İyi okumalar ballarr
Oy veya yorum atarsanız çok sevinirim🥺
-------
İlahi bakış açısı;Ağrıyan göz kapaklarınaa rağmen gözünü açmayı başarmıştı genç adam. Ama hala bulanık görüyordu.
Birkaç dakika sonra artık daha iyi göremeye başlamıştı. Bembeyaz tavan karışlamıştı onu. Sanırım ölmemişti henüz.
Genç oğlan hala etrafı incelerken odanın kapısı pat diye açılmıştı. Kaşı ve burnu yara bantlı olan Asaf ile göz göze gelmişti.
Oda Yalçın'ın uyandığını görmüş olucak ki hemen koşarak yanına geldi ve kardeşine sıkıca sarıldı.
"Oğlum çok korktum lan." Dedi hala sarılırken. Yalçın ise gülümsemeyle yetinmişti. Asaf Yalçın'ın şu hayatta ki en iyi seçimiydi.
Sıkı bir sarılmanın ardından Asaf geri çekildi. Yalçın Asafın yüzüne artık daha yakından baktığı için gözlerinin altının mosmor ve ıslak olduğunu görmüştü. Çok ağlamıştı be kardeşi.
Asaf Yalçın'ın yüzüne dikkatli baktığını anlamış olucak ki bir hışımla geri çekilmişti.
"Oğlum götünden 5 tüp kan aldılar biliyor musun?" Dedi neşeli bir ses ile. Asaf böyleydi işte asla üzüldüğünü belli etmezdi.
Küçükken de böyleydi. Asaf ailesini tanıma fırsatı bulmuştu, babası ve annesi onu yetimhaneye bıraktığında çok ağladığı ve şımarık davrandığı için gittiklerini sanmıştı.
Daha 3 yaşındaydı. En şımarık olduğu dönemdi, ağlaması lazımdı. Ve ardınan anne baba sevgisi ile sakinleşmesi lazımdı. Onu bile çok görmüştüler.
Yalçın biraz daha kafasını yukarı doğru ittirip asafa döndüm.
"Ee doktorlar ne diyor?" Dedi Yalçın. Asaf kenarda duran koltuklardan birini çekip yanına oturmuştu.
"Ay hiç sorma vallaha ya. Bir sürü şey söylediler ama ben anlamadım." Dedi sıkıntı ile. Hafifçe kıkırdamıştı Yalçın, Asaf ise Yalçın'ı görüp kıkırdamışı. Ardından devam etti.
"Vallaha doktorlar da anladılar mal olduğjnu daha basitçe anlatılar." Dedi. Yalçın kafasını devam etmesi için salladı.
" Dikişlerin düşüne kadar değnek ile gezicekmişsin. Benim arkadaşta vardı bir ara bacağını kırmıştı istedim ondan alıcam yarın." Dedi.
Yalçın'ın acil iş bulmawı lazımdı daha. Değnek ile gezen birine nasıl iş verirlerdi. Kapıdan içeri bile sokulmazdı.
"Peki ne zaman çıkıcam?" Dedi merakla. Asaf koltuktan kalktı ve sehpa olan yere doğru yürüdü. Birkaç meyve suyu, su ve pet bardak vardı.
Pet bardaklardan iki tane çıkararak vişneli meyve suyundan koymuştu.
"Vallaha abi 2 gün yatacak dediler." Dedi ciddiyetle ve ardından Yalçın'a döndü. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. 2 gün yatmak demek daha da para odemek demekti onun için. Hayatta kalamazdı hastanede.
"Yok abi kalamam zaten birikmişimiz az onu da bunun için kullanmayız." Dedi Yalçın. Asaf elinde ki bardaklarla tekrar yanına oturdu Yalçının. Ama bu sefer sinirliydi.
"Salak saçma konuşma aptal ölüyordun. Sikmişim parasını yat yattığın yerde." Dedi.
Ardından meyve suyunu ağzına doğru tuttu.Döke döke zorla içirmişti. Sonra pet bardağı alıp yanımda ki masaya koymuştu. Geriye yaslanıp Yalçına bakmıştı.
"Yok abi ben çok iyiyim gerçekten. İmza atalım da yarın gidelim hem bana iyi gelmiyor hastene biliyorsun." Dedi.
O ise dik dik bana bakıyordu. Ardından pes etmiş gibi kafasını çevirmişti. Çokta uğraşmamıştı ama Yalçını fikrinden döndüremeyeceğini anlamıştı.
Ardından ayaklandı. Yalçın'ın ona baktığında kıçını salaya salaya dışarı çıktığını gördü. Ardından bağırmıştı.
