İyi okumalarr
------
"Neyse bizim mahalleye de geldik gardaş." Dedim yanımdaki Bülente.Bülent'de bizim gibi yetimhanede yaşıyordu. Ama o bizden daha şanslıydı, çünkü onu çok güzel bir aile evlat edinmişti.
Ama hiçbir zaman eski yuvasını yahut bizi unutmamaıştı. Ailesi orta durumlu bir aileydi o yüzden daha guzel bir mahallede yaşıyordu bizim aksimize.
Arada bir hep birlikte bululurduk. Ama Asaf evde uyuyordu, bende iş aramaya çıkmıştım, çıkmışken de bülenti alayım demiştim.
"Tamamdır kardeşim dikkatli ol. İş konusu da sıkıntı etme Allah büyüktür." Dedi. Ardından sıkıca sarıldı.
O görmese de küçük bir tebessüm etmiştim.
Ardından ayrılıp ikimizde kendi yolumuza gitmiştik. Mahallede tek sevdiğim şey, iş ararken yoruluyordum ama sonunda o yokuşu inmeyi çok seviyordum.
Hele kışınsa.
Çocuklarla birlikte poşetlerle aşağıya doğru kayıyorduk. Kaç kere Asafın dudağı patladı, yere yapıştı, burnuna darbe aldı haddi hesabı yoktu.
Ellerim yine cebimde o yokuşu iniyordum. Ama bir sorun vardı. Kimse yoktu. Sokak bomboştu. Çok tuhaf birşeydi, en azından benim için.
Ben avanak avanak etrafa bakarken çoktan kahvanenin önüne gelmiştim. Göz ucu ile içeriye baktığımda nerdeyse mahallenin butun gençlerinin orda olduğunu görmüştüm.
Ardından içlerinden biri ile göz göze geldim. Arkasını dönüp arkadaşlarına birşeyler dedi. Ve ardından hepsi arkasına bakarak bana bakmaya başladı. Sonra o çocuk kahvanenin çıkışına doğru koştu.
O an için bu bakışın benim hayatımı etkileyeceğini asla bilemezdim.
Kahvaneye geri baktığımda herkesin o çocuğun peşinden koştuğunu fark etmiştim. Ama sadece 3 kişi hala bana bakıyordu.
İki tane iri yarı adam ve bir adet Özcan.
Ben hala onlara bakarken, nerdeyse hepsi gelmiş ve çevremde çember oluşturmuştu.
"Vay vay vay, mahallemizin orospusu da gelmiş ha?" Dedi ilk göz göze geldiğim çocuk.
Ben hala olayın şokunu atlatamamışken, çocuğun bir baş haraketi ile yanlardan iki başka çocuk gelip kollarımdan tutmuştu
Kendimi onlardan kurtarmaya çalışırken Özcan ve o iki adam gelmişti.
Ama benim yanıma gelmemiş, kahvanenin önünde olan sandalyelerinin birine oturmuştu.
Ben hala olayı çözmeye çalışırken karın boşluğuma inen yumruk ile iki büklüm olmuştum. Beni tutanlarda bu ani hareket karşısında şaşırmış olucak ki yere doğru bırakmışlardı.
Ben hala yerde kıvranırken karşımda çocuk bağırmıştı. "Kaldırın lan şunu!" Diye.
İki çocuk yerden resmen beni kazıyarak yukarı doğru çekerken ben hala acıdan kıvranıyordum.
"Özcan abi affet, açılışı biz yaptık ama sen al istersen?" Demişti karşımda çocuk.
Zar zor da olsa Özcana baktığımda bomboş bir gözle bana bakıyordu. Ardından çocuğa dönüp yarım ağız bir şekilde sırıtı.
"Yok koçum, siz gençisiniz öğrenmeniz lazım devam et. Ama arkadaşlarına da sıra ver." Dedi hafif gülen bir sesle.
Durduk yere dayak yiyordum, hiç kimse hiçbir açıklama yapmamıştı.