun baktığı yere bakınca Özcan'ın hala kan çanağına dönmüş gözleri ile karşılaştım.
Beni kıskanmış olamazdı dimi?
Yok be ne kıskanması göz zevkini bozduğum için içeri tıkmaya çalışıyordur. Hem neyimi kıskanacaktı ki şortun dizimden 1 karış yukardaydı. Tişörtüm normaldi.
Hem onun sevgilisi vardı.
Özcan bu seferde gözlerini benden ayırmadan yanında ki adamın omuzuna dokundu. Normal normal çay içen adam ilk özcana sonra bizim balkona bakmıştı. Yavaşca kalkmış ve kavganın içinden sıyrılarak bize doğru gelmişti.
Bu adamı tanıyordum. Sanırım adı Tunç'tu, Özcan ile gezerdi hep.
Adam balkonun altına geldi ve elinde ki tesbih ile bize bakmaya başladı.
"Arkadaşlar hadi içeri geçin hava soğuk hasta olursunuz." Demişti. Çoğunlukla gözü Asafa takılıyordu.
"Hayırdır abicim herkes balkonda niye biz içeri geçiyoruz?" Dedi Asaf ters bir şekilde. Adam ise kafasını sola yatırıp sabır çekmişti.
"Bacım hadi içeri geçin asıl kıyameti kopartmayın." Dedi sakin bir sesle. Asaf ise hahladı.
"Aa sensin be bacı kıro." Demişti. Ardından kolumdan tutup beni içeri sürüklemişti.
Asaf hala homurdanırken ben balkon camından son kez Özcana bakmıştım. Ama o telefonla ilgileniyordu.
Asaf kendi odasına yöneldi ve kapıyı çok sert bir şekilde kapatmıştı. Bende son kez daha bakıp odama doğru adımlamıştım.
Yatağımın üstünde duran telefonu alıp tekrar komidine koyucaktım ki bir bildirimin geldiğini fark ettim.
0565...: O donla çıktığına göre sırada ki travesti sensin ha?
Ellerim çoktan titremeye başlamıştı. Kimdi lan bu ororpsu çocuğu.
Siz: Kimsin lan sen kahpe seni bir travesti yaparım aklın durur.
0565...: Oo kediye bak sen aslan olmuş başımıza.
Siz: Siktir git senle uğraşamıcam.
0565...: La bebe benimle doğru konuş bak.
Siz: Hayırdır la kimsin sen?
0565...: Özcan ben :)
(Görüldü)0565...: Bu kadar mı heyecanlanıyorsun ya?
Siz: Ne istiyorsun Özcan?
0565...: Bir daha o şortla çıkarsan bu mahalle de barındırmam seni diyorum?
Siz: Sanane ya sana mı sorucam?
0565...: Mahalle bir travesti daha istemiyorum. Yeter burdakiler. Gecenin bir yarısı süslenmiş çıkmışsın o kıyafetlerle.
Siz: Yeni uyanmıştım. Ev sıcak olduğu için oyle giyindim. Ki hiçbir şey yok üstümüzde şort kısa da değildi.
0565...: Soğuktan kızarmış bacaklarını herkes gordu lan ne demek kısa değildi!
Siz: Sen çok dikkat etmişsin demeki. Millet o gürültüde bana bakacak değildi.
Siz: Hem kavga olsun da çıkıyım kendimi gösteriyim diye beklemiyorum. Sizin boktan kavganızın sesi yüzünden uyandım.
(Görüldü)Hah. Haspam ya hem bana hakaret ediyordu hemde gördüldü atıyordu. Elimde ki telefonu hırsla komidine bırakmıştım.
Yorganı kaldırdım ve yatağa giricektim ki bir sesle dondum.
"Kesin lan sessinizi. Dağılın hemen itler!"
Özcan resmen gürlemişti. Benim odam mahallenin arkasında kalıyordu. Ama burdan bile duymuştum onun sesini.
Ne yapmaya çalışıyordu acaba. Neden yapıyordu..
-------
Bu Özcan dayak istiyorOy ve yorum bacılar tutsun şu kitap ya😼