"Nereye lan yeni amaliyat oldum beni bırakıp nereye?" Diye bağırdı Yalçın. Asafın şuan yüzünü göremiyordu ama ses tonundan anladığı kadarıyla buruşturmuştu.
"Söylediğin iyi oldu mal, hemşireye dicem yemek falan getirsin." Diye bağırmıştı oda.
Yalçın ardından gülümseyerek bakıyordu. Kapı sesi duyulduğunda kafasını yastığa koymuştu. Ardından aklına yeni gelmiş olucak ki telefonunu aradı.
Yan komidinin üstüne gördüğünde oraya doğru uzanmıştı. Ardından telefonu eline almıştı.
Tahmin ettiği gibi kimseden mesaj veya arama yoktu. Zaten şu hayata Asaf'tan başka kimsesi yoktu.
O an dank etti. Tesadüfen Özcan'ın hesabımı bulmuştu geçen gün ama kendi hesabından bakamamıştı. Bir de onun için dayak yemek istemiyordu. Fake hesap açıktan sonra bakmak için profili kendine atmıştı.
Bunu yapmak istemiyordu. Ama çok merak ediyordu. Asaf gorse bir posta da o döverdi ama komalık edene kadar.
Hızlıca Asaf gelmeden fake hesap açmaya çalıştı. İsmini rastgele bir isim yaparak hesabı açmıştı.
Ardından iki dakikada ezberlediği profili arattı.
Sadece bir foto vardı. Bir tane de öne çıkarma. Öne çıkartmalara girdiğinde sadece mahalleyi bir kere paylaşıp onu öne çıkarma yaptığını gordu.
Posta ise sadece ve yine mahalle vardı. Kendisini azıcık katarak mahalleyi kadraja almıştı. Önünde de bir köpek vardı.
O köpeği üstüme salmakla tehtid ettmişti..
Yalçın bir an ne yaptığını düşündü. Kafasını telefondan kaldırıp yattığı yere ardından yarasına baktı. Hepsinin sebebi bu adamdı. O olmasaydı şuan belki iş bulmuş evini geçindirmek için çalışıyordu.
Hala neyini seviyordu bu adamın? Belki de takıntılıktı bu. Ya sa mazoşistlik falan. Yoksa insan kendine zarar veren birini nasıl sevsindi ki?
Pes etmişti. Özcan'dan, mahalleden, herşeyden.
Derin bir nesef vererek Özcan'ın postundan çıktı. Çıktığı an hikâye ibresinin kırmızı olduğunu gördü. İlk başta tereddüt etse de dayanamayarak hikayeye tıkladı.
Bir arabanın içindeydi, çok karanlık bir yerdeydi. Yalçın telefonunun ekran ışığını artırsa da sadece bir ev değil ya da bir manzara değil de, daha çok AVM gibi bir yer olduğunu anlamıştı.
Ama onun dikkatini çeken direksiyonuna üstündeki el di.
Sarılmıştı. Parmakları dışardaydı sadece. Birşey olmuştu eline. Sonra yine kendine baktı Yalçın. Onun canı daha çok acımıştı, o ise bakmıştı sadece.
Eline daha fazla bakmayarak başka yere odaklandı. Arabının teyibinde bir şarkı ismi vardı.
Telefonu artık gözüne sokucaktı nerdeyse. Hiçbir şey gözükmüyordu. Sadece 3 kelimeli bir şarkı adıydı. Baştakini ve ondan sonrakini göremiyordu. Sonda kinde ise seviyor yazıyordu sadece.
Daha dikkatli bakarak okumaya çalışırken kapı birden açılmıştı. İçeri giren Asaf ile telefonu hızlıca pikenin altına saklamıştı.
Asafın elinde bir tepsi dolusu yemek vardı.
"Evet yemek aldım sana. Gerçi bu başkasının yemeğiydi ama adam turp gibiydi başı ağrıyomuş hastaneye yatmış zengin züppe. Aldım geldim sordum da hemşireye yese ne olur diye hiçbir şey olmaz dedi." Dedi gülerek.
Ardından devam etti "Bu gece uyumak yokmuş. Bir de yemeği ilaçları içtikten sonra yiceksin ha." Dedi.
Yalçın tamam anlamından kafasını sallamıştı. Bir an önce şu hastaneden çıkıp evine gitmek istiyordu.
O zaman odasına gider ve düşünme fırsatı bulurdu. Belliydi bu gece Asaf onu uyutmamak için susmayacaktı.
----------
Valla kimse okumuyor ama ben her akşam yazıyorum mallık bende de var biraz ha Yalçınım?