"Çıkıyorum ben kolay gelsin Rüştü abi."
Rüştü abinin bana el sallaması ile dükkandan çıktım. Soğuk hava yüzüme akın edince montuma daha da sığındım.
Yürürken cebimdeki elimi çıkardım ve saatime baktım. 9'a çeyrek vardı. Evde beni bekliyorlardı. Araz abi yüz kere mesaj atmıştı çabucak eve gelmem için.
Sabahtan beri yerimde duramıyordum. Araz abiden laf çıkmadığı için Asafa sormuştum az çok öğrenmiştim. Galiba en sevdiğim yemekleri yapmışlardır.
Küçük falan demeyin uzun süredir ev yemekleri yemiyordum. Yurtta bir teyze vardı sonra rahmetli olunca bir daha ev yemeği yemedim. Asafla genelde makarna yumurta tarzı yemekler yapardık. O yüzden çok heyecanlıydım.
Hızlı hızlı mahalleye girerken içimde ki heycan daha da artıyordu.
Ev görüş açıma girmişti ki kolumdan tutulup iki bina arasına çekilmiştim. Ani refleks ile ağzımdan bir bağırtı çıktı. Fakat karşımda ki kişi hızlıca eliyle ağzımı kapattı.
Karanlığa alışan gözlerimle sonunda karşıda ki insanı seçmeye başladığımda kalbimde daha fazla korkudan atmaya başlamıştı.
Özcan.
Bana o kadar kinli bakıyordu ki gözlerim dolmuştu. Ama hayır üzüntüden değil korkudan. Beni burda öldürse kimse birşey yapmazdı.
Ben ona bakarken o elini boynuma çıkardı. O an elinde ki metalin soğukluğunu iliklerime kadar hissettim.
"Eğer ağzını açarsan seni tam burdan," Şah damarıma daha fazla bastırdı.
"Keserim."
Olduğum yerde daha fazla sindim ve kafamı hızlı hızlı salladım.
O ise bu haraketimle serserice güldü. "Ne oldu kahraman sevgilin yokken kuzu gibisin?"
Hala benimle alay ediyordu. Benden hala bir cevap alamayınca gözleri daha bir kanlandı sanki.
"Ne susuyorsun lan! Konuş, inkar et."
Yüzüme karşı haykırdıktan sonra devam etti.
"İnkar et, kalbim hala sana köpek de. Ne istersen yaparım de. De lan!"
Sona doğru sesi artık titremeye başlamıştı. Ben ise bu sefer şoktan konuşamıyordum.
Gözlerimin içine baktı sanki bir duygu arıyordu. Ancak bende ona karşı gösterilcek tek duygu ya korkuydu ya da şuan olduğu gibi şaşkınlıktı.
Oda bunu çok net anlamıştı. Yüzünü ekşitip ağzımda ki elini ve boynuma dayalı olan bıçağı çekerek hızlıca uzaklaştı benden.
Ellerini saçlarına geçirerek bana arkasını döndü.
Telefonumun çalması ile gözlerimi ondan ayırdım. Oda anında bana dönmüştü. Cebimden çıkardığım telefonumu daha kendim bakmadan hızlıca elimden çekti.
Az da olsa sakin bir şekilde baktığı ekranla birden kahkaha kopardı. Ama bu kahkaha öfke ve kin dolu bir kahkahaydı.
"Bak sevgilin arıyor. Eve geç kalınca merak etti herhalde ne dersin?"
Telefonu yüzüme doğru resmen fırlatır gibi tuttu. Ani gelen refleks ile kafamı sağa doğru çevirdim.
O hala telefonu suratıma doğru tutuyordu.
"Bakalım sevgilin benim sesimi duyunca nasıl bir tepki vericek."
Konuşması bittiği gibi hızla ona doğru döndüm. Az da olsa benden uzaklaşmış telefonu açmaya yeltenmişti.